GLOBALLEŞMENİN
YASASI
YEREL YÖNETİM MASALI
ALİ
SİRMEN
Dün, hükümet
üyeleri tarafından imzalanıp Meclis'e sunulan Yerel Yönetim Temel Yasası Taslağı,
kabul edildiği takdirde, Cumhuriyet tarihinin en önemli değişikliğini oluşturacak,
ulusal devletin yapısını değiştirip onu bir çerçeve devlet haline getirecektir.
Ne gariptir ki,
medya bu yasa ile gerektiği kadar ilgilenmedi.
Bir tek Cumhuriyet
bu yasanın önemini kavradı ve değerli gazeteci kardeşim Işık Kansu , bu konuda
uzmanlarla da görüşerek, girişimi bütün yönleriyle işleyen bir dizi hazırladı.
Işık'ın ilk
bölümü dün yayımlanan bu çok önemli dizisini kaçırmayıp, mutlaka okuyun!
Demokrasilerde her
şeyin, halkın gözünün önünde, onun bilgisi dahilinde olması, ne yazık ki,
gerçekte teoride kalan bir kuraldır.
Yalnız Türkiye'de
değil, zaman zaman gelişmiş demokrasilerde bile, yaşamsal önemi olan kimi yasalar ve
anlaşmalar, kamuoyu pek farkına varmadan geçirilmektedir.
ABD, Meksika ve
Kanada arasında imzalanan ve her üç devletin de egemenlik alanlarını serbest ticaret
ve dolayısıyla büyük şirketler lehine sınırlayan North American Free Trade
Agreement (NAFTA) ile ilgili olarak da Amerika'da bu anlaşmanın içeriğinin kamuoyu
tarafından yeterince tartışılmadan, gerçek niteliği tam anlaşılmadan
imzalandığı yönünde, ciddi eleştiriler ileri sürüldü.
Türk kamuoyu,
seksen yıllık Cumhuriyet Devleti'nin yapısını büyük ölçüde değiştirecek olan
bu yasayı enine boyuna tartışarak, bütün yönlerini incelemek, siyasi partileri,
sendikaları, sivil toplum örgütleriyle yasa hakkındaki düşüncelerini açıklamak
durumundadır.
****
Işık'ın
yazısının yanı sıra biz de bu sütunda hafta boyunca, yasa ile ilgili temel
noktaları bilginize sunarak tartışmaya, karınca kararınca, katkıda bulunmaya
çalışacağız.
AKP'nin
hazırladığı yasa taslağı, aslında yalnızca bu partinin damgasını taşımıyor.
Bu yasa aslında
Türkiye'nin küreselleşmeye eklemlenmesini amaçlayan, Dünya Ticaret Örgütü, Dünya
Bankası, IMF'nin etkisi ve damgasıyla gündeme gelmiştir.
AB'de yepyeni bir
dönemin öncüsü olan Maastrich Anlaşması'nı da bu çerçevede ele almak gerekir.
Diğer
ayrıntılarına, perşembe günkü yazıda değineceğim bu yasanın Türkiye'yi eyalet
hatta federal sisteme doğru yöneltecek, merkezin yetkilerini yerele, oradan da, özel
sektöre devredecektir.
Gerçekten de
maliye, milli savunma, içişleri ve çalışma bakanlıkları dışındaki bütün
bakanlıkların taşra örgütleri il özel idareleriyle yerel yönetimlere
devredilmektedir.
****
Türkiye'de
devletin, üretime dayanmayan, tabanını talan ve avantanın oluşturduğu bir ekonominin
üstüne oturan yapısı, hantal bürokrasisi, her yerde egemen olan rüşvet ve
kokuşmuşluk, memurun kendini halkın hizmetkârı olarak değil de efendisi olarak
gören çarpık bakışı ve yerel yönetimler konusunda yaygın, ama gerçek bir temele
dayanmayan, olumlu önyargılar, bu tasarının ilk bakışta kimi çevreler tarafından,
sevinçle karşılanmasına, kimilerinin de bu yönde kamuoyunu bilerek veya bilmeyerek
yanıltmaya yönelik propagandasına zemin hazırlayacaktır.
Nitekim, İsmet
Berkan geçen hafta, Radikal'de yayımlanan yazısında, yeni tasarıyı bir devrim olarak
nitelemekte ve bu görüşünü, yetkilerin yerel yönetimlere devredilmesiyle hizmette
kalitenin artacağı varsayımına dayandırmaktaydı.
Türk siyaset
yaşamı, ne yazık ki, bir yandan tabular, öte yandan da önyargılara yol açan
temelsiz şablonlarla doludur.
''Yerel yönetimler
demokrasinin beşiğidir'' görüşü bu
yaygın önyargılardan biridir.
Sayın Prof. Dr.
Birgül Ayman Güler' in de belirttiği gibi, tarihte yerel yönetimleri demokrasinin
beşiği değildir. Tam tersine demokrasi merkezi yönetimler sayesinde gelişmiştir.
Türkiye gibi,
kentlilik bilincinin yerleşmediği, ekonomisi üretime değil, talana ve avantaya dayanan
ülkelerde de, yerel yönetimler uygulamada hizmeti yerine ve halka yaklaştıran, yeni
bir demokrasi odağı olmaktan çok yeni bir rant paylaşım odağı oluşturmaktadır.
Bu durumda kimi
yetkilerin yerel yönetimlere devredilmesi, istenen sonucu vermeyebilip, kamu
çıkarının merkezi bir yönetimle olduğundan fazla zedelenmesine yol açabilecektir.
Bu yüzdendir ki
küreselleşmenin yasasını incelerken özellikle yerel yönetim masalının gerçek
yüzünü göz ardı etmemek daha sağlıklı sonuçlara varmamızı sağlayacaktır.
(Cumhuriyet’ ten
alınmıştır.)