|
|
KİM BU
KOFİ ANNAN?!..
Ali
TARANOĞLU
Amerika'nın Irak ve
Ortadoğu'da, kitlesel imha silahlarına sahip ve kendisi için tehdit
oluşturan 'haydut' ülkelere karşı 'önleyici saldırı' diye yola çıktıktan
sonra bugün geldiği nokta, Annan'ın 'insani müdahale'si. Çünkü Irak'a
sözüm ona özgürlük ve demokrasi götürdüğünü iddia ediyor.
Kıbrıs sorununda
hiçbir çıkarı olmaması gereken, taraf hiç olmayan, Bosna'da, Kosova'da,
Afganistan'da, Irak'ta esamisi okunmayan Birleşmiş Milletler Genel
Sekreteri, Kıbrıs'ta, hem de adını taşıyan planın neredeyse düpedüz
Rumların gözetiminde hazırlandığı açık açık yazılıp çizilmişken aslan
kesilmiş; sadece Türk tarafına karşı esip gürlüyor.
Çomski, MIT,
Küreselleşme ve Annan: Annan , 1938 yılında Gana'nın Kumasi kentinde doğmuş. Yüzyıllarca
bölgenin egemeni olan iki kabileye mensup. Babası bir kabile şefi, yani
bir siyah asilzade... İngiliz sömürge yönetimi döneminde, bölgede
faaliyet gösteren (bir zamanlar Türkiye'de Unilever adıyla ünlü Vita
yağları üreten) Yahudi Lever firmasının yüksek maaşlı yerel
müdürlerinden ve ülkenin ileri gelen masonlarından biri. Annan, böyle
bir aile sayesinde ve Ford bursuyla gitmiş üniversite öğrenimi için
Amerika'ya.
Doğduğu Kumasi'deki
Teknik Üniversite'de yükseköğrenimine başlamış, Amerika'da Minnesota
eyaletindeki Makalester Üniversitesi İktisat Bölümü'nden 1961'de mezun
olmuş. Yine Amerika'nın, Noam Çomski 'nin de kırk yıldır hocalık
yaptığı ünlü Massachusetts Teknik Üniversitesi'nden (MIT) işletme
dalında yüksek lisans diploması almış.
Bir vakıf
üniversitesi olan MIT'nin asıl gelir kaynağı, Amerikan Savunma
Bakanlığı'na, yani ordusuna hazırladığı projeler, yaptığı araştırmalar.
Türkiye'de, ''Büyük insan hakları savunucusu'', ''ünlü muhalif''
olarak sunulan Noam Çomski de işte bu üniversitede hoca. Hem de maaşının
yüzde 60'ını Pentagon'dan aldığını, üniversitenin sadece
muhasebeleştirme işlemi yaptığını ''dürüstçe'' açıklamakta
sakınca görmeyen bir ''muhalif'' . (E.F. Konrad Koerner, Chomsky
Devrimi: Bir Devrimin(!) Anatomisi: 1962'de Chomsky, çev: Ali
Tartanoğlu, Mülkiye dergisi, Temmuz-Ağustos 2002, sayı 235, cilt XXVI;
Dhumbadji, cilt 1, no 4, 1994 Kış, s: 3-17)
Birleşmiş
Milletler'in internetteki resmi sitesinden (http://www.un.org/News/ossg/sg/pages/sg-biography.html)
sağlanan bilgilere göre Annan, Birleşmiş Milletler ailesine 1962 yılında
bütçe ve idari işler memuru olarak katılmış. Örgütün çeşitli
birimlerinde çalışmış; yer yer etkisiz, silik bazı diplomatik görevler
yapmış. Yani hep memur...
Genel sekreter
olarak 1997'de ilk kez, 2001'de ikinci kez seçilen Annan, ilk ''BM
memuru genel sekreter'' . Özellikle Amerika ve Fransa'nın
desteğiyle(!?).
Annan, örgütteki
mali krizin çaresini pek ''küresel'' bir biçimde bulmuş.
''...özel sektörle... yakın ortaklıklar'' kurarak!.. Eleştirilere
karşın Davos'ta her yıl düzenlenen ünlü zenginler toplantısına katılmış.
Birleşmiş Milletler Örgütü ilk kez ''küreselleşme konusundaki
eleştirilerini kesip şirket dostu açık piyasaları daha kuvvetli
desteklemeye'' başlamış. Bu politikanın, BM'nin bağımsızlığı
mekanizması için bir tehdit oluşturacağı yönünde itirazlara da hiç kulak
asmamış!!!
Annan'ın ''İnsani
Müdahalesi'' ve ABD'nin ''Önleyici Müdahalesi'':
Annan, BM Genel
Kurulu'nun 1999 yılı açılış konuşmasında ''insani müdahale'' diye
bir kuram (doktrin) ortaya atmış. Özeti şu: ''Egemenlik, kendi
yurttaşlarının insan haklarını kitlesel bir biçimde ihlal eden
hükümetler (devletler) için artık bir koruyucu kalkan olamaz!!!''
Sadece güçsüzlere
karşı işletilmesinden ürken birçok ''gelişmekte olan''
ülke bu kurama karşı
çıksa da, Annan konuyu gündemde tutmaya devam etmiş. Ama Irak'a
uygulanan ekonomik yaptırımlar yüzünden, Irak halkının karşılaştığı
insani sorunlar konusunda Birleşmiş Milletler'in suçlandığından da
yakınmış! (Phlyiss Bennis, Kofi Annan: Biographical Note,
http://www.globalpolicy.org/secgen/annanbio.html)
Amerika'nın Irak ve
Ortadoğu'da, kitlesel imha silahlarına sahip ve kendisi için tehdit
oluşturan ''haydut'' ülkelere karşı ''önleyici saldırı''
diye yola çıktıktan sonra bugün geldiği nokta, Annan'ın ''insani
müdahale'' si. Çünkü Irak'a sözüm ona özgürlük ve demokrasi
götürdüğünü iddia ediyor.
Ruanda'da Tutsi
katliamına seyirci Annan: 2001 yılı sonlarında ikinci kez seçilmesinden önce ABD'nin BM nezdindeki
eski daimi temsilcisi, BM'nin Kosova ve Kıbrıs'taki eski özel
temsilcilerinden Richard Holbrook ise ''Sayın Annan'ın BM'nin
kuruluşundan bu yana gelmiş geçmiş en iyi genel sekreter olduğunu''
söylemiş. Annan'la ilgili bazı tereddütleri olan Washington Times'ın
dışında, Annan'ı destekleyen Amerikan basınının tamamında, 1994'te
Ruanda'da Tutsi kabilesine mensup 800 bin kişinin katledilmesini
önlemeyenin kim olduğu konusunda tek bir satır yok. Oysa o dönemde, BM
Barış Gücü operasyonlarının genel sorumlusu ''Mr. Annan'' ...
Ruanda'da görevli Barış Gücü birliklerinin komutanı olan Tuğgeneral
Romeo Dalayre , katliam başlamadan önce müdahale etmesi için
''Mr. Annan'' a ''yalvarmış'' , çünkü soykırımın
hazırlıklarından haberdar. Ama ''Mr. Annan''
sadece susar! (Net
Hentoff, Time For Annan To Go, Secretary-general ignored Rwanda
Genocide, Washington Times, 30 Nisan 2001,
www.globalpolicy.org/secgen/annan/re-election/010430.htm)
İç savaşın
başlangıcında Ruanda Devlet Başkanı Habyarimana 'nın bulunduğu
uçak, 6 Nisan 1994'te yerden atılan iki füzeyle düşürülür, devlet
başkanı ölür, uçağın kara kutusu da BM Genel Merkezi'ne gönderilir, ama
ondan sonra kara kutu ortadan kaybolmuştur. 800 bin kişinin öldüğü söz
konusu katliam da bundan sonra meydana gelir. Geçen günlerde BM Sözcüsü
Fred Ekard önce kara kutunun BM'de bulunduğunu reddettiyse de iki
gün sonra, ''New York'a BM merkezine gönderilen kara kutuyu, hasarsız
olduğu için düşen uçağa ait olamayacağı varsayımıyla(!) bir dolaba
kilitleyen güvenlik uzmanlarının, bunu üstlerine bildirmedikleri''
ni açıklamak zorunda kaldı. Annan ise gazetecilere, ''İtiraf
etmeliyim ki, kara kutunun BM binasında olmasına ben de en az sizler
kadar şaşırdım. Gerçekten büyük bir hata...'' dedi. 10 Mart 2004
tarihli Fransız Le Monde gazetesi, Birleşmiş Milletler'i
''soruşturmayı engellemekle''
suçladı. (Hürriyet,
12.3.2004,
http://www.hurriyetim.com.tr/haber/0,sid-1
*w-3
*tarih-2004-03-12-m *nvid) 382664,00.asp)
Saldırıdan
Amerika'nın ve İngiltere'nin haberi var. Füzelerin atıldığı bölge sözde
Birleşmiş Milletler denetiminde ve silahsızlandırılmış! Ruanda'nın
olayda ölen o zamanki devlet başkanı, bir barış antlaşmasıyla ülkesine
dönmekte. Birleşmiş Milletler'de açılan ve başında elbette(!) Annan'ın
bulunduğu soruşturma komisyonu, olayı ''uçak kazası'' diye
geçiştiriyor. Olayda Ruanda'nın bugünkü başkanı Kigame 'nin ABD
ve İngiltere'nin bağlantısını kanıtlayan bir başka raporu ise yine
Birleşmiş Milletler tarafından önlenmiş. Önleyen BM savcısı daha sonra
patronu Annan tarafından BM İnsan Hakları Komisyonu'nun(!) başına
getirilerek ödüllendirilmiş. (Ergin Yıldızoğlu, Cumhuriyet, 17
Mart 2004)
O sıradaki Genel
Sekreter Gali de ikinci kez seçilmek isteyince karşısında
Amerika'yı bulmuş; çünkü konu hakkındaki düşüncesini, ''Soykırımdan
yüzde yüz Amerika sorumludur'' diyerek açıklamıştır. Aynı Amerika,
yüz binlerce insanın hayatı pahasına da olsa ABD yönlendirmelerinden
milim sapmadığını ve sapmayacağını çok iyi bildiği ''Emret Başkanım''
cı üçüncü sınıf ''memur'' Kofi Annan'ı genel sekreterliğe, hem de
iki kez getirir.
BM'nin sorumluluğuna
ilişkin kanıtlar çoğalınca, örgüt, ''Mr. Annan'' ınki dahil,
katliamda bir ölçüde rolünün bulunduğunu kabul etmek zorunda kalır. Ama
''Mr. Annan'' şahsen Ruanda katliamında herhangi bir sorumluluk
kabul etmeyi; -beş buçuk yıl boyunca kendisi göz yummasaydı-, en çok 5
bin BM askerinin katliamı durdurabileceği açığa çıkarılıncaya kadar
reddetmiştir.
Washington Times
yazarı Net Hentoff 'a göre Annan'ın ikinci kez seçilmesi,
Birleşmiş Milletler'in temel işlevine karşı bir ihanettir ve Annan'ın
''kendisine ve görevine karşı en küçük bir saygısı varsa, istifa etmesi
gerekir'' . (Net Hentoff, ibid)
İşte Kıbrıs
sorununu, hatta Türkiye'yi, Türkiye'nin geleceğini durmadan
Kasımpaşalılık yaptığı halde havale ve emanet ettiğimiz, Birleşmiş
Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan...
|
|
|