|
|
Pamuk Üreticisi Üretimden Cayıyor!...
Bu Bizi Ne Kadar İlgilendiriyor?...
Abdullah
AYSU
Bize IMF ve Dünya Bankası aracılığıyla tarımda destekleri kaldırın,tarımsal üretim girdilerinde sübvansiyon uygulamayın diyen ABD; kendi pamuk çiftçisini sübvanse etmeyi hep sürdürdü. Bunun sonucu olarak da ABD'de pamuk üretimi arttı. Üretim fazlasını eritmek için de dünya pamuk fiyatlarını 1972-1973 sezonu seviyesi olan 90 sente kadar düşürdü.
Türkiye'de ise tarımını desteklemiyor,üretim girdilerinde sübvansiyon uygulamıyor. ABD çiftçisi ile haksız rekabete sokuluyor. Üretemez hale getiriliyor. Tekstil hammaddesi olan pamukta giderek pazar olmaya hızla itiliyor.
Rakamlara bakıldığında ise, 1996-1997 sezonunda 750 bin 163 hektar olan pamuk ekim alanı,GAP'ın da devreye girmesi ile 1998-1999 sezonunda 756 bin 566 hektara yükselirken 2000-2001 sezonunda ise 654 bin 177 hektara geriledi.
Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube' si tarafından açıklanan rakamlara göre Çukurova'da pamuk,1969 yılında yaklaşık 300 bin hektar alana ekilirken,1990'lı yıllara gelindiğinde ise bu miktar 100 bin hektarın altına düştü. 2000 yılında nispeten arttan ekim alanları 116 bin 136 hektara kadar yükseldi. Ancak 2001 yılında pamuk fiyatlarının üreticiyi üretimden caydırması ekim alanlarının 40 bin hektara kadar gerilemesine yol açtı.
Dünyanın en büyük üreticileri Çin ve Amerika ile Türkiye arasında ciddi düzeyde maliyet farklılıkları var. Ege pamuğu,ABD pamuğuna göre daha kaliteli ama,aynı zamanda girdilerin sübvanse edilmemesi nedeniyle de daha pahalı.
Pamuk fiyatının ABD tarafından düşürülmesinden iplik sanayii ve tekstil ile konfeksiyon sektörü tarafından memnunlukla karşılanıyor. Tekstilin hammaddesi olan pamuğun fiyatının ucuz olması sanayicinin işine geliyor. Ama,fiyatların sürgit düşük olmayacağını bildiğinden de kaygılanıyor.
Neden mi?
Çünkü; kendi ülkenizde eğer üretimden vazgeçer ve pazar olursanız,fiyat belirleme işi elinde mal olan (üreten) ülkenin eline geçer. Pazarı eline geçiren ülkeler fiyatları hızla yükseltirler. Sanayici de hammaddeyi pahalı alır. Tüketici de pahalı tüketmek zorunda kalır. Tüketicide alım gücü kaldıysa alır.
Sanayici,çiftçi,tüketici için yararlı olmayan bu politikaların mimarı hükümetlerin mumu yatsı gelmeden sönmek üzere.
Dünya fiyatlarındaki düşmeye rağmen sağlanan teşvikler nedeniyle ,yüzde 30 ile en büyük ihracatçı olan ABD'nin pamuk ekim alanlarında bir azalma olmuyor. Tarımını destekliyor, üretim girdilerini sübvanse ediyor, ithalatçı ülkelere 90 gün ile 3yıl arasında değişen vadelerde kredi kullandırıyor. Pamuğun nakde dönüştürülmesindeki kolaylık göz önünde bulundurulduğunda bu tür krediler ,ABD pamuğu ithal edenlere önemli avantajlar sağlıyor. ABD'nin pamukta uyguladığı bu politikalar Türkiye pamuk üreticisi çiftçileri de tehdit ediyor,üretimden caydırıyor.
Dünya pamuk üretimi
Ülkelerin, 2001-2002 yılı itibarıyla dünya pamuk üretim ve tüketim durumuna bakıldığında; ABD; 4.700 bin ton üretim ve 2.025 bin ton tüketimle üretim fazlası olan ülke. Çin; 4.700 bin ton üretim ve 5.100 bin ton tüketimi ile üretim açığı var. Hindistan, 2.720 bin ton üretim,2.845 bin ton tüketimi ile neredeyse başabaş bir durumda. Özbekistan 925 bin ton üretim,220 bin ton tüketimle üretim fazlası olan ülkeler arasında yerini alıyor. Brezilya 875 bin ton üretim, 950 bin ton tüketimi ile Pakistan;1.600 bin ton üretim,1.719 bin ton tüketimle üretim ve tüketimi arasındaki fark dengeye yakın ülkeler. Türkiye; 830 bin ton üretim ve 1.050 bin ton tüketim ile pamuk dış alımcısı konumdadır. Dış alımcı konumdan çıkabilecek potansiyeli de var,iklimi ve toprak yapısı da pamuk yetiştirmeye uygundur.
Pamuk; tekstil sektörünün,pamuk üreticilerinin yarattığı istihdam ile 70 milyon nüfuslu ülkemizin zorunlu ihtiyaçları arasında olan giyinme sorunu çözmesi nedeniyle stratejik öneme sahiptir. Üzerinde bir değil bin kere düşünülmesi gereken bir konudur. İşe,ABD'nin IMF ve Dünya Bankası aracılığıyla dayattığı politikalardan iş işten geçmeden vazgeçerek başlayabiliriz.
Sonra mı?...
Sonrasını üreticilere bırakalım isterseniz. Artık,üreticilerin kendi kaderlerini tayin etmelerini sağlayacak mekanizmalara-örgütlere sahip kılarak, adlarına karar almaktan vazgeçelim.
|
|
|