ŞEKERPANCARI FİYATI
AÇIKLANDI!...
Abdullah AYSU
2001 yılında
yürürlüğe giren 4634 Sayılı Şeker Yasasının 5. maddesi diyor ki:
“şekerpancarı fiyatları her yıl, şeker fabrikası işleten gerçek ve tüzel
kişiler ile üreticiler ve/veya temsilcileri arasında varılan mutabakata göre
belirlenir.”
Geçen yıl
şekerpancarı fiyatı 88 bin 800 liraydı. Bu yıl hükümetin hedef enflasyonu olan
yüzde 12 esas alınarak Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ. ile Pankobirlik 2004-2005
kampanya döneminde şekerpancarı fiyatını 98 bin 909 lira olarak belirledi.
Hükümetin belirlediği hedef enflasyon 3 puan daha yüksek veya 3 puan daha düşük
gerçekleşirse açıklanan fiyatta bir değişiklik olmayacak. Ancak yüzde 3’ten daha
fazla bir düşüş veya artış olursa her
bir puanın yarısı fiyatlara da yansıyacak. Bilindiği gibi hedeflenen enflasyon yüzde
12’dir. Örneğin; enflasyon eğer yüzde 15 olursa açıklanan fiyatta değişiklik
olmayacak. Ama yüzde 16 olursa açıklanan fiyata
yarım puan eklenecek. Aynı şekilde enflasyon yüzde 9’a düşerse fiyat
değişmeyecek ama yüzde 8 olursa açıklanan pancar fiyatı yarım puan düşürülecek.
Peki;
· Başta hububat, pamuk,
mısır, ayçiçeği ve diğer ürünlerin de fiyatı neden ekimden önce açıklanmıyor?
· Pamuğun fiyatını
Tariş, Çukobirlik ve Antbirlik açıklıyor. Ayçiçeği fiyatını ise Trakyabirlik ve
Karadenizbirlik. Bu ürünlere devletin verdiği çok düşük bir destekleme pirimi var.
Ürün ekilmeden önce devlet vereceği pirimi neden açıklamıyor?
· Bırakınız üretim
öncesi pirimin açıklanmasını 2003 yılında ekilen, hasat edilen, satılan pamuğun
ve ayçiçeğinin pirim miktarları daha hükümet tarafından açıklanmazken
Başbakanın Amerika ziyareti öncesi şekerpancarı fiyatı neden alelacele açıklanır?
Hem de çok düşük bir fiyatla. Adeta ekmeyin diyen bir fiyatla.
· Başbakan Erdoğan’ın
Amerika ziyareti öncesinde Amerika Devlet Başkanı Bush’un Cargill için; “işlerini
kolaylaştırın, hukuki engelleri kaldırın…” diye şart koştuğu kamuoyuna
duyurulmuştu. Şekerpancarı fiyatının düşük belirlenmesinde ve seyahat öncesinde
açıklanmasında bu şartın bir etkisi var mı, yok mu?
· Şekerpancarı
fiyatını Pankobirlik ve Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ. arasında belirlendiği
kamuoyuna duyuruldu. Pankobirlik sahip olduğu şeker fabrikalar nedeniyle aynı zamanda
şekerpancarı alıcısı değil mi?
· Pankobirlik üreticinin örgütü olarak fiyat belirleme de
taraf olduysa -ki öyle söyleniyor- bu düşük fiyata nasıl ikna oldu/edildi.
· Belirlenen bu fiyatlarla
çiftçilerin üretebilme gücü kaldı mı /var mıdır?
Tarımı olmayan ülke
yok. Tarımın amacı da, olduğu yerin insanlarını beslemek, ulusal toprakları
çiftçiler yararına idare ederek, kırdan kente göçü engellemektir. Çiftçilerin
üretme hakları vardır. Hükümetlerin görevi de bu hakkın sağlanması için
çalışmaktır!...
AKP ÇİFTÇİ DOSTU
MU?...
Çiftçilerin tarımsal
üretimden elde ettikleri gelirleri sezonluktur. Tarımda, ticaret sektöründe olduğu
gibi ayda birkaç kez gelir elde edilmez.
Ancak, hasat döneminde ürün paraya dönüşür. Ekimden hasada en iyimser süre altı
aydır. Bu sürede çiftçi ürüne sürekli harcama yapar. Çiftçinin risk oranı diğer
sektörlere göre çok yüksektir. Çünkü, tarımsal üretimde doğa gibi kontrol
edilemeyen dış etkenler ve belirsizlikler çok fazladır. Tarımı diğer sektörlerden
farklı kılan da bu özelliğidir. Devletler bunu bilir buna göre tarım politikalarına
yön verirler. Çünkü, tarım o ülke halkını giydirir, karnını doyurur. Bu nedenle
hükümetlerin halkın dostu olup olmadıklarına uyguladıkları tarım politikalarına
bakılarak anlaşılır.
Şimdi AKP Hükümetinin çiftçiler için
belirlediği Ziraat Bankası’nın yeni tarımsal kredi politikalarına bakalım.
Ziraat Bankası;
§
Çiftçinin talep
ettiği kredinin 3 katı değerinde teminat istiyor.
§
Bu teminatın da en az
yarısının şehir merkezi içersindeki gayrimenküllerden olmasını şart koşuyor.
§
Ayrıca çiftçinin
kırsal kesimlerde teminat olarak gösterdiği gayrimenküllerin değer tespiti de inşaat
maliyetinin bankaca üçte biri olarak kabul edilecek.
§
Borcunu ödeyip yeniden
kredi kullanmak isteyen üreticilerden ise en az üç kefil istiyor.
Ayrıca, Ziraat
Bankası’nın yeni kredi şartları, çiftçiden çiftçiye kefaletine de sınırlama
getiriyor.
§
Borçların yeniden
yapılandırılması kapsamında taksitlendirmeden yararlanan ve 1. taksiti yatıramayan
üreticilerin kefilleri de kredi kullanamayacak.
Görüldüğü gibi, AKP
hükümetinin bu yeni tarımsal kredi politikaları çiftçiyi piyasa faizi oranında kredi bulmaya zorlamaktan başka bir şey
değildir. Bu da, çiftçiyi ya piyasa fiyatlarından borçlanmaya ya da çiftçilikten
vazgeçirmeye zorlamaktır. Her ikisi de çiftçinin iflasına, toprakların daha az
ellerde toplanmasına neden olacaktır. En önemlisi de çiftçilerin çiftçilik yapma
hakları bu yanlış ve taraflı politikalarla engelleniyor, gasp ediliyor.
Çiftçiler; AKP
Hükümetinin Ziraat Bankası tarımsal kredi politikalarını dostane olarak görmüyor.
Ve diyorlar ki; Ziraat
Bankası’nın amblemindeki “başak”
çiftçidir…Üretimdir…Berekettir…Ziraat Bankası tabelasında yabani ot değil ki.
AKP “başağı” niye yok ediyor?.
Çiftçi Borçlarına Ek Süre Verildi
Ziraat
Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri (TKK) arasında varılan mutabakat çerçevesinde
çiftçilerin 29 Ocak’a kadar ödenmesi gereken kredi borçlarının ilk taksit süresi
30 Nisan’a kadar uzatıldı.
Antalya’da Sel Felaketi
İlk
belirlemelere göre Antalya’da meydana gelen sel felaketinde üreticilerin uğradığı
zarar 10 trilyon lira. TZOB Başkanı Şemsi
Bayraktar; İl merkezinde, Doryan, Akdamlar, Hacısekiller, Çitdibi, Kırcamisi,
Altınova gibi köy, mahalle ve beldelerde tahmini 10 bin dekar örtü altı sera alanı
ürünlerinin tamamının zarar gördüğünü ve 30-40 dekar seranın yıkıldığını
açıkladı. Antalya’da 24 Aralık 2003’de meydana gelen sel felaketindeki hasar
tespit çalışmalarının sonucu böyle. Antalya’daki tarım üreticilerinin ilk
hasarının yaralarını sarmadan ikinci afete uğradılar. Hükümetin acil eylem
planlında olan Tarım Sigortaları Kanunu hala çıkarmadı. Hükümet, Tarım
Sigortaları Kanunu’nu çıkar(a)mıyorsa üreticilerin yeniden üretebilmelerini
sağlamaları için ili afet bölgesi olarak
ilan etmeli ve üreticilerin uğradıkları zararları derhal karşılamalıdır
|