Emekçilerin 
Kurtuluşu
Kendi
Eserleri
Olacaktır.

                 
K. MARKS

KAMU YÖNETİMİ REFORMU VE muhalefet ! 

DOĞAN T.KAYA 

Kamu emekçileri açısından hayati önemdeki ,kamu yönetimi reformunun mecliste sıkı bir şekilde tartışmalarla geçmekte olduğunu görmekteyiz.Gerek kamu emekçileri gerekse halk açısından bir çok olumsuzluğu beraberinde getirecek olan kamu yönetimi reformu toplumda yeterli muhalefeti oluşturamadığı için iktidar tarafından rahatlıkla kanunlaştırma aşamasına gelinmekte... 

Daha önce aynı bölümde defalarca olumsuzlukları üzerinde durduğumuz bu reformun en açık anlatımıyla kamu emekçilerinin iş güvencesini ortadan kaldırırken ,halk nezdinde kamusal hizmetlerin özelleştirilmesiyle birlikte sosyal devletin ortadan kaldırılması sonucunu taşımakta.

Toplumun ezici çoğunluğunu ilgilendiren bu kadar önemli bir yasalaşma süreci yaşanırken muhalefet anlamında dar bir alanda kalınmasının sorgulanmasının gelecek açısından ders alınması gereken sonuçları çıkmakta. 

Öncelikle yasaya karşı en muhalif tavrı gösteren KESK açısından yasa zaten çıktı gözüyle bakılmakta.Bir çok emek örgütüyle beraber yasaya karşı bir eylem takvimi koyan sendikal bürokrasi eylemlerini meclis koridorlarına endeksleyerek yasanın görüşüleceği dönemleri,hatta yasanın sonrasını hesaplayarak 6 mart’a kitlesel bir eylem koymakta.Yasanın çıkmasının büyük olasılıklı olduğu bu tarihte niye eylem yapılacaksa bu tartışılmamaktadır. 

KESK açısından sorgulanması gereken en büyük çelişkilerden birisinin de kendi bileşenleri içerisinde yasayı kabullenen ,olumlu gören anlayışların da olmasıdır.Sırf bazı bölgelerde alınacak kimi belediyelerin selameti açısından yasanın olumlu getirileri olacağını düşünen bu sendikal bileşenin bulunduğu bir konfederasyonun toplumsal muhalefeti örgütleyebileceğini düşünmek hayalcilikten öteye gitmez. 

Yasanın mecliste görüşüleceği döneme denk düşen bir eylemlilik tarzı ile sonuç alınamayacağı ,geçmiş deneyimlerden çıkarılması gereken bir sonuçtur.aslında KESK yöneticilerinin de bunun farkında olmadığını söylemek onların konumuna haksızlık olur.Geçmiş deneyimleri onlara toplumsal muhalefetin bütününü örgütleyemeyen bir eylemsellik sürecinin başarısızlığa mahkum olacağına zaten öğretmekte. Fakat sonuçta hiçbir şey yapmamaktansa en azından direndik imajını vermek için son anda hamle yapmaları onların mevcut günü geçiştirme çabalarından başka bir şey değildir. 

Bütün bunların yanı sıra KESK’in seçimlerde demokratik güç birliği adı altında şekillenen oluşuma destek verme çabası ayrıca tartışılacak bir konudur.Demokratik güç birliği içerisinde bulunan DEHAP çevresinin Kamu Yönetimi Reformunu destekler konumu ayrıca bir çelişki oluşturmakta. Bu durum KESK açısından tam bir tezat oluşturmakta. Hem hükümete karşı çıkaracağı yasadan ötürü muhalefet edeceksin, hem de yasayı destekleyen bir anlayışı seçimlerde destekleyeceksin....... ! 

Muhalefet partisi CHP açısından ise söylenecek pek fazla bir şey yok. Yasaya bir bürokratın söylemlerine karşı muhalefet ediyormuş görüntüsüyle karşı çıkan CHP ‘liler halkın ve emekçilerin dünyasının dışında bir yerlerde gezinmekte olduklarını, seçim sonrası  aldıkları yenilgileri hesaplama olanağını bulduklarında anlayacaklar. 

Sonuçta ülkemizde bir demokrasi oyunu oynanmakta.en çok demokrasiyi isteyenler demokrasinin ne olduğunu bilmemekte. Gerçek anlamda sınıf sendikacılığını önüne hedef koymayan bir emekçi hareketiyle ancak çelişik ,günü geçiştirici,güdük bir muhaletsi görüntü ortaya çıkacaktır. Sendikal bürokratlarımıza duyurulur............

     

sayfa başına dön