|
|
SES
İsrafil YILDIZKAN
Şafak, bağlarken dağların duvağını
Çalındı kapımız hoyratça.
Gecenin karanlığını hançerleyen,
Düşlerimizi parçalayan bir ses ile.
Bizimle geleceksiniz denildi !
Gidiş o gidiş !
Ne yarim kalan düşlerimiz,
Ne de geride bıraktığımız
Masum, parıltılı gözleri
Görebilmemize izin verildi.
Ne götürüldüğümüz yer belli,
Umutla sıktığımız
Yumruklarımız yok simdi.
Bir ses bıraktık giderken, kapımızın önüne;
Farkına bile varamadılar, göremediler.
Yok edilmiş, vurulmuş, yakılmışız
Umursamıyoruz artık.
Sesimiz yankılanır şimdi
Karanlıklara karşı bir meşale.
Ve yankılandıkça ;
Korku salar karanlıklara
Umut olur, yumruk olur havada.
Çınladıkça kulaklar da,
ısıttıkça taze yürekleri,
Endişeye salar;
Hoyratça kapımızı çalanları,
Arabamıza bomba koyanları,
Kursun sıkıp, diri diri yakanları.
Böyle bir ses işte ;
Susturun susturabilirseniz.
|
|
|