YEREL YÖNETİM SEÇİMLERİ HAZIRLIKLARI
Dr. Ergun GÖKNEL
28 Mart 2004 tarihinde yapılacak yerel yönetim seçimleri için
birkaç satır yazmak gerekti.
Bu seçimlerin en ilginç ve dikkatle izlenmesi gereken bölümü
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi. Adaylar sırasıyla
boy göstermeye başlıyor. Aday adaylarının adları basında görüldükçe
bu seçimlerin kendine özgü durumu da açıklık kazanıyor.
Bakınız!... Şu anda Başkanlık koltuğunda oturan Ali Müfit
Gürtuna aday. Fakat partisi yok. Kendine parti arıyor. Kendine bir
kapı da bulacak kesinlikle. AKP olmuyor…. DYP olsun…Belki de CHP
olabilir… Artık kime kısmetse. Sanırsınız ki Pazar yerinden elma,
armut seçiliyor. Nerede kaldı siyasi düşünce, nerede kaldı siyasi
inançlar? Tek hedef bir yerlerden aday olmak. Sonra da seçmenin
böyle bir adaya ve böyle bir siyasi partiye oy vereceğini ümit
etmek. Elli yılı aşan demokrasi ve seçim tarihinde seçmen bu
oyunlara gelmeyeceğini defalarca ispat etmiştir. Gözden kaçan bu…..
Ana muhalefet partimiz CHP ne yapıyor? Mevcut kafasıyla
Istanbul’da seçim kazanacağını mı sanıyor? Aslan gibi adayları var
doğrusu. Hele İzmit Büyükşehir eski Belediye Başkanı Sefa Sirmen
aday olursa yeme de yanında yat. İzmit’de gösterilen marifetler
Istanbul’da da gösterilecektir. Dokunulmazlığı da kalkacağı için
Yuvacık konusu rahatça yargıya intikal edebilecek. Bu şekilde CHP
bir taşla iki kuş vuracak. Sirmen’in dokunulmazlığının kaldırılması
derdinden kurtulacak.
Sirmen iddialı, İstanbul gibi bir kente Başkan olabilme
hayali gerçekleri görmesini engelliyor. Bakın neler diyor?
“İstanbul'da
seçimleri 900 bin farkla kazanırım, 950 bin fark yapacak olan varsa
buyursun''
Yılların siyasetçisine ufak bir hesap yapmasını önerelim…
7 milyon seçmeni
olan İstanbul’da 900.000 fark demek, % 80 seçime katılım oranında,
rakip adaya %16 fark yapmak demektir.
Ne diyelim.
Kolay gelsin!... Hayırlı olsun!...
AKP seçimin normal galibi görülüyor. Doğru da…. Ülke
genelinde ki olumlu siyasi hava Istanbul’da da AKP’nin yelkenlerini
şişirecektir. Burada aday belirlenmesindeki sorun çok değişik.
İstanbul gibi, ülkenin tüm gelirinin yarıya yakınının oluştuğu,
büyük kentsel rantların paylaşılmak üzere ortada beklediği bir
metropole güvenilir bir mutemet aday gerekli.
Öyle bir aday bulunmalı ki Veysel Eroğlu gibi insanların
gözüne baka baka kadrolaşmasın. Daha sessiz ve derinden gidebilsin.
Sırasında geri çekilebilsin, sırasında uzlaşabilsin. Fakat her
şeyden önemlisi güvenilir bir mutemet olsun sonuçda ülke gelirinin
yarıya yakınının teslim edileceği bir kişi olacak. Genel Başkana
kayıtsız şartsız bağlı olsun, onun sözünden çıkmasın.
Diğer partilere gelince. Tabii ki hepsi aday gösterecekler.
Seçim meydanından kaçmak olmaz. Hele bir de soldaki ittifakçılar var
ki, daha henüz ittifakın çay masasında el sıkışmakla bir sonuca
varmayacağını anlayamadılar. İttifak düşünce temelinde oluşursa bir
faydası olur beyler… Yoksa gene bol laf ve sonuç sıfır…
İstanbul seçmeninin gözünü iyice açması gerekli. En azından
seçimden sonra olacaklara dikkat edilmeli. On dört milyonunu
yaşadığı, ülke gelirinin neredeyse yarısının oluştuğu, devamlı
gelişme halinde bir metropol İstanbul. Her yıl nüfusu yaklaşık beş
yüz bin kişi artıyor. İnsanlar buraya daha iyi yaşam koşullarına
sahip olmak, karınlarını doyurmak, eğitim görmek ve de zengin olmak
için geliyorlar. Bu arada başkaları da zengin oluyor. Kente bakan
yok. Gene de burası öyle bir kent ki milyonlara ümit veriyor. Onları
yaşatıyor.
İstanbul seçmeni AKP adayının kim olacağını dikkatle
izlemeli. Bakınız, genel seçimlerden önce sözü edilen, seçim
harcamaları için toplandığı iddia edilen bir milyar doların hesabı
verilmedi. İstanbul her zaman siyasi partilerin gelir kaynağı olmaya
aday bir kenttir. Eski deyişle “müteyakkız” olmakta fayda var.
|