Emekçilerin 
Kurtuluşu
Kendi
Eserleri
Olacaktır.

                 K.MARKS

 


TEKEL YALNIZ TÜTÜN VE SİGARA DEĞİLDİR, 
İÇKİDİR DE...

Abdullah Aysu

Geçtiğimiz yıl (2001) tarımın yıkımı için çalışma yılı olarak geçirildi dersek abartı olmaz kanısındayım. Şeker Yasası, Tekel Yasası, Endüstri Bölgeleri Yasası, Ziraat Bankası Yasası, Doğrudan Gelir Desteği uygulaması, tarımsal kredi faizlerinin yükseltilmesi ve diğerleri....

Tekel Yasası en çok da Tütün Yasası olarak lanse edildi, kamuoyunda çokça tartışıldı... Tekel elbette ki, tek başına sigara ve tütünden ibaret değildi. Ama en çok da tütün ve ona bağlı olarak sigara tartışıldı. Tekel'in içki politikaları ve içki fabrikaları nedense hiç gündeme gelmedi, getirilmedi ve dolayısıyla da tartışılmadı.

Ama, distile alkollü içki sektöründe Türkiye'nin adı ile özdeşleşebilecek geleneksel ve özgün içkisi "Türk Rakısı"dır. Türk Rakısının Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğü adına, 25 Mart 1997 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 555 sayılı Coğrafi işaretlerin Korunması Hakkındaki Kanun Hükmündeki Kararnamenin 12'nci Maddesi gereğince "menşe tescili" yapılmıştır.

Halen Tekel tarafından üretilerek piyasaya sunulan içkileri, "Türk Rakısı", "Votka", "Distile Cin", "Malt Viskisi", "Kanyak", "Brendi", "Meyve Likörleri" ve "Likörler" ana başlıkları altında sınıflandırmak mümkündür. Bu kategorilerde değişik ticari markalar ile piyasaya sunulan distile alkollü içkilerin tümü, 21.10.1995 tarih ve 22440 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren "Türk Gıda Kodeksi-Distile Alkollü İçkiler" Tebliği'ne uygun olarak üretilmektedir.

Geçtiğimiz hafta içinde ulusal basınımıza verilen tam sayfa reklamlara baktığımızda bu yılın gündemi için ipuçları belirmeye başlamıştı.

İçki sektörünün dünya çapındaki devi Guinness UDV  bayram değil seyran değildi ama ulusal basınımızda tam sayfa reklamlarıyla bize öpücük konduruyordu!

İçki reklamı serbest mi? Olmalı mı? Olmamalı mı? tartışmaları bir yana bu reklamlar da sanki ulusal basına rüşvet gibi algılanmaya müsaitti. Çünkü; reklam içerik itibarıyla boş ama dev olduğunu göstermek için adeta mesaj vericiydi.

Çok gecikmeden hemen bir hafta sonra 11 mart 2002 Pazartesi günü Hürriyet Gazetesi ekonomi sayfasında  manşetini Guinness UDV için attı: "VİSKİ DEVİ TÜRK RAKISINA TALİP" başlığı ile niyetini ulusal basın aracılığıyla duyurdu.

Oysa; sektörde özelleştirmeye gitmek yerine, kullanılan teknolojiyi, "geleneksel üretim tarzına sadık kalarak yenilemek ve gelişmelerden yararlanılır" hale getirmelidir. Çünkü, Tekel tarafından üretilen alkollü içkilerin büyük kısmı, coğrafi bölgelere bağlı doğal tarımsal girdiler ile ve geleneksel yöntemlerle üretilen, dolayısıyla dünya içki literatüründe değerli kabul edilen ve az bulunan ürünlerdir. Bu uluslar üstü tekeller için tek değer bilindiği gibi sadece kârdır. İnsan sağlığı, kaliteli gıda onların iştigal alanları dışındadır.

Alkollü içki sektöründe, doğal tarımsal hammaddeler ile geleneksel yöntemlerle, emek yoğun olarak ve küçük partiler halinde yapılan üretim, ürün imajına değer katmakta ve piyasadaki satış değerini artırmaktadır. Bu nedenle teknolojik gelişmelerin çok dikkatle ve geleneksel yapıyı bozmadan uyarlanması, özellikle enerji tasarrufu, ambalaj iyileştirmesi, idame yenileme gibi nedenlerle yatırımların projelendirilmesine önem verilerek bu değer korunmalıdır.

ABD, AB ve diğer rakip ülkeler ile karşılaştırıldığı zaman, Türkiye'de üretilen içkilerin öncelikle, ambalaj ve piyasaya sunum yöntemleri dışında düzenlemeye ihtiyacı olmadığı  görülmektedir.

Tekel'in içki fabrikalarını özelleştirmek çözüm değildir. Üretici ve çalışanların sahip kılınacağı demokratik üretici ve satış  birlikleri oluşturularak onlara devredilmesi alın terine, emeğe saygı ve  ülkemizin ekonomisi için yararlı olacaktır.


 
sayfa başına dön