Emekçilerin 
Kurtuluşu
Kendi
Eserleri
Olacaktır.

                 K.MARKS

 


Madenlerimiz Halkındır, Özelleştirilemez !

Ufuk Uras

Kür
eselleşen sermaye kar amacının önünde hiçbir değer ve sınır tanımıyor.
Karını artırmak için, oluşturmaya çalıştığı yeni dünya düzeni"nde
"özelleştirme" yi en önemli ideolojisi ve aracı durumuna getiriyor. Bunun
da, MAİ ve TAHKİM yasalarıyla hukukunu oluşturuyor. Yani kendi yasalarımızın
üzerinde yasalar, bağlayıcılıklar yaratıyor.

Boyunduruğu altına aldığı siyasi iktidarlara, bir devletin kendi halkına
karşı en temel sorumlulukları, görevleri arsında yer alan sağlık, enerji,
iletişim-haberleşme alanlarında, eğitim, madencilik ve gıda sektöründe
yaşattığı özelleştirme uygulamaları ile istediğini yaptırıyor.

Uluslar arası sermaye, kendi finans kurumu olan IMF' nin direktifleriyle,
MAİ ve TAHKİM yasalarıyla madenlerimizin, doğal kaynaklarımızın kendisine
peşkeş çekilmesini sağlıyor.

Diğer bir deyişle, siyasi iktidarlar yabancı sermayenin / uluslararası
tekellerin direktifleri yerine getiriyor.

Bu doğrultuda ülkemizde de siyasal iktidar, BOR MADENLERİMİZİN
ÖZELLEŞTİRİLMESİ KARARI İLE STRATEJİK MADENLERİ ÇOKULUSLU ŞİRKETLERE PEŞKEŞ
ÇEKİYOR

Özelleştirme politikaları gereğince, madencilik alanında, 1985 yılında Özal
Hükümeti tarafından Morgan Guarantee'ye hazırlattırılıp kabul edilen
"Özelleştirme Ana Planı" ile, kamu kuruluşlarının özelleştirilmesi kapsamına
Etibank'ta alınmış ve kurumun parçalanarak elden çıkarılması öngörülmüştür.

IMF, Dünya Bankası ve çokuluslu tekellerin istemleri doğrultusunda IMF'ye
verilen "3. Niyet Mektubu" içerisinde özelleştirilecek kurumlar arasında Eti
Bor A.Ş.'nin yer alması sonrası, 1978'de Bor madenlerimizin devlet eliyle
işletilmesine karar veren Ecevit Hükümeti, bu kez özelleştirilmesine karar
vermiş, 20 Aralık 2000 tarihinde, 2000/92 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu
kararı ile bazı işletmeci KİT'lerle birlikte ETİ Holding A.Ş.'nin de
özelleştirme kapsamına alınması ve hazırlık işlemlerinin 6 ay içinde
tamamlanması öngörülmüştür. Bu kararla, ETİ Bor A.Ş. için de "özelleştirme
yolu" açılmış, siyasi iktidar, IMF ve çokuluslu şirketlere boyun eğmiştir.
Acaba 1978 yılından bugüne kadar geçen süre içinde bor madenlerinin Türkiye
açısından stratejik önemi mi azalmıştır? Yoksa, bilimsel ve teknolojik
gelişmelerle bor madenlerinin yerini alacak yeni bir maden mi bulunmuştur?
Hayır, tam tersine bor madenlerinin kullanım alanları, daha da artmış, uzay
teknolojisinden nükleer teknolojiye kadar bir dizi stratejik alanda
vazgeçilmez hammadde veya ürün haline gelmiştir.
Dünya toplam bor rezervinin %63'ü Türkiye'dedir. Eti Holding dünya bor
pazarını kontrol eden iki dev tekelden birisidir. Yüksek kaliteli Bor,
ülkemizin dışsatımında en büyük paya sahip madendir.
Eti Holding tüm olumsuz koşullara karşın bor dışsatımı ile ülkemize yılda
220 milyon ABD doları kazandırmaktadır.
Kısaca, Ortadoğu ve Kafkas ülkeleri için petrol ne kadar önemli ise, Türkiye
için de bor madenleri o kadar önemlidir.

Cumhuriyet Senatosu Bor Mineralleri Araştırma Komisyonu 30 yıl önce aldığı
kararında diyor ki Türk Milleti, bor yataklarının Anayasa gereği hakiki ve
asli sahibidir.

Türkiye'deki siyasal iktidarlar, ne yazık ki 20 yıldan beri yatırım yapmayı
bir tarafa bıraktılar. Kendilerine emir veren, direktif veren IMF'nin, Dünya
Bankası'nın buyruklarına göre, nerede ne varsa özelleştirmeye kalktılar.
IMF'nin istemleri ve özel sektörün baskılarıyla yapılmak istenen
düzenlemelerin, ülkemiz madenlerini sonunda yabancı tekellere teslim
anlamına geleceğini vurguluyor, Eti Holding'in özelleştirilmesi kararı geri
alınmalı, KROM, GÜMÜŞ, BAKIR, ALİMİNYUM gibi değerli madenlerimiz devlet
eliyle işletilmeye devam edilmelidir diyoruz.

Özelleştirme, halkın malı olan tesislerin 3-5 kişiye, çokuluslu şirketlere
peşkeş çekilmesidir. Özelleştirme işsizliktir, örgütsüzleştirmedir. Türkiye'
de Bergama köylüleri, Eşme ve Kütahya köylüleri, işçiler, kamu çalışanları,
mühendisler, mimarlar, hekimler, Türkiye'nin bütün çalışanları, bütün emekçi
sınıfların seslerine bu siyasal iktidarlar kulak vermelidir. Siyasal
iktidarlar sadece ve sadece bir tek yerden gelen sesi duyuyorlar; O da IMF'
nin sesidir, Dünya Bankası'nın sesidir.

Madenler Halkındır, Özelleştirilemez !
Madenler Halkındır Satılamaz!


 

 
sayfa başına dön