Emekçilerin 
Kurtuluşu
Kendi
Eserleri
Olacaktır.

                 
K. MARKS

 

 

ŞİMDİ DE  ‘KAPİTALİST ENTERNASYONAL’ Mİ  ?

Erol MANİSALI

Komünist Enternasyonal ve Sosyalist Enternasyonal'lerden sonra dünya bugün Kapitalist Enternasyonal ile yüz yüze gelmiş bulunuyor.

Batı kapitalizmi Doğu Bloku'nun dağılmasından sonra Batı merkezli bir kapitalist dünya kurmak istemektedir. Bu düşünce (veya dayatmayı) kimse, ''Batı benzeri bir düzenin küreselleştirilmesi'' olarak anlamamalıdır. Kurulmak istenen düzen Batı kapitalizminin devletlerinin ve şirketlerinin dünyayı yönetmelerini öngören bir sistemdir. Batı kapitalizminin devletlerinin (ve insanlarının) çıkarlarına göre yürütülmek istenen bu sistem, dünya üzerindeki gelir paylaşımını tamamen Batı kapitalizminin tekeline bırakırken aradaki gelir uçurumunu daha da arttıracaktır.

- Batı kapitalizminin iktisadi olarak yönetimine girmiş bir dünya,

- Batı kapitalizminin ve devletlerinin siyasi denetimi altına alınmış bir küresel düzen, aynı zamanda Kapitalist Enternasyonal;

- Yine Batı kapitalizminin askeri gücünün egemenliği altına sokulmuş bir yapılanma.

Amaçlananlar bunlardır. Batı, kapitalizmin tekeli ve yönetimi altına alınmış bir düzeni yani Kapitalist Enternasyonal'i ilan etmektedir. İlan etmekle yetinmemekte, zorla kabul ettirmek istemektedir, dayatmaktadır. Bush yönetiminin şemsiyesi altında oluşturulan Yeni Muhafazakârlar ittifakı, kabul etmezsen yalnız siyasi ve iktisadi gücünü değil askeri gücünü de kullanacağım diyerek ''insanlık dışı bir dönemi'' karanlık çağlarda olduğu gibi yeniden hayata geçirmek istiyor.

- ''Batı kapitalizmi esas alınacaktır'' derken ''Siz de bizim yaptıklarımızı yapın'' demiyorlar. Sadece ''Söylediklerimizi yapın'' diyorlar. Söyledikleri de dev şirketlerinin yollarının açılarak onların diğer ekonomiler ve bölgeler üzerinde egemenlik kurmalarıdır.

Kapitalizm, oligarşi ve faşizm

- Batı'nın dev şirketlerinin tekeli altına girmiş bir küresel yapı,

- Batı'nın devletlerinin kısacası ABD ve AB'nin denetimleri altında siyasi bir düzen,

- Amerikan ve AB askeri güçlerinin egemenliği altına sokulmuş bir güvenlik sistemi.

Böyle bir düzen küresel kapitalizmin oligarşiye ve faşizme dönüştüğü bir düzenden başka bir şey olmayacaktır.

Dünya nüfusunun yüzde on dört ya da on beşini meydana getiren ABD ve AB'nin dünya üzerindeki iktisadi, siyasi, askeri ve kültürel egemenliğinin mutlak bir biçimde sağlandığı bir düzen aynı zamanda,

- mutlak anlamda faşist bir düzendir;

- mutlak anlamda sömürgeci bir yapılanmadır.

İlan edilen ve uygulanmak istenen ''Kapitalist Enternasyonal'' yeniden sömürgeci bir dünyaya, postmodern yöntemlerle sürükleyen bir düzendir.

- Ekonomiyi kim kullanıyor, kim yönetiyor?

- Sonuçta hangi insanlar zenginleşiyor, hangileri fakirleşiyor?

- Dünyadaki oligarşiye ve faşizme kimler adına olanak sağlıyor?

Soğuk Savaş'ın bitiminden itibaren ortaya çıkan sonuçlara baktığımız zaman,

- Dünya üzerinde daha dengesiz ve daha antidemokratik bir düzenin ortaya çıktığını görüyoruz.

- Zenginler ile fakirler arasında uçurumun daha da büyüdüğünü anlıyoruz.

- Batı kapitalizminin daha da vahşileşerek saldırganlığının artması gerçeği ile karşı karşıya geliyoruz.

O zaman, Batı'nın bir silah olarak kullandığı kapitalizmin, ''Batı dışındaki büyük çoğunluğa yöneltildiğini'' görüyoruz.

Bush yönetiminin ABD'de oluşturduğu ve İngiltere'nin de desteklediği Yeni Muhafazakârlar Koalisyonu aynı zamanda, Kapitalist Enternasyonal'in ilanıdır. Çünkü bu ''ittifak'' , Batı kapitalizminin dünya üzerinde mutlak egemenliğini öngörmektedir. Perdelenmiş bir faşizmin dünya üzerinde oluşturduğu oligarşik bir düzen esas alınmaktadır. Bu düzen ''küreselleşme'' fikri ile pazarlanmaktadır.

Dünya insanının büyük çoğunluğuna karşı ilan edilmiş Kapitalist Enternasyonal, insanlık adına bir utanç tablosudur.

 


 
sayfa başına dön