.
 
...
...
Yararlı Linkler
E- Posta
Başvuru Kaynakları
Katkı  
Sunanlar
Arşiv
 
 
Sayı: 12                                      Ana Sayfa                                           25 Eylül 2001
......... 
ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİ 

Av.Fikret İLKİZ 

I- 1982 ANAYASASINDA  YAPILAN BEŞ AYRI DEĞİŞİKLİK VE NİTELİKLERİ 

7.11.1982 Tarihli ve 2709 Numaralı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi beş kez TBMM tarafından değiştirilmiştir. 
 

Kanun No Kabul Tarihi  Değiştirilen Maddeler  Resmi Gazete -Tarih/Sayi
3361 17.05.1987  67, 75, 175, Geçici 4   18.5.1987 - 19464 
Mükerrer
3913 08.07.1993 133 10.7.1993 -  21633
4121 23.07.1995  Başlangıç Metni 
33, 52, 53, 67, 68, 69,75, 84, 85, 93, 127,135, 149, 171
26.7.1995  -  22355
4388 18.06.1999  143 18.6.1999  - 23729 Mükerrer
4446 13.08.1999  47, 125, 155 14.8.1999-23786
 
1- 17.5.1987 Kabul tarihli Birinci Değişiklik  
Halk oylaması ile gerçekleştirilen ilk değişikliktir. Seçmen yaşı "21 yaşını doldurmuş olma" şeklinde düzenlenmişti. Ay gün ve yıl hesabı yapılmadan 1987 yılında "20 yaşına girmiş olma" şartına bağlanarak seçmen yaşı iki yıl indirildi ve Anayasanın 67.maddesi değiştirildi. Milletvekili sayısı 400'den 450 ye çıkarılarak 75. madde değiştirildi. 12 Eylül 1980 öncesi döneminin siyasetçileri için kabul edilmiş olan 5 ila 10 yıl arasındaki siyaset yasağı hakkındaki Geçici madde 4 kaldırıldı. Anayasada yapılacak değişikliklerle ilgili usul ve 175.madde değiştirildi. Şöyle ki, Anayasanın 175. maddesine göre 3/5 ile 2/3 arası çoğunlukla yapılan değişiklik (eskiden en az 2/3), eğer Cumhurbaşkanı bunları meclise geri göndermezse, zorunlu olarak halk oyuna sunuluyordu. TBMM'nin üye tam sayısının en az üçte ikisiyle kabul edilen değişiklikler eskiden olduğu gibi şimdi de, eğer Cumhurbaşkanı dilerse halk oylamasına sunulacaktı. Şu farkla ki, eskiden Cumhurbaşkanı bu oranla kabul görmüş değişikliği Meclise geri göndermiş ve meclis de aynen kabul etmişse halk oylamasına götürebiliyordu. Şimdi ise cumhurbaşkanının geri gönderme konusunda takdir hakkı vardır ve geri göndermeden halk oylamasına sunabilir. 

2- 8.7.1993 Kabul tarihli İkinci Değişiklik 
Anayasanın 133.maddesinde değişiklik yapıldı. Halk oylamasına gerek kalmadan yapılan bu değişiklikle Radyo ve TV kurma ve işletme yetkilerini sadece devlete tanıyan hüküm değiştirildi. Devlet tekeli sona erdirildi. TRT'nin yeniden özerkliği sağlandı. 

3- 23.7.1995 Kabul tarihli En Kapsamlı Üçüncü Değişiklik 
Yine halk oylamasına gerek kalmadan üçüncü değişiklik yapıldı.Anayasanın Başlangıç bölümünde ilk iki paragraf şöyle düzenlenmişti: " Ebedi Türk vatan ve milletinin bütünlüğüne ve kutsal Türk Devletinin varlığına karşı, Cumhuriyet devrinde benzeri görülmemiş bölücü ve yıkıcı kanlı bir iç savaşın gerçekleşme noktasına yaklaştığı sırada (parag.1); Türk Milletinin ayrılmaz parçası olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, milletin çağrısıyla gerçekleştirdiği 12 Eylül 1980 harekatı sonucunda, Türk Milleti7nin meşru  temsilcileri olan Danışma Meclisi'nce hazırlanıp, Milli Güvenlik Konseyi'nce son şekli verilerek Türk Milleti tarafından kabul ve tasvip ve doğrudan doğruya O'nun eliyle vazolunan ANAYASA..." Bu iki paragraf 1995 değişikliği ile yürürlükten kaldırıldı. Başlangıç bölümünden çıkarılan bu iki paragrafın yerine geçen ilk paragraf "Türk vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen Anayasa..." şeklinde başlamaktadır. 

Anayasanın 33.maddesinde düzenlenen dernekler konusunda yapılan değişiklikle Anayasanın 13. maddesindeki genel sınırlamalara aykırı hareket edemeyecekleri hükmü kaldırıldı. Derneklerle ilgili kısıtlamalara son verildi. Siyasi amaç gütmek, siyasal faaliyette bulunmak, partilerden destek almak ve bunlara destek vermek, sendika, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu ve vakıflarla bu amaçlarla ortak hareket etmek şeklindeki yasaklar kalktı. Belli koşullarda kendiliğinden dağılmış sayılacakları hükmü metinden çıkarıldı. Vakıflara da derneklere tanınan genişletilmiş faaliyet haklarından yararlanacakları biçimde değişiklik gerçekleştirildi. Silahlı kuvvetler ve kolluk kuvvetleri mensupları hariç olmak üzere Devlet Memuru olmayan kamu görevlilerinin dernek özgürlüğünü kısıtlama olanağı veren hüküm yürürlükten kaldırıldı. Devlet memurlarının haklarının ise "görevlerinin gerektirdiği ölçüde" sınırlanabilmesi kabul edildi. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde idari mercilerin, dernekleri faaliyetten men edebilmelerine ilişkin koşullar netleştirildi, men kararının 24 saat içinde yargıç onayına sunulması, yargıç kararının 48 saat içinde açıklanması şartı getirildi, aksi takdirde kendiliğinden yürürlükten kalkacağı hükme bağlandı. 

Anayasanın sendikal faaliyetleri düzenleyen 52.maddesi yürürlükten kaldırıldı. Kaldırılan bu maddeye göre sendikalar 13.maddede yazılı yasaklara aykırı davranmayacaklar, siyasi amaç güdemeyecekler, siyasi faaliyette bulunamayacaklar, dernek, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile ortak hareket edemeyeceklerdi. Sendikalar üzerindeki idari ve mali denetim ve sendikaların tüm gelirlerinin devlet bankalarında saklanması konusundaki buyurucu maddeler de kalkmış oldu. 

Anayasanın 53.maddesinde yapılan değişiklikle de kamu görevlilerine sendika kurma hakkı tanınmıştı. Grev ve toplu sözleşme hakkı verilmedi ama, idareyle toplu görüşme yapma hakkı tanındı. Bu tür sendikaların üyeleri adına yargı mercilerine başvurmaları hakkı tanındı. 

Anayasanın 67.maddesinde düzenlenen seçme ve seçilme hakları yeniden düzenlendi. Yurt dışındaki vatandaşlar ile tutukluların oy kullanabilmeleri kabul edildi. Seçme ve halk oylamasına katılma koşulu "yirmi yaşına girmiş olma" yerine "18 yaşını doldurmuş olma" şeklinde aşağıya çekilerek değiştirildi. "Seçim kanunları, temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir" şeklindeki son fıkra 67.maddeye eklendi. 

Siyasi Parti kurma ve parti üyeliğinin düzenlendiği 68.madde değişikliğine göre; parti üyeliği yaşı 21'den 18'e (doldurmuş olma) indirildi. Partilerin yurt dışında faaliyette bulunma, kadın ve gençlik kolları gibi yan kuruluşlar ve vakıf kurma yasakları kaldırıldı. Yüksek öğretim eleman ve öğrencilerinin belli koşullarda parti üyesi olabilmelerine olanak sağlandı. Partilerin yeterli düzeyde ve hakça mali yardım görmeleri, yalnız tüzük ve programları itibariyle değil, eylemleri bakımından da anayasa ve yasa hükümlerine uygun olmaları, devletin bağımsızlığı ile eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine aykırı düşmemeleri gibi maddeler kabul edilmiştir.

Siyasi partilerin uyacakları esaslar için Anayasanın 69.maddesi değiştirilmiştir. Siyasi partilerin tüzük ve programları dışında faaliyette bulunamayacakları, Anayasanın 14. maddesindeki sınırlamalar dışına çıkamayacakları, kendi siyasetlerini desteklemek için dernek, sendika. vakıf, kooperatif ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile siyasi ilişki ve işbirliği içinde olamayacakları, bunlardan maddi yardım alamayacakları, cumhuriyet başsavcılığının bunları izleyip denetlemesi şeklindeki hükümler  69.madde metninden çıkarılmıştır. 

Buna karşılık parti özgürlüklerine yeni sınırlamalar getirilmiştir. Sadece tüzük ve programları değil, eylem ve faaliyetleri de denetim altına alınmıştır. Ticari faaliyet yasağı konulmuş, mal edinmeler, gelir ve giderler ve seçim harcamaları daha sıkı esaslara bağlanmıştır. "Kapatılmış parti mensuplarının üye çoğunluğunu oluşturacağı yeni parti kurulamaz" şeklindeki hükmü "temelli kapatılan bir parti başka ad altında kurulamaz" şeklinde değiştirilmiştir. 

Parti kapatılması sonuçlarıyla ilgili olarak yapılan değişikliğe göre: Kapatılan partinin kurucu ve yöneticileri yeni bir partinin kurucusu, yöneticisi ve denetçisi olamazken, yeni düzenlemeden sonra, partisinin kapatılmasına neden olan üyeler de, kurucular dahil olmak üzere, beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve denetçisi olamayacaklardır. 

Siyasi Partiler Yasasına göre  bir siyasi partinin kapatılması sıkı koşullara bağlamıştır. 1995 yılı Anayasa değişiklikleri ise bir partinin yasak "fiillerin işlendiği odak haline geldiğinin" tespiti işlemi işini sadece Anayasa Mahkemesine bırakmıştır. Bu değişiklik kapatma kararı verilmesini kolaylaştırıcıdır. Anayasa Mahkemesi de önce SPK'nun 103/2. maddesini iptal etmiş ve daha sonra da Refah Partisinin kapatılması kararını vermiştir.  1999 yılında Siyasi Partiler Yasasında yapılan değişiklikle kapatma işlemi yine belli kanıtların varlığına bağlanmış ve parti kapatma zorlaştırılmıştır. Anayasa mahkemesinin de takdir alanı çerçevelenmiştir. Buna göre: "Bir siyasi parti, birinci fıkrada yazılı fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre, merkez karar ve yönetim kurulu veya Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki grup genel kurulu veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır" ( SPK md 103/2 hükmünün değişik şekli. 4445 sayılı 12.8.1999 kabul tarihli SPK değiştiren yasa 14.8.1999 tarihli 23786 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır) 

Anayasanın 75.maddesinde yapılan değişiklikle milletvekili sayısı 450'den 550 ye çıkarılmış, 84.maddede yer alan parti değiştiren milletvekilinin üyeliğinin düşmesi usulüne son verilmiş, yine 85.maddede yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ya da üyeliğin düşmesine karşı Anayasa mahkemesinde açılan iptal davası koşulları yeniden düzenlenmiştir. TBMM'nin her yıl Eylül ayının ilk günü yerine Ekim ayının ilk günü ve yine kendiliğinden toplanması Anayasanın 93.maddesi değiştirilerek kabul edilmiştir. 

Anayasanın 135.maddesinde yapılan değişiklikle kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının siyasetle uğraşamayacakları, siyasi parti, sendika ve derneklerle ortak hareket edemeyecekleri yolundaki yasaklar kaldırılmıştır. Sorumlu organların gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mülki amirler tarafından geçici olarak görevlerine son verilebilmesi yetkisi kaldırılmış ve mahkeme kararı şartı pekiştirilmiştir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yasayla yetkili kılınan merciin faaliyetten men kararı verebilmesi fakat bu kararın 24 saat içinde hakim kararına sunulması ve hakim kararırın 48 saat içinde açıklanması, aksi takdirde idari kararın kendiliğinden yürürlükten kalkmış sayılacağı şeklinde yeni düzenlemeler yapılmıştır. 

Anayasanın 171. maddesinde de 135 madde paralelinde düzenlemeler yapılmış ve Kooperatifler hakkındaki " Kooperatifler, Devletin her türlü kontrol ve denetimine tabi olup, siyasetle uğraşamaz ve siyasi partilerle işbirliği yapamazlar" hükmü madde metninden çıkarılmıştır. 

Anayasanın 149/4 maddesi değiştirilmiştir. Yargı alanındaki tek değişiklik Anayasa Mahkemesi hakkındadır. Anayasa Mahkemesi yapılan değişikliğe göre parti kapatma davalarında kapatılması istenen partinin genel başkanını ya da onun tayin edeceği bir vekili dinleyecektir. 

4- 18.6.1999 kabul tarihli Dördüncü Değişiklik: 
Anayasanın 143. maddesi değiştirildi. Devlet Güvenlik Mahkemelerinde yer alan subay üyelerin yerine sivil yargıçların atanması esası kabul edildi. Bu değişikliğin temel nedeni Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin DGM davalarında verdikleri kararların "adil yargılanma" hakkına aykırı bulunmasıydı. Subay yargıçların yeterince bağımsız olmadıkları konusundaki bu kararlar Anayasa değişikliği yapılmasına neden oldu. ( AİHM İncal kararı) 

5- 13.8.1999 Kabul Tarihli Son Beşinci Değişiklik: 
Anayasanın 47.maddesi değişti. "Devletin, kamu iktisadi teşebbüslerinin ve diğer kamu tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan işletme ve varlıkların özelleştirilmesine ilişkin esas ve usuller kanunla gösterilir" (fıkra 3) ve " Devlet, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişileri tarafından yürütülen yatırım ve hizmetlerden hangilerinin özel hukuk sözleşmeleri ile gerçek veya tüzelkişilere yaptırılabileceği veya devredilebileceği kanunla belirlenir" (fıkra 4) şeklinde değiştirilen 47. madde ile özelleştirme Anayasal statüye kavuşturuldu. 

Anayasanın 125/1.maddesi değişti. "İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır" cümlesinden sonra " Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde bunlardan doğan uyuşmazlıkların milli ve milletlerarası tahkim yoluyla çözümlenmesi öngörülebilir. Milletlerarası tahkime ancak yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar için gidilebilir." cümlesi eklenerek yapılan madde değişikliğiyle kamu hizmetleriyle ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde, taraf yabancıysa uluslar arası tahkim  yolu kabul edildi. Danıştay'ın yetkisi de bu paralelde düzenlendi ve Anayasanın 155/2 fıkrası değiştirilerek Danıştay'ın bu işlemler konusundaki yetkisi "iki ay içinde düşüncesini bildirmek" durumuna indirildi.
 

Diğer Sayfa --->
 
İ
N
A
D
I
N
A