.........

Uğur CANKOÇAK

Amerika'ya gitmedim. Hiç Amerikalı dostum olmadı. Ama, Amerikan edebiyatının belli başlı eserlerini okudum, Amerikan bestecilerinin müziklerini dinledim, ressamlarının reprodüksiyonlarını seyrettim. Bütün bunlar Amerika hakkında oldukça fikir verdi. Ama Amerika'yı ben asıl filmlerinden öğrendim. Çocukluğumdan beri kovboy filmlerinden başlayarak Amerikan savaş, Amerikan polisiye ve şimdi de Amerikan aksiyon filmlerini seyrediyorum. Ve Amerikayı, Amerikan insanını, Amerikan mantığını artık çok iyi biliyorum. Çünkü seyrettiğimiz filmlerin senaryolarının yüzde ellisi bile Amerikan gerçeğini yansıtsa Amerika'da 250 yıldır yaşamış gibi oluruz.

Şöyle bir gözünüzü kapatıp çocukluğunuzdan beri seyrettiğiniz Amerikan filmlerini düşünün, neler hatırlayacaksınız? Ben şunları hatırlıyorum:Şiddet, şiddet yine şiddet. Bir de gasp, intikam, soykırım.

Amerika'ya ilk gelen Avrupa'lılar, Avrupalıların toplum dışına kustuğu insanlardı. Geldikleri ülkelerde bunların çoğunluğu suç işlemişlerdi. Amerikan topraklarına ayak bastıkları dakikadan itibaren yağmalamaya, gasp etmeye, Amerikan yerlilerini öldürmeye, soylarını ortadan kaldırmaya başladılar.

Bu yıllarca sürdü. Sonra devletlerini kurdular. Doğal olarak devletleri de onu kuran insanların mantığıyla donanımlıydı. Bu kez dünyayı yağmalamaya başladılar. Latin Amerika'yı, Asya'yı, Afrika'yı, Uzakdoğu'yu, Ortadoğu'yu yağmaladılar. Birtakım ekonomik örgütler kurarak bu yağmalarına kimi Avrupa devletlerini de ortak ettiler. Dünya Ticaret Örgütü bunlardan biri. Hani 11 Eylül'de simgesi olan ikiz kuleleri yıkılan örgüt.

Hiç bir ülkede o ülkenin kralı, başkanı bu kadar çok sayıda suikaste kurban gitmemiştir. Bir de ABD'yi düşünün. ne kadar çok başkanları suikastla öldürüldü. Şimdi Amerika'lıların bir numaralı düşman ilan ettikleri Usame Bin Ladin'i, yine düşman listesinde olan Saddam'ı, Kaddafi'yi Amerikalılar yetiştirdi. Tepesine çöktükleri Pakistan'daki eroin imalathanelerinden paylarını alan imalata göz yuman yine Amerikalılar değil miydi?

Her savaşta daha gelişmiş yeni silahlar deneyerek insanları kobay yerine koyan Amerika değil miydi?

Şimdi dünyanın karşısına geçmişler vahşetten, katliamdan ve uygarlıktan söz ediyorlar. Kendileri uygarmış da 11 Eylülde saldıranlar vahşiymiş.

1967'de uluslararası Russel Mahkemesi Amerika'nın Vietnam'da soykırım suçu işlediğini karara bağlamamış mıydı?

"Vahşete Çağrı" yapanlar şimdi o vahşete vahşetle yanıt vermeye hazırlanıyorlar. Geliştirdikleri yeni silahlarla yüzbinlerce insanı öldürecekler. Ekonomik ambargolar uygulayarak milyonları açlığa mahkum edecekler. Ve bunun adı uygarlık olacak. "Hadi canım sen de!...