YAYIN
YÖNETMENİNDEN
SSK Hastanelerinin Sağlık Bakanlığına devrinin düzenleyen hükümet
tasarısı TBMM’ inde AKP oylarıyla kabul edilerek yasalaştı . İşçi ve
memur sendikaları , Meslek Odaları yasaya karşı çıkıyor ;
Eylem programları ilan ediyorlar.
Evet , SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığına devri sağlık hizmetlerinin
özelleştirilmesinin başlangıcıdır ve bu nedenle bu yasaya karşı
çıkılmalıdır . Ancak , karşı çıkış ve karşı çıkanların baştan beri
izledikleri yol yanlıştır .
Sendikalar ve Meslek odaları sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesini
AKP’ nin marifeti olarak algılıyor ve kamu oyuna öyle sunuyorlar .
Yanlışlıklarının birincisi bu .
AKP’ nin böylesi bir işe ne aklı ne de gücü yeter .
Sosyal Devletin ortadan kaldırılması ve buna bağlı olarak sağlık
hizmetlerinin özelleştirilmesi Dünya Ticaret Örgütünün (DTÖ) kararıdır
ve bu kararın altında TC: nin ilgili bakanının (bu da Başbakan
yardımcısıdır) imzası vardır . Tarihi de 1994 dür . O tarihte AKP henüz
dünyada yoktur . Ne var ki sosyal devletin ortadan kaldırılması , sağlık
hizmetlerinin özelleştirilmesi AKP’ nin ideolojisine uygundur . Ancak ,
bir yanılgıyı önlemek için ekleyeyim , AKP ümmet toplumu yaratarak ve
sadaka yoluyla muhtaçlara yardımı amaçladığı için değil ,dışarıdan ,
(iktidarının teminatı olan) ABD’ den ve AB’ den emredildiği için DTÖ’
nün kararlarını uygulamakta ve sağlık hizmetlerini özelleştirmektedir .
Sendikalar ve Meslek Odaları Avrupa Birliği konusunda ciddi , bilimsel
incelemelerde bulunup tavır
belirleyeceklerine , “ulus devletin sonu geldi” , “insan hakları” ,
“özgürlük” , “kahrolsun militarizm” gibi yine dış kaynaklı şişirmelere
inanıp , durun bakalım nedir bu AB demeden balıklama Avrupa Birliği’ ni
desteklediler.
ABD’ nden bakan ithal edildi hiç ses çıkmadı . 15 günde 15 yasa
çıkartılması gerekir diye dayattılar ve çıkarttılar ; Hiç ses çıkmadı .
Bir yanlış hedef sunuldu :İMF.
İMF dünyadaki tüm kötülüklerin anası olarak gösterildi , sendikalar ve
odalar “kahrolsun İMF “ diye sokakları inlettiler .
Yani eşeği bırakıp semeri dövdüler .
Küreselleşmenin kapitalizmin yeni saldırısı olduğunun bilincine varmadan
“emeğin küreselleşmesi” gibi parlak bir adın arkasında her türlü
kalabalığın gürültü yapmasını cam , çerçeve kırıp polise sopayla karşı
çıkmasını marifet sanıp , “çağdaş küresel İhtilal” yapıldığı
yutturmacısını bir güzel yuttular .
Yurt dışından birilerini getirip 100 – 200 kişiyle toplantı yapmayı , ya
da yurt dışındaki aynı tür toplantılara katılmayı marifet sandılar .
Böylece , küreselleşmeye , “Enternasyonalist çıkış” yaptıklarını
sanarak kendilerini tatmin ederlerken , arkasına aldığı ”sol aydın(!)
desteğiyle” AKP kendinden beklenenleri harfiyen yerine getirdi .
Ve
SSK Hastanelerinin devriyle ilgili yasa çıktı . ..
Şimdi istedikleri kadar eylem yapsınlar , “geçti Bor’un pazarı…”
Yasa çıktıktan sonra SSK’ yı sattırmam diye eylem yapmak emekçilerde
“Örgüt” e ve “örgütlü mücadele” ye karşı olumsuzlukların gelişmesine
neden olur . Unutulmasın ki her başarısız eylem , her başarısız grev
yeni eylemleri , yeni grevleri engeller ; Belki 15/20 kişilik sendika
,oda yöneticisini tatmin etse bile …
İNADINA’ da “Küreselleşme” , “DTÖ” , “AB” konularında okurları
bıktıracak kadar çok yazıldı .Bu sayımızda da “ 1994’ de İmzalanmış Olan
GATS Antlaşması “ adlı bir yazı var . O yazıyı dikkatle okursanız sırada
özelleştirilmeyi bekleyen daha hangi hizmetler olduğunu öğrenirsiniz .
GATS
antlaşmasının SSK hastanelerin devriyle ilgili olan bölümünü aşağıda
bulacaksınız :
8.
SAĞLIKLA İLGİLİ VE SOSYAL HİZMETLER
(1.A.h-j. altında listelenenlerin dışında kalanlar)
A. Hastane Hizmetleri
B. Diğer İnsan Sağlığı Hizmetleri
C. Sosyal Hizmetler
D. Diğer
h.Tıp
ve Dişçilik Hizmetleri
j.Ebe,
Hemşire, Psikoterapist ve İlk Yardım Personeli tarafından sağlanan
hizmetler.
Görüldüğü gibi SSK hastanelerinin önce Sağlık Bakanlığına devri , daha
sonra da özel sektöre satılması konusu AKP ’nin icadı değildir ;
Yukarıda da söylediğimiz gibi AKP’ nin bu işe ne aklı ne de gücü yeter .
O sadece önünde bulduğu ve de kendisine emredilenleri ,üstelik “sol
liberal” rüzgarların büyük desteğiyle, teker , teker yerine
getirmektedir .SSK’yı sattırmayız diye eylem yapan sendikalar ve
odalar,
SSK
satılmış iş bitmiştir .Ve kusura bakmayın ama bu satışta sizin de
vebaliniz vardır .
Kapitalizmi , Kapitalizmin yeni saldırısı olan Küreselleşmeyi AB’ ni
doğru öğrenin artık .
Kapitalist sistem içinde kalarak SSK’ ya sahip çıkamayacağınızı bilin
artık .
Bakın sizlere tarihten bir örnek verelim : 1963 yılında Türkiye’ nin
Ortak Pazara (Bugünkü Avrupa Birliği)
Üyeliği antlaşması imzalanmıştı . Tıpkı 17 Aralık 2004 ‘ de olduğu gibi
her yer bayraklarla donatılmış , bayram edilmişti . Tüm siyasi partiler
, sendikalar ,odalar bayrama katılırken bir tek TİP (Türkiye İşçi
Partisi) karşı çıkmıştı . 12 Mayıs 1963 günü Gaziantep’ te toplanan
Genel Yönetim Kurulunda Genel Başkan Mehmet Ali Aybar’ ın yaptığı
konuşmadan konuyla ilgili bölümleri sunuyoruz :
“…Ortak Pazarın Türkiye
için teşkil ettiği asıl büyük tehlike, bizi kapitalist sistem içinde
kalmaya zorlamasından ve böylece hep bağlı bir toplum olarak yaşar
durumda bırakmasından doğacaktır .Gerçekten de Ortak Pazara girdiğimiz
taktirde, ulusal kalkınma ve ilerlememizin zararına olarak, bu gün ki
hakim sınıflarımız daha da güçleneceklerdir . Böylece ,emekten yana ve
emekçilerin kendi elleriyle yürütüp , denetledikleri ….karma ekonomiye
geçiş imkanları çok daha zorlaşacaktır….”
“….Ortak Pazar bir
çeşit kartel antlaşmasıdır. Bundan dolayı da orta ve küçük işletmeler
aleyhine bir kuruluştur . Kuruluş halindeki endüstriler , küçük
işletmeler ve pre-kapitalist küçük ve orta tarım işletmeleri Ortak
Pazarın güçlü tekelleri karşısında ergeç silinmeyi mahkumdur . Ortak
Pazara girdiğimiz taktirde emekçi halkımızın hayat yükü daha da
ağırlaşacaktır ….”
“…Ortak Pazarın amacı
sömürgeciliği yeni usullerle devam ettirmektir….”
Gerçek muhalifler ,gerçek yurtseverler sosyalistlerdir . Sosyalistler
sisteme (yani kapitalizme) karşıdır.
Bir takım şişirme sloganları kanıp sistem içinde düzeltme yapacağını
sanmak ham hayaldir .
İstediğin kadar eylem yap elindeki kazanılmış hakları birer,birer
yitirirsin .
Elindeki kazanılmış hakları yitirmemek istiyorsan sisteme (Kapitalizme)
tümden karşı çıkmalısın .
Kazanılmış hakların tümü tarih içinde kapitalizme karşı çıkılarak
kazanılmıştır .
Uğur Cankoçak
e-posta : ugur@inadina.com
****
****
****
CHP içindeki Baykal – Sarıgül çekişmesi medyayı meşgul etmektedir . Bu
yapay gündemde , bizce her ikisi de aynı kıratta kişilerdir . Birinin
diğerine hiçbir üstünlüğü yoktur . Sarıgül’ ün Kemal Derviş’ in DSP
içinde yaptığı görevi CHP içinde yapmakla görevlendirildiği izlenimi
sezilmektedir . Yani CHP ‘de dış odaklarca , tıpkı DSP gibi ,
parçalanarak yok edilecektir . Bu da Türkiye emekçi halkının yararınadır
. Sol görünüp durmadan sağa hizmet eden , Türk aydının muhalefetini hep
yanlış yönlendiren partinin ortadan kalkması iyi olur .