Ana Sayfa

Neden İnadına Haberler Makaleler Sosyalizm Tartışma Katkıda Bulunanlar

a p a ç ı k

Durum ve Görünüm 

Erol TOY

Tek kutuplu dünyanın hali berbat.
Paylaşımcı sosyalizm umudu yıkıldı. Egemen kapitalizmin sömürüsü arttıkça arttı. Yeni dünya düzeninin tanrısı ABD. Peygamberi dolar.
Zenginler, yoksullara hem yüksek faizle borç veriyor. Hem içişlerine karışıyor. 
Dünyanın en büyük bölümünü açlık, yoksulluk ve yoksunluk kapladı. 
Toplum ormanlarının köküne ırkçılık kıranı girdi. Dün kardeş olanlar bugün amansız düşman. Ülkeler kan deryası içinde.
Üst üste gelen doğal afetler, insanlığın kökünü kurutacak.
Vah vah vah !.. 
Kapitalist emperyalizm bunalımlarını ahmaklara satabildiği için şimdilik ayakta. 
Çin uyanır Pasifik'ten... Küba dayanır Atlantikten sürerse, işi biter. 
Sosyalist devrimin paylaştıracağı refah ezilenleri mutluluğun doruğuna taşır.
Kah kah kah !..
Ülkemizin durumu kötü. 
Eğitim hurafeye dayalı. Savunma düşmanı yurtiçinde arıyor. Güvenlik çetelerin elinde. Adalet F tipine kilitli. Hükümet beceriksiz... Devlet zalim. Uygarlıktan nasipsiz.. Emperyalizmle işbirlikçileri tarafından soyula soyula geri bıraktırılmış bir toplumuz.
Bir de Avrupa Birliğine girmeye kalkıyoruz. Ne hayal !.. 
Vah vah vah !..
8 yıllık ilköğretim aydınlanmanın ilk ışığını yaktı. 11 yıla çıkardık mı, güneşi fet-hederiz. Anayasa değişir, MGK danışma kurulu olursa, düşmanlar yurtdışına çoka-şır... Seçilmişler atanmışların üstü olur, demokrasimiz pekişir. 
Tantan çeteleri dağıttı, gitti. Yücelen insan haklarını karakola sokacak. İlkokul çocuklarına işkenceden yorgun güvenlik güçleri hırsız, yolsuz peşine düşecek.
Uyum yasaları çıkınca, adalet gerçekleşeceğinden, ölüm oruçları sona erecek.
Avrupa topluluğu olunca, hükümet ayacak. Devlet demokratikleşecek. Toplum çağdaş uygarlık düzeyini aşacak.
Kah kah kah !.. 
Siyasal kanatlarımız paramparça. Partilerimiz tarikatlarla güç odaklarının çiftli-ği. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Liderlerimiz basiretsiz. Kendisi himmete muhtaç sivil toplum örgütlerinin yarım aklına uyuyorlar. Meclis onların kurşun asker alayı.
Vah vah vah !..
12 Eylül balyozunun toz duman ettiği bütün dengeler, ancak yerine oturuyor. Siyasal ortama yerleşen bağnaz, kurnaz, işbilir, işbitirir fırsat düşkünlerinin ayıklan-ması kolay değil. Zaman ve sınav her türden büyüyü bozunca çıkarlar öne çıkar. Ka-natlar bütünleşir... Saçaklar bilimsel temele oturur.
Kah kah kah !.. 
Maliyemiz borç batağında boğuldu. Ekonomimiz bir krizden çıkmadan bir di-ğerine düşüyor. Dolar yükselince, borçla ithal ettiğimiz malların fiatları çok arttı. İşler kesat. Borç boynumuza takıldı... Pahalı mal depomuza tıkıldı. Bankalarımız bu basın-ca dayanamadı. Küçükler yıkıldı. Büyükler artçı şoka dayanıksız durumda.
Vah vah vah !..
IMF'yle Dünya Bankası, düşük faizle uzun vadeli 17 milyar dolar borç veriyor. Bu öteki tefecileri etkileyeceğinden, hazinenin önü açıldı. 
Kendin üretmiyorsan, sefahat ekonomisinin sonu yok. Enflasyonu düşürmenin en demokratik yolu, fiatları yükselterek, tüketimi azaltmaktır.
Borç yiyen kesesinden yer denilmiştir. Satamıyacağını niye alırsın ? 
Küresel ekonomi süpermarket dünyasıdır. Orada dükkâna yer yok. Madem banka tasarruf havuzudur. Olimpik değilse yaşaması zor.
Kah kah kah !..
Montaj fabrikaları ardardına kapandı. Batan ve batacak bankalarınki de ekle-nince işsizlerin sayısı gün günden artacak.
Vah vah vah !..
Her türlü birikimin anakaynağı bilgi ve emektir. Montaj üretime döner. Vurgun zekâsı icada yönelirse, yepyeni iş alanları, dev büyüklükte bankalar açılır. Birikimli e-mekçiler kapışılır. Az ücretli ağır işlerde, başka ülkelerin işsizleri çalışır.
Kah kah kah !.. 
Uluslar arası tefecilik kurumlarının sadakasına muhtaç hale geldik. Alacaklı ko-miserleri içişlerimize karışıyor. Onurumuz ayaklar altında. Öldük, bittik, mahvolduk. 
Vah vah vah !..
Geçen zaman içinde, kayıtsız koşulsuz kimden ne kadar borç aldın ? Kime ne kadar verdin açıklayabilir misin ?
Kah kah kah !..
1980'de borcumuz 20 milyar dolardı. 2001'de 115 milyar dolar. Bu 95 milyar dolar vurgunculara, soygunculara, hortumculara peşkeş çekildi. 
Vah vah vah !..
Bir GAP'ın maliyeti kaç milyar dolardır ? Buna kaptırmamanın bedeli de ekle-nirse geriye ne kalır ? Ve orada Koç abime 5.000 dönüm yerine 500 bin dönüm arazi verip besicilik yapsa... Sabancı ağama sadece Atatürk Barajı'nın suyu verilip şişede satsa kaçyüz milyar doları, kaç yılda tek başlarına getirirler ?
Kah kah kah !.. 
İnsanlar borçlarını ödeyemiyor. Esnaf kepenk kapattı. Başbakanlara kasa fırla-tıyor. Dürüst, namuslu, onur ve kişilik sahibi işadamları intihar ediyor.
Vah vah vah !.. 
Kıronun oğlu olmuş. Tutmuş sünnet düğünü yapmış. Televole sanatçılarının tamamı oradaymış. Onların o güzel başlarına 3 bavul dolusu dolar saçılmış. Maliyet 1 milyon doları bulmuş. Medyamız düğünü anlata anlata bitirememiş.
Meğer bunlar yalanmış !.. 
Sanatçılar takı kuyruğuna girmişler. Harcanan 20 milyar liraymış.
Kah kah kah !..
Bizim halkımız hem aptal, hem cahil, hem de inat. 
Seçimlerde Çiller, Yılmaz, Baykal, Yazıcıoğlu, Boyner, Tibuk, Perinçek, Uras gibi genç, güzel, yakışıklı liderler dururken, yüzde 20'nin üzerinde oyu 80'lik politika-cılara veriyor. Ama, seçimlerin ertesi günü yapılan kamuoyu yoklamalarında yüzde onluk barajın altında göstermekten utanmıyor. 
Vah vah vah !..
Bu yüzden olsa gerek 80'lik köşe yazarları, sık sık 80'lik politikacıları çekilip yerlerini gençlere bırakmaları için uyarmak zorunda kalıyor.
Kah kah kah !..
Ve sonuçta da Osmanlı'nın son dönemi yeniden yaşanıyor. Süpergüçler... Yâ-ni Tanrı ABD ve G7 meleği,doğrudan olmasa da uluslararası kurumları aracılığıyla bi-ze Sevr'i dayatıyorlar.
Vah vah vah !..
Aman ne kadar iyi !.. 
Osmanlı küllerinden Türkiye Cumhuriyeti... Sevr paçavralarından Lozan yollu-ğunun çıktığını unutmuş olmalılar.
Marx boşuna mı, " tarihte olaylar iki kez tekrarlanır. Ama ilki trajedi, ikincisi ko-medi olarak, " demiş. 
Kah kah kah !..
Ey Türkiye insanı !..
Halkımız, o zamanki değil. Çok daha zayıf... Emperyalizmse çok güçlü. Ayrıca benim özel durum, konum ve çıkarlarım her türlü direnişi engelliyor diyorsanız...
Vah vah vah !.. 
İş oraya vardığında, her türlü dayatmayı başlarına çalıveririm... Yok, yoksul ve yoksunken bunu becerenlere ancak böyle yaraşırım... Bunca askeri cadı avı için mi besliyorum... Gerektiğinde davulu vursam on-yirmi katını da çıkarabilirim. Benimle kim nasıl başedecekmiş, diyorsanız...
Kah kah kah !..