Emekçilerin 
Kurtuluşu
Kendi
Eserleri
Olacaktır.

                 
K. MARKS

 

 

BUĞDAY 

Çiftçi KURULTAYI 

 

   (13-14 aralık tarihinde toplanmış olan

    Çiftçi kurultayının ürün raporlarını ve

    çözüm önerilerini yayınlamayı sürdürüyoruz.)

 

 Sayın divan,

Değerli konuklar,

Sevgili üretici dostlarım!...

Sizleri buğday üreticileri adına saygıyla selamlıyorum! 

Ülkemizde üretimi yapılan tahıl ürünleri içinde buğday en başta gelmektedir. Buğday, gerek insan, gerekse hayvan beslenmesinde temel bir gıda maddesidir.  

Buğdayın tüketimi gelişmiş ülkelerde daha azdır. Ülkemizde buğdaya dayalı beslenme daha fazladır. Bunun için buğday üretiminin devamı ve kendi çiftçilerimiz tarafından üretilmesi de bir zorunluluktur. 

Ülkemizde buğday tarımı, büyük ölçüde  kuru  koşullarda yapıldığı için verim düşüktür. Dekara verim 207-235 kilogramdır. Dolayısıyla  buğday üreticisinin geliri de diğer ürün üreticilerine göre daha azdır. Ayrıca bazı bölgelerimizde buğday üretiminin alternatifi de yoktur.

 Bu böyle olduğu halde hükümetler, sanayinin ihtiyaç duyduğu kaliteli buğdayı yurt içinde bizim üretmemiz için teşvik etmiyorlar. Dışarıdan ithal ediyorlar.  Bundan da bizler değil, el oğlu yararlanıyor. Seçim meydanlarında böyle dememişlerdi ama, şimdi niye böyle yapıyorlar?...  

Her yıl Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO)destekleme alımı yapardı. Ofisimiz geçen yıl çok az destekleme alımı yaptı. Diğer adı “çiftçinin kara gün dostu” olan ofislerimizi şimdi de IMF istedi diye kapatıyorlar. Ofise piyasada fiyatları dengeleme görevini bıraktırıyorlar. Bu uygulama da bizim yararımıza değil. Çünkü, bizler örgütlü değiliz. Tüccar örgütlü ve organize olmuş durumda. Bizleri tüccarların önüne yem olarak atıyorlar. Ankara ne yapıyor? Biz üretmeyecek miyiz? Topraklarımızı ne yapacağız?... Ama yağma yok!... Bizi yem yapamayacaklar, yem olmayacağız!... Onun için buradayız…

 Değerli dostlar… 

Yıllardır aynı topraklarda sadece buğday ve arpa üretiyoruz. Tek yönlü besin maddesi tüketimi nedeniyle toprakta besin maddesi noksanlığı ortaya çıktı. Topraklarımızın yapısı bozuldu. Ayrıca topraklarımızda bazı zararlı böcekler ve otlar da bu nedenle arttı. Hep buğday ektiğimiz topraklarımızın yapısının düzeltilmesi için münavebe-nöbet uygulamasına geçilmesi gerekiyor.

 

Değerli arkadaşlar!… 

Ülkemizde, buğday üreticileri tohumluk ihtiyaçlarını kendi ürettikleri ürünün bir kısmını ayırarak karşılamaktadırlar. Bu şekilde sağlanan tohumluklar, sertifikalı tohumluk kullanımı dışında kalan uygulamalardır. Bu da verimliliği azaltmaktadır.

 Buğday veriminde en önemli faktörlerden biri kuşkusuz vasıflı tohum kullanımıdır. Buğday kendine döllenen bir bitkidir. Bu nedenle kullanılan tohumluğun 5 yılda bir değiştirilmesi gerekmektedir. Durum böyle iken Tarım Bakanlığımız  Araştırma Enstitüleri ile Üretme İstasyonlarını kapatıyor.

 Bunun  yanı sıra ülkemizde sertifikalı tohumluk  kullanımı yetersiz olduğu gibi, sertifikalı tohumu hem üreten hem de  kullanımında öncülük ve öğreticilik görevi yapan tarımsal işletmeler genel müdürlükleridir. İnanılır gibi değil ama hükümet onları da  özelleştiriyor. 

Tarımsal işletmeler genel müdürlüklerinin özelleştirilmesi kaliteli tohum kullanımına ve dolayısıyla verimin arttırılmasına darbe niteliğindedir. Bu uygulama biz buğday üreticilerinin aleyhine yabancı tohum şirketlerinin yararına bir uygulamadır. Kabul edilemez ve etmiyoruz da...

 

Yine sertifikalı tohumluk kullanımını artırıcı teşvik ve destekler IMF istedi diye kaldırıldı. Teşvik ve desteklerin kaldırılması da bizleri zor durumda bıraktı. 

3 temmuz 2001 tarih ve 24451 sayılı resmi gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, tabii afetlerden zarar gören çiftçilere yardım yapılmasına dair 5254 sayılı kanun uygulamadan kaldırılmıştır. Sigorta kanunu çıkarılmadan 5254 sayılı yasa’nın  kaldırılması yanlış olmuştur. Doğal afet durumunda sahipsiziz.

  Sevgili dostlar…

 Günümüzde yaygın bir şekilde kimyasal ilaç kullanılmaktadır. Devlet bu konuda çiftçileri yönlendirmeyi bıraktı. İlaç kullanımın yönlendirilmesini kar amaçlı ilaç firmalarının satıcılarına terk etti. Tarımsal ilaçların bilinçsiz kullanımından dolayı doğal denge bozuluyor. Toprak hava ve su  kirleniyor. Besinlerde kalıntı bırakıyor. Hastalık ve zararlılarda, zamanla direnç ortaya çıkarıyor. Kamunun elemanları bu konuda bilgilendirme ve yönlendirmeden alıkonulmuştur. Ayrıca bizlere tekniğine uygun gübre kullanımı  konusunda da yeterli eğitim ve yayım hizmeti kamu tarafından verilmemektedir.  Biz çiftçilerin gübre kullanımı toprak analiz sonuçlarına göre  değil, kar amaçlı gübre  satıcısı özel sektör elemanlarının yönlendirilmesine terk edilmiştir. Bu kökü dışarıda politikalar nedeniyle yalnız toprağımız suyumuz kirlenmiyor, paramız da yabancı ilaç ve gübre firmalarının cebine gidiyor.  

Değerli dostlar… 

Fiyatın serbest piyasada oluşumu bizlerin daha bilinçli ve örgütlü üretim yapmamızı zorunlu kılmaktadır. Örgütümüz yok. Tarımsal eğitim, tarımsal teşkilatlanma ve teknolojik gelişmeleri aktarmada bizler örgütlememizi tamamlamadan kamu da devreden çıkarıldı. Bu da durumumuzu iyiden iyiye kötüleştirmiştir. Böyle giderse daha da kötüleştirecektir. 

Doğrudan gelir desteği sosyal amaçlı bir destektir. Tüm desteklerin yerine ikame edilmesi bizleri çok mağdur etmiştir. Bizler üretmek istiyoruz. Ekmeğimizi topraktan çıkarmak istiyoruz. Ama her geçen gün IMF istiyor diye hükümetler sorunlarımızı arttırıyorlar. Adeta üretmeyin diyorlar. Ama IMF’ye rağmen biz birlik olacağız, örgütleneceğiz ve inadına üreteceğiz.

Saygılarımızla… 

BUĞDAYDA ÇÖZÜM 

Sayın divan,

Değerli konuklar,

Sevgili üretici dostlarım!...

Sizleri buğday üreticileri adına saygıyla selamlıyorum!

 

Buğday üreticileri meclisimizden arkadaşımız sorunlarımızı aktardı ve inadına üreteceğiz diyerek sözünü bitirdi. Bu üretmek istediğimizi, çözümümüzün olduğunu ifade eden bir çığlıktır. Bende şimdi size buğday üreticileri meclisimizin çözüm önerilerini aktaracağım.

  • Öncelikle tarımda planlama yapılmalıdır.. Tarım ve Köy işleri Bakanlığı  tarımsal ürünlerin fiyatları ile üretici gelirinde istikrar sağlamak, iç ve dış talebe göre üretimi yönlendirmek için üretim planlaması yapmalı. Hububat ürünlerinin tamamında prim sistemine geçilmelidir.
  • Toprak toplulaştırmasını kamu ivedilikle gerçekleştirmeli. Toprakların miras yolu ile parçalanmasının önüne geçecek yasal düzenlemeleri derhal yapmalıdır.  
  • Temel girdiler olan mazot, gübre, tohum ve ilaç fiyatları gerçek üreticiler olan bizlere daha ucuza verilmelidir.
  • Taban fiyatları üretim maliyetleri göz önüne alınarak belirlenmelidir.
  • Kuracağımız üretici kooperatiflerine ucuz kredi vererek ortak makine parkları kurmamıza devlet destek vermelidir.
  • Bizlere kamu tarafından daha fazla ve etkin bir biçimde çiftçi eğitimi verilmelidir.
  • Süne mücadelesi kurulacak olan üretici birlikleri tarafından tüm ekili olan buğday ürününü kapsayacak şekilde yapılması için kamu destek vermelidir.
  • Kaliteli tohumluk üretimlerinin TİGEM’ler tarafından üretimi yapılmalı ve çiftçiye sertifikalı tohumları daha ucuza vererek kullanımı özendirilmelidir.
  • İlaç ve gübre şirketlerinin kar hırsına toprak ve suyumuzu feda etmemek için  toprak tahlilleri ekim öncesi kamu tarafından yapılmalıdır. İhtiyacımız kadar ve toprağın ihtiyacı olan bilinçli gübre tüketimimiz sağlanmalıdır.
  • Anız yakmalarının önüne muhakkak geçilmelidir.
  • Sulu tarıma geçilmesi için gerekli olan yatırımların bir an önce devlet tarafından yapılmalı. Çiftçilerin hizmetine verilmesi sağlanmalıdır.
  • Tarım kredi kooperatifleri çiftçilerindir. Devlet kooperatifimizden çekilmelidir. Ve daha düşük faizle kredi vermesi için devlet tarafından desteklenmelidir.
  • Üreticileri tüccarın eline bırakmamak ve üreticinin emeğinin karşılığını tam olarak alabilmesini sağlamak için Toprak Mahsuller Ofisi (TMO) piyasayı dengeleyici bir unsur olarak görev yapmalıdır. Kapatılmasından derhal vazgeçilmelidir.
  • Tarımın diğer alanlarındaki kurulmuş, kurulacak olan örgütlerle mücadeleyi ortaklaştırmalıyız.
  • Ürettiğimiz mahsullerimizde söz sahibi olabilmemiz ve çözüm önerilerimizi hayata geçirmek için ürün bazında -Hububat Üreticileri Sendikamızı- kurmalıyız. Kuracağız!...

Saygılarımızla…

 

 

 

 

 
sayfa başına dön