|
|
ENTERNASYONALİZM , ULUS DEVLET ,
CUMHURİYET , İLHAN SELÇUK VE
DİĞERLERİ
Ali KAHYAOĞ LU
Enternasyonalizm, “ba şka
bir dünya mümkün” diyenler için geçmişte
çok önemliydi; bugün de öyle ve gelecekte de
önemli olacak: Çünkü, “dünyanın bütün
proleterleri ve ezilen halkları birleşin” şiarının
başka bir biçimde cisimleşmesi mümkün değil
Cumhuriyet gazetesinin ba ş
yazarı İlhan
Selçuk, birini, “enternasyonalist” dostunu geçen pazar günü, köşesinde
tanıtmış; sayın Selçuk sevimli bulduğu eski “enternasyonalist” dostuna
kerata diyor. Onun kaleminden tanıyalım
bu keratayı:
“.. 68’liydi. Müthi ş
devrimciydi. Bizleri hor görürdü. (…) Kerata burnundan kıl
aldırmaz enternasyonalci idi, bir Sovyet
Cumhuriyeti olacaktı Türkiye.
Aradan kaç yıl geçti. Geçen gün (…) gördüm kerata değişmiş ama
nasıl? …. Eskiden kafasında SSCB vardı…
Bu kez baktım ki SSCB’nin yerini AB almış, bizimki müthiş bir AB’ci
olmuş… Kerata dün ulusalcılığa karşıydı bugün de karşı. Ama dün
sosyalist idi… Bugün kapitalist… Ve de neo liberal… (…) Dün
inandığı şeyler
fos çıktı. Bakalım bugün bağlandığı şeyler de fos çıkacak mı?”
Sayı n Selçuk’un
dostlarını, sağ olsun zaman, zaman sütunundan tanıma
fırsatı buluyoruz, yukarıdaki kerata gibi. Selçuk bu dostunu anlatırken
kendisinin değişmediğini demeye getiriyor… Sanmıyorum;
örneğin kendisine de zarar veren askeri müdahaleleri –ki devlet ile kapitalist
egemen sınıf mesafesi daha fazlaydı o
devirlerde- şiddetinden dolayı olsa gerek “faşizm”
diye nitelerdi. 28 Şubat’tan beri –devlet ile kapitalist egemen sınıf
mesafesi çok , çok azalmışken-
darbelere “laikliği-demokrasiyi”
koruma payesi vermeye başladı !
Ve ayrı ca son
dönem yazılarında okuyoruz ki dost çevresi değişmiştir. 1970’lerin sonunda
zaman, zaman “seçkin olmayan” işçi
dostlarından,
söze derdi. Kendisi hatırlıyor
mu acaba bu dostlarını? Mesela Şerif Aygün’ü, İsmet Demir’i, Talip
Öztürk’ü…..
Şimdilerde okuyoruz ki dostları, paşalar, Madenci
“Cin gibi er oğlu er” kapitalistler, Belediye reisliği sorumluluğu da
almış, gazeteye de yardım yapmış kapitalist“ker atalar.”
Heyhat... Sayı n
Selçuk eski dostlarını unutmuş olabilir. Hatta gazeteye yardım yapan
kapitalist kerataları övmüş olduğunu da…İçinde “ulus devlet” “Atatürk”
geçen yazılarda bu ayrıntılar dikkate alınmaz
diye düşünüyordur belki.
Olabilir, dost seçme özgürlüğ üne,
dost övme hakkına müdahale edemem kimsenin. Ama “kerata” dostlarını
gazeteye yardım yaparken övmesi, gazeteye yardımı kestiğinde yermesine
de işaret etmek yararsız
değildir.
Ve en önemlisi i şçi
sınıfının
tarihsel değerlerini aşağılamasına, solculuk
kisvesi altında kapitalist devleti,
“ulus devlet-üniter devlet” nitelemesiyle yüceltmesine sessiz kalamam.
Dümdüz bir hat üzerinde, ulus devletçi, Atatürkçü bir
çizgide değ işmeyerek varolduğunu,
yani tutarlı olduğunu ima ediyor; ama
yalpalamaları olmuştur hep Sayın Selçuk’un, başka bir yazıda belki ele
alabilirim bunları; şimdi
şu enternasyonalizm meselesine değinmek
istiyorum.
Nedir bu değ işmedim
demeye getirdiği görüşün önemi, emperyalist saldırganlığın dünyayı
barbarlık derecesinde tehdit ettiği koşullarda? Bu görüş toplumun en
büyük kısmını oluşturan
“seçkin olmayan” adam edilecek “aşağı”
kesimlere, işçi sınıfına, kent yoksullarına, kır emekçilerine, işsizlere
ne vaat ediyor? Hangi sınıfı temsil
ediyor bu görüş günümüzde, yoksa 2. cumhuriyetçilerin,
küreselleşmecilerin iddia ettiği gibi sınıflar önemini mi yitirdi? Sakın
Selçuk’un görüşleri sınıfsal ilişkileri açıklayamayarak fos çıkmış
olmasın?
Bu görü şün
çerçevesi Tekelci Kapitalist büyük sermayenin hakimi olduğu,
Kapitalist Türk Devletine halel gelmemesiyle sınırlıdır. Ulus devlet,
üniter yapı
söylemi, sınıflardan arındırılmış, soyut bir düzlemde “kutsal devleti”
yüceltmekte; sol liberal veya liberal eleştiriler
karşısında
egemen sermayenin varlığını sorgulamayarak, son kertede bu sermayenin
devlet üzerindeki hakimiyetini meşrulaştırmaya çok büyük katkı
yapmaktadır. Sömürü artmış, işçi sınıfı yeni iş yasalarıyla atomize
edilmeye çalışılmış, aydınlar devlet baskısı altında yıpratılmış
olsun; önemi yok, gözümüzü kapatabiliriz bunlara. Yeter ki “laik devlet”
şeriat tehlikesine karşı, korunmuş olsun. “Devlet koruyuculuğu” faşizmi
meşrulaştırıyormuş, ne gam? Faşistlerle işbirliği
çabası Devleti koruyanlar cephesi güçlendirmek için; biz ona bakalım!
Sayı n yazarımızın
görüşlerinin an ekseni hep böyle miydi yoksa? Sanıyorum.. Ama yozlaşmış,
çürümüş sözüm ona Sovyet olan rejimler yıkıldığından
beri daha gür sesle bunu ifade etmeye başladı sayın yazarımız. Onun ulus
devleti aşamayan ufku, Türkiye insanının temel sorunlarına cevap
veremiyor, veremez. “Uluslararası kapitalizmin” proleterleşmeyi hızlandırması,
sömürüyü yoğunlaştırması,
cins, etnisite, farklılıklarını kışkırtması, doğayı geri dönülemez
tahrip etmesi karşısında enternasyonalizmin her zamankinden daha hayati
önem taşımasını
kavrayamaz. Seçkinci, Kutsal Devletçi görüşü, ezilenlerin çığlıkları
karşısında her zaman Tüsiad’ların, Tisk’lerin, Tobb’ların, paşaların,
ticaret erbabının devletini tercih etmiştir.
Şu farkla ki, “sol kisve” altında.
Enternasyonalizme İ lhan
Selçuk’lar karşı çıksa da, “keratalar” yozlaşmış, adından başka
sosyalist olmayan rejimleri, gerçek bir işçi enternasyonalinin,
Marksların, Engelslerin, Leninlerin,
Luksemburgların Troçkilerin
enternasyonalinin yerine ikame etmiş olsalar da 21 yüzyıl
da uluslararası işçi sınıfı ve onun devrimci siyasal örgütleri
“uluslararası işçi birliğini” yeniden tesis
edeceklerdir; bu tesis etme önümüzdeki dönemin en önemli görevidir.
“Bizi kurtaracak olan” enternasyonalizmdir. Yerel çı karlarımız
için enternasyonalist mücadeleye….
|
|
|
|