IRAK ÜZERİNE DÜNYA TRİBÜNALİ
Platform Metni
İstanbul, 29 Ekim
2003
Projenin
kökenleri
Dünyanın
çeşitli ülkelerinde ortaya atılmış olan Irak konusunda bir uluslar arası tribünal
(mahkeme) kurulması fikri, Berlin, Cakarta, Cenevre, Paris ve Cancun’daki savaş
karşıtı toplantılarda tartışılmış ve ilke olarak kabul edilmişti.Cakarta Barış
Mutabakatı, uluslar arası bir savaş suçları tribünalini gerçekleştirme
kararlılığını ilan etmişti.Bertrand Russell Barış Vakfı tarafından Brüksel’
de düzenlenen Networkler (Ağlar) Konferansı (Avrupa ve Kurtuba Barış ve İnsan
Hakları Ağları) da bu konuyu tartışmaya vakit hasretmiş ve bu fikir geniş bir
destek görmüştü.
Bertrand Russell Barış Vakfı tarafından 26 - 27 Haziran 2003’de düzenlenen Networkler
Konferansı’nda oluşturulan çalışma grubu, Irak halkına ve insanlığa karşı
işlenen suçları soruşturmak ve tespit etmek amacıyla bir uluslar arası tribünalin
kurulması fikrini ve olanaklarını tartışmaya girişti.Sekretarya ve bilgi
alışverişi görevleri, koordinasyonu Brüksel, Hiroşima, New York, Londra ve başka
yerlerdeki gruplarla yakın temas içinde sürdürmesi öngörülen Türkiye grubuna
verildi.
Böylelikle oluşan
Koordinasyon Komitesi, 27 – 29 Ekim 2003 tarihinde İstanbul’da düzenlenen
toplantısında projenin tasarımı,biçimi ve amaçları konusunda bu kararı aldı.
Projenin meşruiyeti
ABD ve
müttefiklerinin, dünyanın dört bir köşesinde halkların ve hükümetlerin karşı
çıkmasına rağmen başlattığı saldırı savaşı dolayısıyla hiçbir mahkeme ya da
merci bu eylemin yargılanması için harekete geçmemiştir.Resmi otoritenin eli kolu
bağlı durduğu yerde, ahlaki otoritenin bütün dünya adına konuşma hakkı doğar.
Meşruiyetimiz,
*Girişimimizin,
gücünü, resmi uluslar arası kurumların vahim uluslar arası suçlar işleyen ve
dünya barışını tehdit edenlerden hesap sormaktaki yetersizliğinden almasından,
*İşgale karşı
olduğunu ortaya koyan dünya çapındaki savaş karşıtı harketin bir parçası
olmamızdan,
*Irak halkının
işgale karşı direniyor olmasından,
*Vicdan sahibi her
insanın görevinin saldırı savaşlarına, savaş suçlarına, insanlığa karşı
suçlara ve uluslar arası hukukun başka türden karşı çıkmak olduğuna ilişkinin
inancımızdan,
*Barış içinde bir
arada yaşama, gelecekte saldırıları ve BM Şartı’nın ihlallerini önleme konusunda
geçmişte verilen mücadelelere yaslanmaktan,
*Bu savaşın, sesi
olmayan kurbanlarının sesi olmaya çalışarak, sivil toplumun sosyal adalet ve barış
hareketinin en aktif bölümlerinde ifadesini bulan kaygılarını dile getirmekten,
*Uluslar arası
hukukun ilkelerini öne çıkarmaktan kaynaklanıyor. Meşruiyetimiz amaçlarımızı
gerçekleştirdiğimiz ölçüde güçlenecektir.
Tribünalin
görevleri
Tribünalin ilk
görevi ABD devletinin Irak savaşını başlatmakla işlemiş olduğu suçları
soruşturmaktır.Dünya çapında bu savaşı mahkum eden harekete rağmen, her türlü
uluslar arası hukuka aykırı olarak, ABD hükümeti taammüden oluşturduğu bu savaş
stratajisini dünyaya empoze etmiştir. Ayrıca, ABD devleti cezai kovuşturmadan
bağışıklık talep etmekte, kendini her türlü uluslar arası yasanın ve
sözleşmenin üzerinde görmektedir.
İkinci görev,
savaş sırasında işlendiği iddia edilen savaş suçlarını, işgal hukukuna karşı
suçları, soykırım ve insanlığa karşı suçları soruşturmaktır. Bunlar arasında
yaptırımlar, uranyum gibi kuşaklar boyu ölümlere yol açabilecek yasaklanmış
silahların kullanımı yer alabilir.
Üçüncü görev, daha geniş bir çerçevede, Yeni Emperyal
Dünya Düzeni konusunu soruşturmak ve teşhir etmektir. Bu bağlamda tribünal
“önleyici savaş” doktrini ve bunun “iyi niyetli hegemonya,” “full spectrum
dominance” (“bütünsel üstünlük”) ve “eş zamanlı çok sayıda savaş
alanı” türünden uzantılarını göz önüne almak gereklidir.Bu süreçte, tribünal
bu savaş mantığının ardında yatan dev ekonomik çıkarları da soruşturma
kapsamına alınacaktır.
Raporların ve
kanıtların incelenmesinden, gerek Iraklı, gerek uluslar arası tanıkların
dinlenmesinden,savaş mağdurlarının müdahil taraf olarak söz hakkını
kullanmasından sonra. Tribünal nihai kararına ulaşacaktır.
Amaçlar
Bu Uluslar arası
Tribünali kurmakla dört amaç izliyoruz.
*İlk
amacımız,barışa karşı suçlar, savaş suçları,işgal döneminde işlenen suçlar,
savaşın ardındaki gerçek amaçlar, Amerikan politikasının ardındaki hedefler ve
bunların dünya barışı için yarattığı tehlikeler konusunda olguların tespiti ve
kamuoyunun bilgilendirilmesidir. Savaş koalisyonunun ve onun “askeri yatılı
gazetecileri”nin yaydığı yalan sisini dağıtmak için bu özellikle önemlidir.
*Barış hareketi ve
küresel savaş karşıtı protestolar açısından tribünal, seferberliği sürdürmek
için bir fırsat olacaktır.Tribünal akademik bir çaba olarak kalmamalı, güçlü bir
uluslar arası ağ tarafından desteklenmelidir.Irak’a saldırıya karşı büyük
kitlesel gösterileri düzenleyen savaş karşıtı hareketler ve barış hareketleri,
saldırganları yargılama ve bu yargılamayı bir kampanyaya dönüştürme fikrini
ilkesel düzeyde kabul etmiş durumdadır.
*Tribünali devam
eden bir süreç olarak düşünüyoruz. Irak’ta olan bitenin soruşturulması, tarihin yeniden ve yeniden
yazılmasına karşı hakikati saptamak ve kolektif bellekte muhafaza etmek bakımından
büyük önem kaşımaktadır. Uluslar arası kurumların sessizliğine meydan okumalı,
uluslar arası hukuk bakımından yükümlülüklerini yerine getirme zorunluluğunu
onlara hatırlatmalıyız. Bu süreçte tribünal uluslar arası hukuk bakımından
tavsiyelerde bulunabilir.Yalnızca muzaffer güçlerin savaş tribünalleri toplaması
geleneğinin kırılmasına katkıda bulunabilir, savaş mağdurlarının sesinin
duyulmasını sağlayabilir.
Bunu yapmakladünya
kamuoyunun ve Irak halkının işgalin sona erdirilmesi ve Irak’ın egemenliğinin
yeniden tanınması konusundaki taleplerini desteklemiş oluyoruz.
*Uluslar arası
Tribünal Girişimi, Yeni Emperyal Dünya Düzeni’nin , sürekli savaşlara ana
yöntemlerinden biri belleyen bir kalıcı olağanüstü hal oluşturma çabasına karşı
çıkmakta olan geniş hareketin bir parçası olmayı amaçlamaktadır.Tribünal, barış
ve adalet temeline yaslanan bir dünyanın kurulmasına, ahlaki, politik ve kısmen hukuki
bir karar yoluyla katkıda bulunabilir.
Tiribünalin biçimi
Genel planımız,
çeşitli ülkelerde konuyla ilgili etkinlikler, araştırma yada soruşturma komisyonları, duruşmalar ve tekil özgül
konularda tribünal oturumları düzenlenmesine dayanan ve İstanbul’da nihai bir
tribünal oturumu ile taçlanacak olan bağımsız bir dünya tribünali
düzenlemektir.Şimdilik Brüksel ve Hiroşima’da duruşmalar yapılacağı
kesinleşmiştir.Şu anda New York, Kopenhag ve Meksiko için öneriler vardır.konuyla
ilgili bazı etkinlikler de Londra ve Mumbai (Bombay) kentlerinde düzenlenecektir.
Kendimizi bir
paradoks ile karşı karşıya hissediyoruz: Ceza bağışıklığına son vermek
istiyoruz, ama bunu uygulayacak gücümüz yok.Bu yüzden, herhangi bir hukuki iddiası
olmayan basit politik protestolar ve akademik sempozyumlar örgütleme yönelişi ile
kusursuz usullere dayalı olmakla birlikte sonucu önceden bilinen bir mahkeme düzenleme
yönelişi arasında bir orta yol bulmak zorundayız.Yalnızca yurttaşlar olduğumuz
için dar anlamda hukuki yargılama yapmaya yetkimiz olmamasına karşılık savaş
politikalarına ve suçlarına karşı çıkmanın yurttaşlar olarak görevimiz
olmasından doğan bu paradoks, yola çıkış noktamız ve gücümüzün kaynağı olarak
görülmeli.
Her ne kadar
araştırma