.

 
...
...
Yararlı Linkler
E- Posta
Başvuru Kaynakları
Katkı 
Sunanlar
Arşiv

 

Sayı: 13                                     Ana Sayfa                                           02 Ekim 2001

.........

TARIM YOK EDİLMEK Mİ İSTENİYOR ?

Abdullah AYSU

Ulus aşırı şirketler ile gelişmiş ülkelerin istemesi, IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü' nün dayatmaları ile hükümetler, Türkiye tarımı aleyhine bir dizi kanunu peş peşe çıkartmayı gündemine aldı.

Bunlar; 
-T.C. Ziraat Bankası'nın Özelleştirmesi,
-Tekel' in özelleştirilmesi,
-Toprak Mahsulleri Ofisi'nin yeniden yapılandırılması,
-Şeker Yasası çıkartılarak Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesi ve diğerleri...
* Geçmişte Ziraat Bankası A.Ş. olarak faaliyette bulunurken 1937 yılında Kamu İktisadi Teşebbüsü haline dönüştürülen Ziraat Bankası, şimdi yeniden Ziraat Bankası A.Ş. olarak yapılandırılıp, özelleştirilmesi isteniyor. Türkiye çiftçisinin düşük faizli kredi desteği olmadan üretim yapması neredeyse olanaksızdır. Ziraat Bankası özelleştirilerek, tarımsal kredi faizlerinin,ticari kredi faizleri oranına yükseltilmesinin anlamı ne? Çiftçi tarımdan tamamen uzaklaştırılmak mı istenmektedir?...

* Tekel' in özelleştirilmesi, yalnız 30 bin çalışanın ve 500 bin tütün üreticisi ailenin işsiz kalması anlamına gelmemektedir. Aynı zamanda tütün ve sigara üretiminde dışa bağımlı hale getirilmekteyiz. Bunda ki ısrar niye? 

* Toprak Mahsulleri Ofisi 1938 yılında hem üreticiyi hem de tüketiciyi korumak için, kurumun sloganından da anlaşılacağı gibi çiftçinin kara gün dostu olagelmiştir. Çiftçi ve tüketici bu olanaklarından da yoksun bırakılmak istenmektedir. Çiftçiler dayanaklarından neden bir bir yoksun bırakılmaktadır?

* Şeker pancarı tarımı çiftçiye önemli gelir getirmesi yanında, yaprak, posa ve melas gibi artıkları ile çok önemli bir hayvan yemidir. Yem teminin büyük sorun olduğu ülkemizde, böyle bir kararın hayvan yetiştiricileri için nasıl bir darbe olacağı görmezlikten gelinmektedir. Ayrıca şeker pancarı tarımı diğer tüm tarım ürünlerinden çok daha fazla işgücü gerektirmektedir. Şehirlerin yoğun göç aldığı günümüzde, şeker pancarı tarımındaki bu sosyal boyutu görmezden gelmenin faturası, ülkemiz için çok ağır olacağı görülememekte midir?
Bütün bu gerçekleri gören çiftçilerin, tarım örgütlerinin, tarım ile ilgili çalışan işçi sendikalarının uyarılarına karşın, hükümet kanunları çıkarmada kararlı gözükmektedir. Geçmişte yapılan benzer uygulamaların (EBK;TSEK ve YEM SANAYİ özelleştirmeleri) olumsuzlukları bu gün ortaya çıkmış olmasına rağmen bu kararlılık niye? Kime karşı? Kim için?!...

Bir de özelleştirmelere karşı olmayı, vatana ihanetle eşdeğerde görüp, kamuoyuna pompalayan özelleştirme yanlıları var...
Özelleştirmeye karşı olanlar gerçekten vatana karşı ihanet içindeler mi? Ne dersiniz?...
Dostlukla..... 
 


PAMUK ALIM FİYATLARI BELLİ OLDU
Ziraat Odaları ve Çiftçi kuruluşları bir kilogram pamuğun maliyetini 620 bin lira olarak hesapladı...Pamuk zararına satılacak!... 
Türkiye,tekstil ve konfeksiyon ihracatında önemli bir gelişme göstermiştir. Bu gelişmede pamuk üreticisi olmamızın önemli yeri vardır.
Geçen yıl 550 bin lira olan Güney Doğu Anadolu pamuğuna bu yıl 575 bin lira fiyat verildi. Ege pamuğuna da 754 bin lira fiyat belirlendi. Bölgeler arası fiyat dengesizliğinin yanında,maliyetlerinin altında belirlenen bu fiyatlar pamuk üretimini tehlikeli bir dönemece getirdi. 


Pamuk ithal ederek sektörü bu noktaya taşımamız mümkün olmazdı. Son yıllarda pamuk üretiminde uygulanan yanlış politikalar sonucu çiftçi üretimden caydırıldı. Çiftçilerimizin ürettiği pamuğa belirlenen fiyatlar maliyetin altında olunca ,üreticiler,pamuk yerine daha az masraflı buğday ve diğer ürünlere yöneldi. Yıllık 1 milyon 200 bin ton civarındaki pamuk ihtiyacımızın 450-500 bin tonunu ithal etmek durumunda bırakıldık. Üstelik,ithal ettiğimiz miktardaki pamuğu çiftçilerimiz üretebilecekken...

Hükümetler,600 milyon doların yurt dışındaki çiftçilere gitmesine neden olan yanlış politikalarda inat etmeyi sürdürmektedirler. Bu politikalara burada girmeyeceğim. Ama son TSKB'leri ile ilgili çıkarılan yasanın Madde:1/E/3'de "Kooperatif ve birliklere(...) Devlet veya diğer kamu tüzel kişilerinden her hangi bir mali destek sağlanamaz"hükmü konulmuştur. Bu hüküm,tarımsal kooperatiflerin maddi dayanaklarını tasfiyeden başka bir anlama gelmediği gibi bu gün neden bu durumda oldukları,neden az alım yaptıkları,neden peşin ödeme yapamadıkları,neden fiyatların bu kadar düşük olduğunu anlatıyor sanırım. Ayrıca, döviz kurlarındaki artış nedeni ile pamuk ithalatı eskisi gibi cazip de değil artık. Ancak ,iç üretimin yetersizliği nedeniyle 400 bin ton pamuk ithal emek zorunda kalacağız.

İthalatı Yunanistan,Amerika,Orta Asya ve Afrika ülkelerinden yapmaktayız.
Pamuk ithal ettiğimiz Amerika,pamuk üreticisinin primini 5 yılda bir çıkardığı yasa ile garanti altına alırken,AB ülkeleri,üreticisine kilo başına 20-40 sent ödüyor. Bizde 1999'da 12 sent,2000 yılında 9 sente düşürüldü. Bu yılda 5 sentten söz ediliyor.

Bakın bu konuda Ulusal Pamuk Konseyi Geçici İcra Kurulu Başkanı Bülent Tanman geçen yıl verilen 9 sentlik pirimin üreticiye değil bankalara verildiğini iddia ediyor. Tanman: "Pamuk prim aralık ayında ödenmezse üreticiye hiçbir katkısı olmayacaktır. Geçen senenin primini temmuzda aldık ve banka faizine gitti. Devlet bankalara pirim verdi üreticiye değil." Dedi.
Evet,pamuk üretimine devam için çiftçiler önemli bir dönemeçte. Ekmek ya da ekmemek! Pamuk ithal edilen ülkelere tekstil ihracatı yapmak kolay olacak mı? Ne dersiniz? 

Çiftçiler için maliyetlerini karşılayacak yeterli prim istemek,ve zamanında ödenmesini talep etmek elbette ki kısa vadede önemlidir. Doğrudur da. Ancak, çiftçilerin fiyatların oluşmasında taraf olabilecekleri,pazarlık yapabilecekleri demokratik örgütlenmelere sahip kılınması daha doğru olmaz mı?...

YAŞ ÇAY FİYATLARI AÇIKLANDI
Yaş çay fiyatları 244 bin lira olarak açıklandı. Çayın vatanı Doğu Karadeniz'de bir bardak çayın fiyatı 200-250 bin liradan satılıyor!...
Çay gıda sektörümüzün önemli bir alt sektörüdür. Yalnız Doğu Karadeniz bölgemizde ekonomik olarak yetişebilmektedir. Bu bölgede yaklaşık olarak 210 bin aileye geçim kaynağı ve istihdam sağlamaktadır.
Başkaca bir geçim kaynağı olmayan yöre çiftçileri için çay fiyatları ve Çay-Kur önemlidir.



Ne yazık ki belirlenen yaş çay fiyatları yöre insanını geçindirmekten uzaktır. Yaş çay kampanyasında bir kilo çay 244 bin liradan alınırken, çayın yetiştiği bu yörede bir bardak çay 200-250 bin liradan satılmaktadır. Bu iki fiyat üreticinin durumunu zaten yeterince açıklamaktadır.
Kendi kendimize yeterli olduğumuz bu üründe dışa bağımlı olmamak için üretimin devamını sağlayacak fiyatlar verilmelidir.
Bunun için de fiyatlar belirlenirken çiftçiler, söz ve karar sahibi kılınmalı,toplu pazarlık mekanizmaları ile taraf olmalarını sağlayacak olan demokratik örgütlere kavuşturulmalıdır. 

İ

N

A

D

I

N

A