.

.

Ana Sayfa

Arşiv Katkıda Bulunanlar Yararlı Linkler ..
.                                                                                                                       a p a ç ı k
MHP'nin Dramı

Erol Toy


Bugünlerin modası, yeniden sofraya konan temcit pilâvı yenilikçi, gelenekçi horoz döğüşü.
Üzerine bahse girmemek ayıp sayılabilir. Ama bu kadar çok ve yaygın fikir kumarbazı arasında, ger-çek gündemle uğraşmayı hoşgörün. 
Konumuz, pek çok avanağın koalisyonun en zayıf halkası saydığı, MHP.
Ya ideolojik karşıtlarını yargılayıp infaz etme sabıkasından... Ya hasmı tahlil edeceğine yok sayma kolaylığından kaynaklanan bu varsayım doğru mu ? 
İncelemeden bilinir mi ? 
MHP, geçen yüzyılın son seçimine kadar Tür-kiye sağının uçbeyiydi. 
Uçbeyinin söylem ve eylemi, beyliğiyle sınırlı-lıdır. Girişimi kanatlarca desteklenirse, merkezle bü-tünleşir. Kırımının hesabı ne bilinir ne sorulur. Kös-teklenirse yasadır, kıyım kıyım kıyılır.
Alpaslan Türkeş önderliğinde aştığı uzun yol-da, her iki durumla da karşılaşmıştır. Türkeş askerdi. 27 Mayıs olayının içinden geliyordu. Darbe mutfağı-nın hangi araç gereçle oluştuğunu... Devrim aşının hangi koşullarla piştiğini yaşayarak öğrenmişti.
O yolda uğradığı hüsran, ideolojisini egemen kılmak için başka araçlar bulmasını gerektiriyordu. Demokratik yolu denemeye karar verdi.
İyi bir askerin yaşambiçimi ifnâ (yoketme,) ü-zerinedir. Demokrasi ise, iknâ (inandırma,) düzenidir. 
Ayrı ırk, din, dil ve mezhep sâlikleriyle... Fikir, düşünce ve çıkar sahiplerinin bir arada, birlikte yaşa-ması ancak öyle mümkün olur.
Bir ülke, yedi iklim, dört yönünün kavşağı... Bir devlet neredeyse dünyaya egemen bir imparatorlu-ğun kalıtçısı ise, yurttaşlarının tam bir insan mozayiği oluşturması kaçınılmazdır.
Bu mozayik her belirleyici özel çıkar odağıy-la... Her ayrımcı ideoloji birliğini uçbeyliğine sürüverir.
Sıkıştığında ; " Türkiye'de demokrasi yok !.." Diye kestirip atan Türkiye sağının da, solunun da ga-liba bir türlü kavrayamadığı budur.
Birlikte, bir arada yaşamaya koşulu olduğu ay-rı fikir, inanç ve çıkar sahiplerini rakip, bilemediniz hasım sayacağına düşman belleyince iknânın yerini ister istemez ifnâ alıyor. Böyle bir ortamda iyi bir as-kerin, uçtaki bütün başıbozuklara üstünlüğü kesindir. Hele bir de kanatlar kendi uçlarının örselenmesinden pek hoşnutsalar... Kaymaklı ekmek kadayıfı.
Türkeş ayrımcı ideolojisini demokratik iknâ yo-luyla egemen kılmayı seçti. Ne var ki, hem toplumsal mozayiğin çeşitliliği... Hem dinamik gençliğin ivecen-liği uzlaşabilir çelişkileri kısa sürede uzlaşmaz çatış-malar haline getirdi. 
Durum kaçınılmazdı.
Türkiye siyasetinin uçları, 1960 sonrasına de-ğin gizliliğin gizemine bürünmüşlerdi. Demokrasi a-çıklığına çırılçıplak çıkınca, alan tartışması kaçınıl-mazdı. Türkeş, Bölükbaşı'nın CKMP'sini kurultayında demokratik yoldan ele geçirdi. Aybar TİP'in başına sendika başkanı kurucular kurulunun ısrarlı ricasıyla geldi. Uçlar oluşunca, sınırlar belirlenmesin olmaz.

Her iyi asker gibi, devletle toplumun kendine biçtiği sorum ve sınırın ötesine geçemedi.
aşmadan ödevi yandaşlarının erdem saydığı çelişkiler mozayiğidir.
Bir yanıyla, - Genel kesintiler dışında, - aksat-madan, yaylalarda demir döğer... Ergenekon efsane-siyle tarih öncesine dayanmak ister. Öte yandan İslâm Mücahidi olarak kâfir (komünist) avına çıkar.
Partinin çelik çekirdeğini oluşturan Ülkü Ocak-ları'nın geçmişinde döktüğü ter de, kan da bu çelişki-yi erdeme dönüştürme çabasıdır.
Zaten başat özelliklerimizdendir. Aklamaktan ödümüz kopar. Ama suçlama cesaret ve cehaletimi-zin üstüne yoktur.
Biri benden ayrı mı düşünüyor. Haindir.
Başka ırktansa düşman... Din ya da mezhebe sahipse kâfirdir. Çıkarı benimkiyle çelişti mi, hırsız, yolsuz, soyguncu.
Eh, hain öldürülür... Düşman yokedilir... Kâfir imâna getirilir... Hırsız cezalandırılır. 
Demokrasi ayrı düşünce, fikir, inanç ve çıkar sahiplerinin birlikte, bir arada yaşayabilme sanatıy-mış, ne gam !.. Söylemin hükmü verdi... Eylemin uy-guladı mı, ideolojin egemen olur.
Oldu da !..
Alpaslan Türkeş 12 Eylül'ün Sıkıyönetim Mah-kemesinde boşuna mı ; " Düşüncelerimiz iktidarda, biz içerdeyiz, " diye yakındı. 


.

.................................................