24   TEMMUZ 2001  2. SAYI 


"Direnişi Küreselleştir" Adlı Panelde Prof. Dr. İzzettin ÖNDER'in Konuşmasının Banttan Çözümü

 

 

 

 


 

 

 

 

 

Herşeyden önce, dünya ekonomik sistemindeki hakim mekanizmayı anlamamız  gereklidir. 

Bunun için tıpkı Marx'ı n yaptığı gibi kapitalizmi analiz etmemiz 
gerekiyor. Dünyada, tarihi süreç için de gelişen mutlak refah artışıkapitalizmi anlamakta güçlük yaratmaktadır.Çünkü, nisbi kötüleşme sistemin asıl işlevini ortaya koymaktadır. Bunu bir örnekle açıklarsak; Avrupa Birliği sol içinde girilip girilmemesi yeteri kadar tartışılmıyor. Evet AB'ye girince mutlak iyileşme gerçekleşecektir, fakat nisbi kötüleşme zaman içinde kendini gösterecektir. 

Peki nedir küreselleşme Bir bir araya geliş değil, tek yada birkaç 
merkezden çıkma sermaye yanlış kararların çevreye (çevre ülkelere) yayılmasıdır. Bu yüzden sermaye, kararın tek sahibi olmuştur ve insan dokusu kararlardaki ektisini yitirmiştir. 

Demokrasi kavramı da bu çerçevede incelenmelidir. Kapitalist ülke demokrasisi, sermaye demokrasisidir. "ideolojiler bitti, tarihin sonu geldi." gibi söylemler kafalardaki tarih bilincini kazıma amaçlıdır. Çünkü, sol mücadelenin içersinde tarih bilinci önemli bir noktadır. Sosyal demokrasinin kapitalist dokunun bir parçası olduğunu anlamamıza bu bilincin önemi büyüktür. 

Bir diğer nokta ise, kafalardaki sınıf bilinci kazımaktadır. Sermayenin tabana yayıldığı aldatmacası ile toplum kandırılmaktadır. Unutulmamalıdır ki bir yerde emek kesimi ile sermaye kesimi aynı şeyi söylüyor ise burada bir gariplik olduğu görülmektedir. Tarihsel çelişki gözden kaçırılmaya çalışılmaktadır. 

Bir üçüncü nokta ise, bireyselcilik yada etnik temelli bölünmeler yada parçalanmalar öne çıkarılmaktadır. Bu toplumsal düşünceyi kazımaya yöneliktir. Ve kapitalizm sonuç olarak karşıtlarını ortadan kaldırmaktadır. Bunda da başarılı olmaktadır: Şöyle bir mekanizma uygulanmaktadır. Karşıt dokuyu tümüyle yok etmek yerine vücuda yararlı bir mikrop gibi,dönüştürüp kendi içine eklemektedir. 

Kapitalizm'de bir muhalif oluşum vardır. Ama etkili değildir, sistemi ortadan kaldırmaya dönük bir olasılık söz konusu değildir. Burada yeni dünya düzenin temel mantığına geçelim. Konunun somutlaşması açısından faydalı olacaktır. Yeni dünya düzeni söyleminin temelindeki ilk nokta piyasadır. Bugün iktisat fakülteleri müfredatlarında gösterilen, kapitalist sistemdeki piyasa ile egemen olan, piyasa arasında önemli farklar mevcuttur. Piyasada (gerçekte) insan yada tüketici - üretici hakimiyeti değil sermaye hakimiyeti vardır. Sermayede hızla ölü sermayeye doğru gitmektedir. Bu da teknolojidir. Teknoloji geliştikçe yaratılan katma değer yine teknolojiye gitmektedir. 

Piyasanın mantığını iyi anlamamız gerekiyor. Örneğin; mafya halk düşmanı bir organizasyondur. Ama Türkiye'de bunun temizlenmesinin yolu yine bir başka halk düşmanı tarafından yapılmaktadır.Güçlü piyasalar bu, mafya yerine kendini koyuyor. Ve borsa yoluyla halkı ve ekonomiyi soyuyor. Emperyalizm de bu nokta da değişti tabii. ilk zamanlarda silah, taş, tüfek kullanan emperyalizm, artık sermaye ve teknoloji kullanıyor. 
Bir başka fark da bunu da bir örnekle açıklayalım: Geçenlerde 
Diyarbakır'da bir panelde ben konuşma yaptım diğer panelistlerle beraber. 
Bir genç kalktı ve "Beni bunlar ilgilendirmiyor, ben işsizim ve 
açım, eğer yabancı şirketler yada sermaye gelirse bana iş verecekler."
dedi. Ne diyeceksiniz buna? 

İşte bu mutlak iyileşmedir. iş sahibi olursunuz sermaye gelince, 
durumunuz daha iyileşir. Ancak daha büyük bir oranda kar transferi merkeze gider. Bu nisbi kötüleşmedir ve zamanla artar. Yani, Kapitalizm ile bütünleşirsek kısa vadede kazansak bile uzun vadede çok daha büyük bir oranda kaybedeceğiz.
                                                                                                        Sayfa 5