Emekçilerin 
Kurtuluşu
Kendi
Eserleri
Olacaktır.

                 
K. MARKS

 


SENDİKALARIN İŞLEVSELLİĞİ  

Doğan T.KAYA                             

             Sendika en genel tanımıyla emekçilerin sosyal ,politik ,ekonomik haklarını korumak ve örgütlenmek için oluşturdukları sınıf örgütlenmeleridir.Sendikalar yukarıdaki üç temel üzerinde mücadele etmek zorundadırlar.Bunlardan birinin veya ikisinin dönemsel olarak ön plana çıkabileceğini fakat temel anlayışın birbirinden bağımsız olamayacakları gerçeği unutulmamalıdır.

            Sadece ekonomik veya sosyal hakları kazanmaya ve korumaya yönelik bir mücadele tarzı politik hedefleri görmezden gelir ve sınıflar arası uçurumu derinleştiren sermayenin esas hedef olmasını da engeller.Bu anlamda sendikal mücadele her yönüyle siyasal da olmak zorundadır.Mevcut sendikal anlayışlarla kazanımların çok sınırlı olacağı göz  önünde bulun durularsa siyasal bir örgütlülük günümüzde zorunluluk halini almıştır.İşçi sınıfının siyasallaşması mevcut sistem partilerine karşı net duruşu da beraberinde getirecektir.İşçi sınıfının siyasal örgütlülüğü, sistemin mevcut yapısının daha rahat sorgulanmasını  ve iktidara yönelik bir hazırlığında ön koşullarını oluşturacaktır.

            Sendikalar emekçilerin işverene karşı örgütlendiği, sınıf bilincini edindiği alanlardır. Yani sendikal bilincin ,emek –sermaye çelişkisinin ,sermayenin sömürücü yönünün ,kapitalizmin vahşi yüzünün sergilendiği emekçilere bu bilincin çözümünün de örgütlenme ve pratiğinin kazandırıldığı alanlar olarak ta önemsenmesi gereken yerlerdir.

            Günümüzde sendikaların yaşadığı bir çok problem vardır.Bu problemler dünya çapında emek hareketinde yaşanan mevcut krizlerin sendikalara yansıyan olumsuz yönlerini de açığa çıkarmaktadır.Kapitalizmin dünya çapında emekçilere karşı sistemli saldırısı  ülkemiz özgülünde de yakıcı bir şekilde yaşanmaktadır.Küresel anlamda yaşanan bu kriz sendikaların dönemsel olarak işlevsizleşmesine ,üyelerin çarpık bir ekonomist bilince sahip olmasına ,işverenle uzlaşma temelinde kazanılmış bir çok sosyal ve ekonomik kazanımında yitirilmesine neden olmaktadır.

            Mevcut bu sendikal krizde sendikalarda hızlı bir şekilde atıl, sendikal bilinçten yoksun ,günübirlik düşünen ,bireyselliği ön plana koyan ,sendika seçim ve kongrelerine endeksli  ittifaklarla memur sendikalarında da yaygınlaşma eğilimi göstermektedir.İşçi sendikalarındaki mevcut olumsuz ,uzlaşmacı yaklaşımları iyi tahlil edemeyen KESK’ te dönemsel olarak ta gerileme eğilimine girmiştir.KESK yapılanması içerisindeki mevcut bileşenlerin pratik eylemliliklerdeki ve güncel politikalarındaki çekingen ve uzlaşmacı duruşları zamanla kendi içerisindeki ;aktif sınıf bilinçli emekçilerinde süreç içerisinde  sendikalarda erimesine ,zamanla marjinal kalmalarına sebep olmuştur.Mevcut memur sendikalarının ilkesiz ittifaklarla günü birlik gelişen ve kongrelere dayalı olarak hızla dağılan birliktelikleri üye tabanına güven vermemekte ,profesyonelleşme eğilimleri ile birlikte sendikal bürokrasinin gelişiminin önü açılmaktadır.

            Mevcut sendikal krize alternatif çözüm sınıf sendikacılığını ön plana koyan bir mücadele hattının örülmesinden geçmektedir.Ülkemizdeki sendikaların günümüzdeki mevcut duruşuyla sisteme alternatif olmaktan uzaklaştığı açık bir gerçektir

            Emekçilerin sınıf bilincini kazanacağı ,demokratik paylaşımın üye bilincine özümsendirildiği ,seçimlere yönelik niteliksiz ittifakların reddedildiği ,hak alıcı eylemleri örgütleyen ,uzlaşmacılığı reddeden bir sendikal anlayış , emekçilerin bu alanda mücadeleyi sahipleneceği bir çekim alanı haline gelebilecektir.

                                                                  

 
sayfa başına dön