|
|
"Artık Sürekli
Savaş"
Batılı ülkelerin çok geniş
kapsamlı bir savaş sürdürme yanlısı oldukları her geçen gün
daha rahatlıkla görülmekte. ABD Başkanı Bush’un kulağa
aptalca gelen “Bütün teröristler yok edilene kadar” sözünden
de anlaşılacağı gibi savaş sürekli devam edecek. Sonuçta Batılı
ülkelerin tam da bu politikaları teröristleri üretiyor. Bu
anlamda savaş hiç sona ermeyecek.
Türkiye silah
alımında ilk üçte
- Geçtiğimiz günlerde Afganistan’da 9 ABD askerinin öldürülmesinin
ardından 2 Alman askerinin de öldüğü haberi geldi. Alman
Savunma Bakanlığı “trajik bir kaza”dan söz ediyor. Siz ne
diyorsunuz?
Bu Federal Ordunun yurtdışında görev yapmalarının zorunlu bir
sonucudur. Kâbil’de ölenlerin yanı sıra Kuzey Denizi’nde
devam eden NATO tatbikatında da 2 asker öldü. Federal Ordu yurtdışına
gönderiliyorsa o zaman sadece karşı tarafta, şu an Afganistan’ın
Gardes bölgesinde tüm vahşetiyle devam eden ve Alman KSK
timlerinin de yer aldığı çatışmalarda olduğu gibi ölenlerin
değil, bu tarafta da ölümlerin olacağı, yani Alman askerlerinin
de öleceği bilinmesi gerekir. Bu nedenle, bu ölümlerden de
hareketle Federal Ordu’nun Afganistan’dan ve diğer bölgelerden
geri çekilmesini talep ediyoruz. Bildiğiniz gibi şu an 10 bin
Alman askeri yurtdışı görevinde. Bu görev alanı Bosna, Kosova,
Makedonya’dan Afganistan’daki “ISAF” ve “Sınırsız Barış”
harekatı çerçevesinde Afrika’dan yine Afganistan’daki KSK’nın
çatışmalara katıldığı alanı kapsıyor. Eğer insanların ölmesini
istemiyorsak o zaman Federal Ordu’nun bu bölgelerden geri çekilmesi
sağlanmalı.
- Alman basınında Federal Ordu’nun neden bu bölgelere gittiği
bilinmiyormuş gibi bir tartışma sürüyor. Oysa askerlerin gönderilme
kararı çıktığında bunların gittikleri yerde ne yapacakları,
ne yapmaya gönderildikleri çok iyi biliniyordu. Sizce bu tartışmanın
amacı nedir?
Bu konudaki görüşünüzü
paylaşıyorum, her şey önceden belliydi. Bugünlerde CDU’dan
FDP’ye ve PDS kadar partilerden parlamenterler örneği KSK’nın
görev alanı hakkında yeterince bilgilendirilmediklerinden ve şu
an bu askerlerin böyle bir çatışma içinde olduklarını
bilmediklerinden yakınıyorlar. Bana göre bu parlamenterler 16 Kasım
2001 günü aldıkları karara bir kez daha baksınlar. O gün hükümete
savaş yetkisi verildi ve bu savaş yetkisi şunları kapsıyordu: 3
bin 900 asker yerkürenin üçte birini kapsayan bir bölgede insani
yardımdan askeri müdahalelere kadar geniş kapsamlı görevlendirilecek.
Parlamenterler aldıkları kararın içeriğinden haberdar olmadıklarını
söylüyorlarsa, o zaman başka bir şeyi tartışmaları gerekir.
Bildiğiniz gibi askerleri dışarı gönderme kararı aynı zamanda
hükümet güven oylamasıyla birleştirilmişti. Bu nedenle de birçok
parlamenter zaten kararın neyi içereceğini bilmek dahi
istemiyorlardı. Hatta bazı parlamenterler bugün kalkıp “Ben o
gün savaş yetkisini içeren bir karara onay verdiğimi
bilmiyordum” diyebiliyorlar. Bu parlamenterler biraz daha askeri
ve dış politik konulara eğilseler iyi olur.
Tüm bunlara karşın hükümetin enformasyon politikası eleştirilmek
zorunda, ama bir başka noktadan. Şu an bölgede devam eden çatışmalarda
nelerin yapıldığı, nelerin yaşandığı ve hedeflendiği
konusunda hiçbir bilgi verilmiyor. ABD’nin doğru bilgi vermesi
zaten mantıklı değil. Bilgi edilen tek yer Norveçlilerdir. Bu
komando harekatında yeralan Norveçliler hazırladıkları raporda
şöyle anlatıyorlar: “Norveç özel timleri sürekli bir çatışma
içindeler. Müttefiklerin ortak sürdürdüğü bu çatışmada
birkaç yüz El Kaide üyesini tepelemeye çalışıyorlar. Bu
karadan ve havadan koordineli bir şekilde devam eden operasyonda önemli
bir direniş kırılmaya çalışılıyor.” Bu tercüme edildiğinde,
en vahşi kara çatışmasının havadan destekle devam ettiği
anlamını içermektedir. Tabii bunun üzerine Almanya’da kimse
konuşmak istemiyor. Sonuçta bu savaşın en pis biçimidir.
- Nisan’da İngiltere, Afganistan’daki ‘lider ülke’ görevini
devretmek istiyor. Ardından bu görevi kimin üstleneceği
konusunda ise Almanya ve Türkiye’nin isimleri sıkça anılıyor.
Sizce Almanya’nın tutumu nasıl olacak?
Bu
çok ilginç bir mesele ve herkes bunun nasıl sonuçlanacağını
merak etmekte. Kanımca bu sorun çok özel bir yöntemle çözülecek.
Lider ülke görevini devredeceği kesinleşti ve şu an Almanya,
yani Federal Ordu birçok görevi parça parça üstlenerek pratik
olarak ‘yardımcı lider ülke’ durumuna gelmiş bulunuyor.
Tahminimce İngiliz hükümeti lider ülke görevini resmi olarak Türkiye’ye
devredecek, fakat Almanya yine ‘yardımcı lider ülke’ görevini
sürdürecek. Yani Almanlar lider ülkenin üstlenmesi gereken birçok
görevi üstlenip yön belirleyecekler, ama resmi olarak böyle bir
görevi üstlenir gözükmeyecekler.
- Yani Almanya perde arkasında kalacak. Almanya’nın bu görevi
bu şekilde yapması için pazarlık ettiği ve bazı taahhütlerde
bulunduğundan da söz ediliyor.
Resmi olarak lider ülkenin hangi ülke olacağından ve
operasyonlara hangi ülkelerin hangi kapsamda katılacağından bağımsız
olarak Almanya bu görevi üstlenecek. Bu yönelim Alman hükümetinin
bu görevi çok ciddiye aldığını ve kendine özgü planları
olduğunu da gösteriyor.
Ayrıca önemli
olan bir diğer sorun ise bu görevi üstlenen hangi ülke olacağının
yanı sıra gerçekte burada konuşlandırılan askeri birlikleri üzerindeki
emir komutası hangi gücün elinde olacağıdır. Örneğin Kâbil
ve çevresinde görevli olan ISAF birliğinin emir komutası
ABD’ye ait. ABD aynı zamanda vahşi bir kara harekâtının da başını
çekiyor. Yani lider ülke görevini resmen Türkiye alsa da arkada
başka ABD olmak üzere Almanya da sorumluluk üstlenecektir ve
koordineli çalışacaklardır. Bu tarz ortak çalışma bugünden
yapılmaktadır. Örneğin Alman askerleri Afganistan’a ilk
geldiklerinde Afgan halkı tarafından ‘ABD askerlerinden daha
iyilerdir’ düşüncesiyle karşılanmışlardı. Ancak Federal
Ordu’ya bağlı KSK timlerinin kara harekâtına katılması Afgan
halkının ilk bakış açısını da değiştirdi. Artık Almanya
kamuoyundaki “temiz adam” imajını kaybetmiş ve arka planlanda
kalamaz hale gelmiştir.
- Almanya’da hükümetin dış politikasına karşı geçtiğimiz
yılın son aylarında yoğun tepkiler vardı. Şimdi ise bu
duruldu. Bunu nasıl açıklıyorsunuz?
Eylül ortasından itibaren hükümetin dış politikasına karşı
tepkiler olağanüstü artmıştı. Bugün durumun farklı olduğunu
görüyoruz. Almanya’nın şu an gerçekten savaş halinde olmasına
karşın birçok kimse tarafından bu reel olarak görülmüyor.
Benim kaygı duyduğum nokta bu savaş halinin süreklilik kazanması.
Değişikliğe yol açacak gelişme olmazsa Almanya artık sürekli
savaş halinde olacak. Federal Ordu sürekli dünyanın bir ucunda
operasyonlara katılacak. Umudum ise Afganistan’da ve Ostsee’de
(Doğu Denizi) yaşanan asker ölümleri insanların gözünü açmasını
sağlaması ve savaşın artık Almanya tarafından da siyasi ve
ekonomik yaptırım aracı olarak kullanıldığını görmeleri ve
yeniden ayağa kalkmalarıdır.
- Afganistan’a yönelik saldırı öncesi, 11 Eylül gerekçe gösterilerek
NATO sözleşmesinin 5. Maddesi’nin geçerlilik kazandığı karar
altına alınmıştı. ‘Savunma halinin’ ilan edildiği bu
maddeyle aynı zamanda NATO ülkelerinde ‘savaş hali’ de ilan
edilmiş oldu. Bu hal ne zaman ve nasıl sona erecek?
Birliğin ‘savunma hali’ni sona erdirecek bir kural yok. Bunun
sona ermesi için bütün NATO ülkelerinin yeniden toplanıp
oybirliği ile böyle bir kararı almaları gerekmekte. ABD’nin böyle
bir düşüncesi olmadığı içinde ‘savunma’ veya ‘savaş
hali’nin ne zaman sona ereceğide belli değil. Diğer yandan NATO
üyesi AB ülkelerinin de böyle bir talepleri veya yönelimleri
yok, onlarda bu halin devam etmesinden yanalar. Belirttiğim gibi bu
olağanüstü durumu sona erdirecek herhangi bir NATO kuralı veya sözleşmesi
yok, üyelerin karar alması gerekmekte.
‘Almanya artık sürekli savaş halinde olacak’ sözünüzü
bununla mı gerekçelendiriyorsunuz?
Bu kararın alınması gündeme geldiğinde sorun NATO üyelerinin
ABD’nin savaş politikası arkasında kenetlenmelerini sağlamaktı.
Başta bazı tereddütlere karşın bu gerçekleşti. Ancak gelinen
yerde NATO üyeleri sadece ABD’nin arkasında kenetlenmekle
yetinmeyip kendi savaş politikalarını üretip ona göre hareket
eder hale geldiler. Federal Ordu’nun konuşlandırıldığı
yerlere bakıldığında bunların gelecekteki savaş cepheleri
haline getireleceği rahatlıkla anlaşılacaktır. “Aşağı
Afrika”, Somali, Kuveyt, Irak bunlar geleceğin savaş bölgeleri
olacak. Batılı ülkelerin çok geniş kapsamlı bir savaş sürdürme
yanlısı oldukları her geçen gün daha rahatlıkla görülmekte.
ABD Başkanı Bush’un kulağa aptalca gelen “Bütün teröristler
yok edilene kadar” sözünden de anlaşılacağı gibi savaş sürekli
devam edecek. Sonuçta Batılı ülkelerin tam da bu politikaları
teröristleri üretiyor. Bu anlamda savaş hiç sona ermeyecek.
EVrensel'den Alınmıştır.
|
|
|