Emekçilerin 
Kurtuluşu
Kendi
Eserleri
Olacaktır.

                 
K. MARKS

VERİLMİŞ KIBRISIN DAVASI

Erol MANİSALI

Hocam, milli davamız Kıbrıs ne oldu? Biraz konuşabilir miyiz, söyleşi yapabilir miyiz diyen gazeteciler, televizyoncular, radyocular...

Kendilerine söylemeye dilim varmıyor; artık bunun davası mı kaldı, sözler çoktan verilmiş bile. Her şey baştan halledilmiş, ABD'ye ve AB'ye ''Merak etmeyin, istediğiniz şekilde halledeceğiz demişler'' . Onun için artık bunun davası mavası olmaz; baştan vereceğiz demişler. Verdikten sonra davası mı kalır? Hem de ''milli dava'' diyorlar, ne millisi, bunların topu gayri milli.

Gayri milli sermaye ile Cumhuriyet karşıtları arkalarına Brüksel'i ve Washington'u almışlar haraç mezat satıyorlar:

- Kıbrıs, Ege, Güneydoğu her alanda istenenleri karşılıyorlar.

- Tütün, pamuk, pancar, çay, madenler, TÜPRAŞ, Tekel hepsini veriyorlar.

- Ulusal toplum yerine ''federal topluluk'' diyerek köktendinci, ayrılıkçı ve sömürgeleştirilmiş bir düzeni altın tepsi içinde sunmaya çalışıyorlar.

- Ulusal yönetim yerine eyalet yönetimini getirmek için yasaları değiştiriyorlar.

- Sosyal ve güçlü devlet yerine zayıf ve çözülmüş bir topluluk istiyorlar.

Çünkü bunlar ulusal bakmıyorlar, gayri milli bakıyorlar. Etnik ve dinsel ayrımcılığın esas alındığı gayri milli ve köktendinci bir düzen istiyorlar.

Aynı amaçları güden dış odaklar ve şirketler ile beraber çalışıyorlar. Beraber çalışmak ne söz, onların dediklerini yapıyorlar; onların taleplerini karşılıyorlar.

İşte Kıbrıs'ı bu yüzden vermek istiyorlar. Daha doğrusu Annan' a havale ettiler. Kıbrıs'ı Annan marifeti ile verecekler.

- Kendileri vermiş olmayacak, Annan boşlukları dolduracak.

- Bizim, ''olmazsa olmaz'' dediklerimize Annan, ''olur olur, işte böyle olur'' diye dolduracak ve biz de ''dolduruşa'' gelmiş olacağız.

- Bizi dolduruşa getiren Annan kim? ABD'nin ve AB'nin adamı; Atina ve Rumlarla ''çok özel parasal ilişkiler içinde olan biri'' .

- İşi Annan'a havale eden kim? Bizim bazı siyasiler.

- Kıbrıs'ı biz değil, Annan vermiş gözükecek; dava, Annan marifeti ile halledilecek.

İşte bu nedenle radyolardan, gazetelerden, televizyonlardan ''Erol Hoca, milli dava ne oluyor'' diyenlere ''Artık Kıbrıs'ın davası mı kaldı? Bizim siyasiler işi Annan'a, Annan da AB'ye (ve Rumlara) havale etti. 'Yorgan gitti kavga bitti' misali, 'Kıbrıs gitti, dava bitti'' diyorum. Bizim gayri milliler Türkiye'nin sırtından kazananlar; halktan, Cumhuriyetten, ulusal çıkarlardan hile ile çalıp yabancılara verenler hep bunlar.

- Kıbrıs'ı, Ege'yi verenler...

- Cumhuriyeti, Kemalizmi çalanlar...

- Köylüden tütünü, fındığı, pamuğu, çayı, pancarı götürenler...

- Ulusal tesisleri yabancılara peşkeş çekenler...

Bunlar hep aynı çevreler; gayri milli büyük sermaye çevreleri ve köktendinciler. Bu gerçeği anlamadan ''Kıbrıs davasını'' anlamaya imkân yoktur.

Dava özünde Türkiye davasıdır; en sonunda, Türkiye'nin de davası kalmadı; hepsi de Batı'nın istediği biçimde çözüldü dedirtmek istiyorlar; bu sona doğru götürmek niyetindeler.

- Siyasiler Annan'a vermiş...

- Annan AB'ye götürmüş...

- Yunanistan AB içinde...

- Ama Türkiye AB dışında kalmış...

Uçtu uçtu kuş uçtu oyununu oynayabilirsiniz...

İnek dağa kaçtı tekerlemesini yapabilirsiniz...

Ama Kıbrıs davası ne oldu sorusunu artık soramazsınız. Çünkü baştan verilmiş bir Kıbrıs'ın davasının da olmayacağı açıktır. Bu, işin birinci perdesi, gayri milliler işleri yürüttükçe daha çoook barış kutlamaları yapacaklar.

Eskiden insanlar daha namusluymuş; Osmanlı'da önce verir, sonra da yas tutarlarmış... Girit'te olduğu gibi...

Şimdi hem veriyorlar hem de yaşasın diye çığlık atıyorlar, tam bir kepazelik...

Bir de Kıbrıs davası demezler mi: Neyin davası..

     

sayfa başına dön