Avrupa Birliği 'ne (AB) ekonomik ''uyum'' gerekçesiyle
hazırlanan, ancak AB üyeliği süreci ''belirsiz'' olduğundan Türkiye'yi tüm ''uluslararası ihale
pazarına'' açmaya aday bir ''IMF dayatması'' şeklinde hızlandırılan ''Devlet İhale Yasası Tasarısı'' artık
TBMM 'de...
Taslağın ''Bakanlar Kurulu (Hükümet) Kararı'' olarak Meclise girip ''öncelik'' kazanması için
bakanların ''acele ricalarıyla'' imzaladıkları taslakta bazı kısımlar hâlâ ''nokta-nokta'' (...) şeklinde
''belirsiz'' bırakılmış olsa bile, düzenlemenin bütünü
içindeki amaç çok ''belirgin'' ...
Türkiye'de ''devlet parasıyla'' ya da devletin bulduğu kredi vb. kaynaklarla yapılan ne kadar ''kamu
yatırımı'' varsa, bu taslağın yasalaşmasından itibaren
artık; ''yabancı firmaların katılımına da açık olarak ihale edilecek...'' ... Böylece yıllardır yerli
yüklenicilere ödenen ''hakedişler'' , bundan böyle aynı yerli yüklenicileri ''yenerek'' ihaleleri
kazanacak olan yabancı firmaların ''hakkı'' olacak...
'Avrupa' bile rahatsız
Taslaktaki işte bu ''IMF hedefinin'' ayrıntılarına değinmeden önce Türkiye'nin konuyu ''AB hatırına''
tepkisiz izleyen kesimlerine bir anımsatma yapalım...
AB içinde bile ve yine ''AB'nin ortak çıkarları'' için yakın yıllarda devreye giren bu gibi yasalara karşı
''rahatsızlık'' ve hatta ''radikal muhalefetler'' giderek yaygınlaşıyor...
Bunların en ''kararlı'' örneği ise birkaç yıldır Hollanda 'da gözleniyor... Özellikle ''kent
hizmetleriyle'' ilgili kamu yatırımlarının ''Hollandalı'' ve hatta ''o kentten'' yüklenicilerceüstlenilip gerçekleştirilmesini isteyen ''Hollanda
Belediyeleri'' , hem tek tek hem de ''Belediye Birlikleri'' kanalıyla hükümete baskı yaparak, bu
özlemlerini giderek olanaksız kılan ''AB'ye bağımlı ihale mevzuatının'' değişmesini istiyorlar.
Muhalefetlerini ''gerekirse ABD'den bile çıkmalıyız'' düzeyine getiren Hollanda'daki belediyelerin
''gerekçeleri'' ise sadece ihalelerin ''tüm AB ülkelerinde'' yayımlanan ilan gazeteleriyle
''duyurularak'' , yabancıların gelip ''işleri'' almasındaki yaygınlaşma değil...
Belediyeleri çileden çıkartan, AB bünyesinde oluşturulmuş ''İhale Masası'' nın sürekli kendilerini
''izleyerek'' , bu kurala uymadan yatırımlarını yerli yüklenicilere vermek isteyen Hollandalı yerel
yönetimleri ''ceza yağmuruna'' tutması... Üstelik bu cezalar o denli ''ağır'' ve ''yüksek'' ki, aynı işi
yabancı bir firmaya verseler, daha ''kârlı'' çıkabilirler...
Teslimiyet maddeleri
Avrupa'daki işte böylesi ''gerilimlere'' bile aldırılmadan, aynı kuralı bu kez ''tüm dünyaya açık''
bir yasayla Türkiye'ye de sokmak için düzenlenmiş Kamu İhale Yasa Tasarısı'ndaki ''teslimiyet maddelerine''
gelince:
* ''Eşik Değerler'' Tuzağı:
Taslağın 8. md.'sinde getirilen bu ''önlem'' (!), 13 ve 58. maddelerle de ilişkili olarak kamu
yatırımlarında yabancı firmaları da ihalelere çağırma konusunda ''hangi eşiklerin üzerinde'' bu uluslararası
'yarışmanın'' (!) olabileceğini tanımlıyor.
8. maddeye göre genel bütçeye dahil daireler ve katma bütçeli idarelerin ''mal veya hizmet'' alımlarında
''130 milyar TL'' ; diğer kamu idareleri için aynı alımlarda ''200 milyar TL'' ; ve tüm kamu kurumlarının
''yapım'' (inşaat) ihalelerinde ise ''5 trilyon 300 milyar TL'' rakamları ''eşik'' değerleri
oluşturacak...
13. maddede , bu eşiklerin altındaki ve üstündeki 'alım'' ve ''yapım'' ihalelerinde izlenecek ''ilan''
koşulları tanımlanırken, 58. maddede ise özetle şöyle deniyor: ''Eşik değerlerin altındaki ihalelere sadece
yerli isteklilerin katılmasına ve eşik değerlerin üzerinde yabancı ihalelere de açılan ihalelerde ise
yerli istekliler lehine yüzde 15'e kadar fiyat avantajı (...) konulabilir. (Yani ''konulmaya'' da
bilir... O.E.)''
Peki, özellikle Türkiye'deki ''enflasyon'' dikkate alındığında, hükümetçe ''şimdilik'' ''makul''
görülebilen bu eşikler, kısa bir süre sonra hemen her şey için yabancıları da çağırmaya olanak sağlayacak
''düşük değerler'' haline gelince ne olacak?..
Bu sorunun yanıtı da taslağın 62. maddesinde yer alıyor ve eşik değerlerle diğer parasal limitlerin her
yılın 1 Şubat tarihinde ''güncellenmesi'' için sadece 'Maliye Bakanlığı'na'' ve tek başına ''yetki''
veriyor... Yani, yabancı yatırımcıların ya da ''onları temsilen'' IMF heyetlerinin, bu konuda yine sadece
'Maliye Bakanını'' muhatap alarak, onu tek başına
''ikna'' yoluyla ''eşikleri ayarlamaları'' na yasal ortam hazırlanıyor...
Böylece yasanın daha 5. maddesindeki; ''açıklık, şeffaflık, güvenilirlik, rekabette eşitlik'' vb. gibi
''temel ilkeler'' (!) hemen rafa kalkabileceği gibi, aynı maddedeki ''kamuoyu denetimi'' hedefi de yine
yabancı yüklenicilerin ''eşik pazarlığında'' tümüyle
ortadan kaldırılıyor...
* Kamusal Denetim ''Özelleşiyor'':
Taslağın ''aynı hedefe uyumlu'' diğer bir ''radikal'' yeniliği de kamu ihalelerini ''kamunun'' değil ''özel
kişi ve firmaların'' belli ücretler karşılığında denetlemesi. Zaten bu nedenle, şimdiki ''Devlet İhale
Yasası'' adındaki ''devlet'' sözcüğünün de 'kaldırıldığı'' anlaşılan taslakta, ''devlet
parasının harcanması'' işte bu yöntemle devlet dışı kesimlerin ''eline'' teslim edilirken, bu denetimi
sözde ''kamu adına'' (!) yapacakların gerekli ''meslek ahlakına'' sahip olup olmadıklarını saptamak için bile
yeterli ''hassasiyet'' gösterilmiyor...
Örneğin 11. maddede ''ihaleye katılamayacak'' olanlarla birlikte ''danışmanlık hizmetleri'' için de
bazı kısıtlamalar getirilirken, bu kişilerin ''mesleki sicillerinin'' uygun olup olmadığı konusunun ''ilgili
meslek odasınca'' bu yönde tutulacak siciller ve oda belgeleriyle belirlenmesi yönündeki TMMOB önerileri
taslakta yine yok...
Hele uluslararası katılıma açık ihalelerde, yabancı firmaların ve yabancı danışmanların meslek etiği ve
ahlakı açısından da irdelenmesine yönelik hiçbir önlem
bulunmuyor... Yani, bu konu, eksikliğine rağmen sadece ''yerliler'' için önemsenirken, yabancıların ''tümü''
baştan ''namuslu'' ve ''uzman'' kabul ediliyor...
Yeni Kamu İhale Yasası, işte bu gibi ''IMF onaylı'' tuzaklarla birlikte sayın ''bakanlarımızın'' da
imzalarından geçti ve şimdi TBMM'de... Yani ''ulusal irademizin'' en yüce ve demokratik ''ulusal yasama''organımızda...
Sadece milletvekillerini değil, ''milliyetçi'' ve ''Atatürkçü'' kamuoyunu da dikkatle izliyoruz...
Cumhuriyetten Alınmıştır |