Emekçilerin 
Kurtuluşu
Kendi
Eserleri
Olacaktır.

                 
K. MARKS

LAİKLİK TARTIŞMASI

Emine KARAKİTAPOĞLU

Onursal başkanlığını Fethullah Gülen 'in yaptığı Türkiye Gazeteci ve Yazarlar Vakfı tarafından bu yıl ilk defa Washington'da düzenlenen Abant Platformu toplantısında, ABD'deki Lehigh Üniversitesi profesörü Henri Barkey , 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal 'ın Türk ekonomisini dünyaya açması sayesinde ''Anadolu kaplanlarının'' ortaya çıktığını ve İslami sermayenin doğduğunu söyledi. Boston Üniversitesi'nden Jenny White ise ''Türk İslamı, daha bireysel ve modern'' diyerek Türkiye'nin, İran'dan akademisyenleri çağırıp tartışmalar düzenlemesi önerisinde bulundu. CHP İstanbul Milletvekili Kemal Derviş ise Türkiye'nin AB üyeliği konusunda ABD'de bir ''isteksizlik sezdiğini'' belirtti. Yuvarlak masa toplantısında söz alan AKP İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu da demokrasi, devlet, laiklik kavramlarının araç, esas amacın ise insanların mutluluğunun sağlanması olduğunu söyledi. Onursal başkanlığını Gülen'in yaptığı Türkiye Gazeteci ve Yazarlar Vakfı ile Johns Hopkins Üniversitesi İleri Uluslararası Etüdler Okulu'nda (SAIS) Francis Fukuyama 'nın ev sahipliğinde düzenlenen ''İslam, Demokrasi, Laiklik: Türk Deneyimi'' toplantısında birbirinden ilgiç görüşler savunuldu.

Anadolu kaplanları

Toplantıda konuşan Lehigh Üniversitesi profesörü Henri Barkey, Özal'a kadar Türk ekonomisini çok küçük bir grup sanayicinin döndürdüğünü, Özal ile birlikte Anadolu kaplanlarının ortaya çıktığını ve Anadolu'dan çıkan bu işadamlarının, sadece sanayi alanında değil, İslami faaliyetler gibi başka alanlara da finansman sağladıklarını söyledi.

Boston Üniversitesi'nden Jenny White ise ''Türk modelinin'' başka yerlerde yeniden üretilebileceğini söyledi. White, Türkiye'nin tartışmalara, farklı görüşlere açık bir ülke olduğunu, farklı görüşlerin ifade edilmesinin ılımlılığı getirdiğini kaydetti. ''Türk İslamı, daha bireysel ve modern'' diyen White, Türkiye'nin, örneğin İran'dan akademisyenleri çağırıp tartışmalar düzenleyebileceği önerisinde bulundu.

Derviş: ABD isteksiz

Toplantının dünkü bölümünde konuşan CHP İstanbul Milletvekili Kemal Derviş Türkiye'nin AB üyeliği konusunda ABD'de bir ''isteksizlik sezdiğini'' söyledi. Derviş, Amerikalı düşünce kuruluşları, bazı yeni muhafazakâr yazarlar ve eski Savunma Bakan Yardımcısı Richard Perle gibi etkin isimlerin, Türkiye'nin AB üyeliğine yönelik isteksizliği dile getirdiğine dikkat çekti. Derviş, Amerikan tarafındaki bu isteksizliğin açıklığa kavuşturulması gereken bir konu olduğunu belirtti. Derviş, Washington'da başka bir iş için bulunduğu sırada, gelen davet üzerine bu toplantılara katıldığını kaydetti.

Dünyanın sonu olmaz

Kıbrıs konusundaki gelişmeleri değerlendirmesi istenen Derviş, Türkiye'nin Kıbrıs için olağanüstü çaba harcadığını belirterek ''Varılan noktada Türkiye'nin AB üyeliğine de yardım edeceğini'' savundu. Türkiye'nin AB üyeliği gerçekleşmezse ne olacağı yönündeki soruyu yanıtlayan Derviş, ''Dünyanın sonu olmaz. Ülkemizi ilerletmeyi sürdüreceğiz. Ancak dünya hem bizim için hem de AB için daha zor olacak'' dedi.

Kuzu: Laiklik araç

Toplantının yuvarlak masa bölümünde söz alan AKP milletvekili Burhan Kuzu, ''demokrasi, devlet, laiklik kavramlarının araç olduğunu, esas amacın ise insanların mutluluğunun sağlanması olduğunu'' savundu. Kuzu, Türkiye'de laikliğin anayasayla güvence altına alındığını ve bununla ilgili maddenin değiştirilmesinin teklif edilmesinin bile imkânsız olduğunu kaydetti.

'Şeriatın önünü açmak istiyorlar'

Türkiye, TBMM'nin açılışının 84. yılını kutlamaya hazırlanırken Fethullah Gülen 'in onursal başkanı olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, ABD John Hopkins Üniversitesi işbirliğiyle Abant toplantılarını bu yıl Washington'a çekerek Türkiye'ye giydirilmeye çalışılan ''ılımlı İslam'' elbisesini tartışmaya açtı. Bu toplantılar sürerken Başbakan Erdoğan 'ın da laikliği ''farklı inanç ve değerlere eşit mesafede olan devlet'' diye tanımlaması tepki topladı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen , Başbakan'ın ifadesinin laikliğin tanımına aykırı olduğunu belirterek ''Laiklik devletin din esasına göre değil, pozitif hukuk esasına göre yönetilmesidir. Bunların bütün derdi laiklik tabirini sadece inançların teminatı için kullanmak'' diye konuştu. Devletin resmi dini olması durumunda laik olamayacağına işaret eden Öymen, şunları söyledi: ''Akıllarından geçen ılımlı İslam. Türkiye'yi laik demokratik devlet özelliğinden çıkarıp ılımlı bir İslami demokrasi haline getirmek. Ama laiklik olmazsa demokrasi de olmaz.''

Tanım anayasada net

Emekli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu , Erdoğan'ın laiklikle ilgili sözlerinin tümüyle ''din ve vicdan özgürlüğünü'' tanımladığını belirterek ''Laiklik, yalnızca bu tanımla izah edilemez. Anayasanın 24. maddesinin son fıkrası çok açıktır. Bu hüküm, aynı zamanda laikliğin tarifidir.''

Gazi Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Mustafa Altıntaş , imam hatip lisesi mezunu olan Erdoğan'ın, laikliği, kendisiyle aynı eğitimi alan kesimlerin toplumsal alandaki etkinliklerini arttırmak amacıyla dinsel kural koyma olarak algıladığını vurguladı. Altıntaş, ''Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Başbakanı, gerçekte laiklik söylemiyle, şeriatçılığın önündeki, eğitim alanında olsun hukuk alanında olsun engellerin kaldırılmasını istemektedir ve laikliği de bu çerçevede kullanmak istemektedir'' dedi.

Prof. Alparslan Işıklı , laikliğin, ''inanç özgürlüğünün, her şeyi yapma özgürlüğü olarak anlaşılmasına olanak tanımayacağını'' vurgularken inanç özgürlüğünün, kamu düzeni gerekleri ve temel insan haklarıyla çeliştiği durumlarda sınırlanmasının doğal olduğunu söyledi.

ABD'deki toplantı kanıt

''Abant Toplantıları'' na dikkat çeken Işıklı, ''Ilımlı İslamla mevcut iktidar arasında paralellik kurmak için tahminlere gerek yok. ABD'de düzenlenmekte olan ılımlı İslamla ilgili toplantının en başta gelen konuklarının bu hükümetin iki sayın bakanı olması, yeterli kanıt değil midir'' diye konuştu.

Laik cumhuriyete tehdit

TİHAK Başkanı Nevzat Helvacı da, ''Laiklik, dini inanç ve dünya görüşü farklılıklarını milletin mevcudiyetini engel olarak görmeyen anlayışın ürünüdür'' biçimindeki görüşlerin, ABD'nin güdümlediği ''ılımlı İslam'' düşüncesine kapı aralamak için söylenmiş sözler olarak algılanabileceğini belirtti. Helvacı, ''Büyük Ortadoğu Projesi de, bu yaklaşımın ürünüdür. Bu yaklaşımlar, Türkiye Cumhuriyeti için tehdit oluşturmaktadır dedi .

 Arınç, 'ılımlı İslam' sorusunu geri çevirdi

TBMM Başkanı Bülent Arınç , CHP İzmir Milletvekili Erdal Karademir 'in ''ılımlı İslam'' ile ilgili sorusunu geri çevirdi. Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yanıtlanması istemiyle Meclis Başkanlığı'na verdiği ve ''ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell 'ın, Türkiye'nin İslam cumhuriyeti olduğu'' nu ileri sürdüğü konuşmayla ilgili soru önergesini işleme koymadı. Karademir, önergesinin işleme konulmaması üzerine yaptığı açıklamada bu tutumu eleştirdi. Karademir, ''Powell'ın açıklamalarına sessiz ve tepkisiz kalan Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanının bu davranışının nedenini öğrenmemizi Arınç engellemiştir. Arınç'ı göreve ve ülkemizin temel sorunlarını görmeye davet ediyorum'' dedi. Karademir önergesinde, Erdoğan'a şu soruları yöneltmişti: ''Powell'ın Türkiye'yi İslam cumhuriyeti olarak görmesi ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Türkiye'ye biçtiği bir rol müdür? Eğer Türkiye model olarak önerilecekse, 'demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti' şekliyle önermeyi düşünüyor musunuz? Powell'ın açıklamalarına tepkisiz kalmanız, onaylamanız anlamına gelmekte midir? Genelkurmay 2. Başkanı'nın 'Hem laik hem de ılımlı İslam bir arada olmaz' şeklindeki ifadelerine katılıyor musunuz?''

 

sayfa başına dön