Emekçilerin 
Kurtuluşu
Kendi
Eserleri
Olacaktır.

                 K.MARKS

 
Tarım ve İşsizlik

Abdullah AYSU


Dünyada çalışan kesimin yüzde 60'ı tarımcılıkla geçiniyor yani,3.5 milyar kişi. 250 milyon köylü hayvanla çekilen araçlarla tarla sürerken 1.3 milyar ise el aletleri ile çalışıyor. Sadece 28 milyonun traktörü var büyük bölümü zengin ülkelerde olmak üzere tabi.


AB 'de tarım ve işsizlik

1957 yılında kurulan Avrupa Birliği'nin temelini Ortak Tarım Politikası (OTP) oluşturuyordu. Burada üç ana hedef vardı... Bunlar; üretimde kendine yetme,gıdanın tüketiciye ucuza mal olması ve tarımcı gelirlerinin toplumun diğer sınıflarının düzeyine çekilmesi,üretim artışını garantilemek olarak belirlenmişti. Bunu gerçekleştirmek için de AB içi vergi sistemiyle tarıma mali destek verilmesi gerekiyordu. Bu amaçla üretilen kilo başına yardım verilmeye başlandı yani,daha çok üretene daha fazla para verilmeye başlandı. Ayrıca üreticinin malını satmasını ve gelirini garantilemesi için 'garanti fiyat' sistemine geçildi. Köylülerin toprak sahibi olabilmeleri ve ziraat bankasından avantajlı kredi alabilmeleri için kolaylıklar getirildi. Böylesi politikalar sonucunda;köylüler toprak satın almak için yatırım yaptılar. Kredileri geri ödeyebilmek için de daha çok üretmeye başladılar. Üretim olanaklarını artırmak için de borçlandılar.

Uygulanan bu ekonomi politikalarla gıdada kendine yeterlilik sağlanmıştı ama,stoklar da oluşmaya başlamıştı.

AB 'nde 70'lerin başında inanılmaz düzeyde et,süt ve tahıl stoku oluştu. AB için yüklü maliyeti olan stokların eritilmesi için çok ucuza satılmaları aynı zamanda tarımcıların üretim maliyetinin karşılanması da gerekiyordu. Sistemin devamı büyük üreticilerin işine geliyordu. Çünkü; ürettikçe para kazanıyorlardı. Bu sağlıksız durumu düzeltmek için ilk adım 1984'de atılarak üretime kotalar getirildi. 

1992'de Avrupa Birliği,tarıma desteğin azaltılarak yüzölçümüne ya da üreticiye göre belirlenmesi için OTP' de reforma gitti. Fakat bu reform,yardımlara hiçbir değişiklik getirmedi. Yardımların yüzde 80'ni üreticilerin yüzde 20'sine veriliyordu. Bu sistem Avrupa'da tarımda çalışanların sayısını 10 yılda 5 milyon azalttı. Toprakların daha az ellerde toplanması sonucunu getirdi. Ayrıca stok fazlası kısa sürede ihracata yönetildi. Böylece AB,az gelişmiş ülkelerin pazarlarına,o ülkelerin üretim maliyetlerinin altına düşen fiyatlarla girmiş oldu. Az gelişmiş ülke çiftçilerini üretimden caydıracak işsizler ordusuna katacak kararları IMF,Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü aracılığıyla o ülke hükümetlerine aldırttılar. Ayrıca, Marakeş'te DTÖ anlaşmalarının imzalanmasında sonra bütün ülkelere üretimlerinin yüzde 5'ini ithal zorunluluğu getirildi. Bu tabii ki, ekonomileri tarıma dayalı olan az gelişmiş ülkelerin pazarlarını sarsarak,işsizliğin daha da artmasına neden oldu.

Türkiye tarımı ve işsizlik

Dünyanın yüzde altmışı tarımcılıkla geçiniyor,Türkiye nüfusunun ise neredeyse yarısı. Tarım bu anlamda giydirme beslenme ve istihdam sorununu çözmesi nedeniyle stratejik bir öneme sahiptir. Günümüzde artık ülkelerin gelişmişlik düzeyleri gıda da kendine yeterlilikle ölçülmektedir. 


Uluslar arası sermayenin (Kapitalizmin) yeniden yapılandırıldığı bu dönemde, Türkiye'de hükümetler,IMF ve Dünya Bankası'nın dayatmaları ile ülke çiftçilerini, yabancı ülke çiftçileri ve ulus aşırı şirketlerin yararına (öncelikle küçük ve orta çiftçileri) üretimden caydıracak kararlar almaktadırlar. Bildiğiniz gibi , zirai kredi faizlerini yükseltiler , tarımsal KİT'leri özelleştirdiler , tarımda destekleri kaldırdılar. 

Hükümetler;köylüyü, çiftçileştirerek istihdamı koruyup geliştirebilecek, tüketicilere ucuz ve sağlıklı gıdalar sunabilecekken kökü dışarıda politikaları uyguladılar. Tarımsal KİT'ler ile TSKB'lerinin yasalarını üreticiler aleyhine bir biri ardına değiştirdiler. TSKB Yasası, Tütün ve Tekel Yasası, Şeker Kanunu,Bankalar Yasası,Endüstri Bölgeleri Yasası gibi...

Kısacası;yapılan özelleştirmeler, çıkarılan Bankalar Yasası,Endüstri Bölgeleri Yasası,Şeker-Tütün Yasası ile kırsal alanda 10 milyon üreticiye ürettirmeyerek işsizliğe mahkum ediyor. Yarattıkları tüm zenginlikleri ellerinden alınıyor,kendi yarattıkları devasa zenginlikleri önünde elleri kolları bağlanıyor, aç bırakılıyor...


Bu yasalar bizim çiftçilerimizin üretmesini alenen engelleyen, işsizler safına aktaran bir araç görevi görmektedir. Örneğin; Tekel ve Tütün Yasası ile tütün üreticilerinin tütün ekimi engelleniyor. Bizim tütünümüz şark tütünüdür ve daha az verimli meyilli arazilerde yetişiyor. Onun yetiştiği yerde çiftçinin başka ürün ikame etmesi de mümkün değil. Bu yasa nedeniyle 3 milyon tütün üreticisi işsiz kalacak ve kente göç edecek. Şeker Yasası ile getirilen kotalar nedeniyle tütün üreticilerinden daha fazla sayıda şekerpancarı üreticisi işsiz kalacak. Şekerpancarı küspesine dayalı hayvan besleyen, besiciler hayvancılığı bırakarak işsizler arasına katılacak. Bu güne değin tarımsal KİT'lerde özelleştirme değil de kapatma yapıldığı için çalışanları da işsiz kaldı. EBK,SEK,YEM SANAYİİ'nin özelleştirilmesi hayvancılığı bitirdi,hayvan yetiştiricilerini daha önce işsizler ordusuna katmıştı.

Köyden kente göç etmelerine neden olan bu uygulamaların durdurulması halinde; işsizlik önemli ölçüde engellenebilir. Bunun için de üretici ve tüketiciden yana olacak politik bir iradeye ihtiyaç vardır. Doğru bir tarım politikasının uygulanması halinde işsizlik sorunu azalır. Aksi halde tarımı yok sayarak,işsizlik sorunu çözülemeyeceği gibi, her kesim için huzurlu yaşayabilmek,üretebilmek de mümkün olmaz. Zira,tarım bu ülkenin yaşamını belirleyen bir kültürdür. 

Üreticilerin ürettikleri,herkese yetecek kadar bol olan zenginliklere, kendilerinin nasıl sahip olacaklarıyla,açlığın ve yoksulluğun nasıl biteceğiyle,yaşamda kalabilmeleri için ne yapmaları gerektiği soru(n)larına üretilecek çözüm oranında işsizlik ,yoksulluk çözüme kavuşur.

Öncelikle,tarım; herhangi bir ticaret ürünü değil, insanları beslemeye,giydirmeye yarayan bir kültürdür ve zorunludur. Mermileri gıda,tankları giyecek olarak kullanamayacağımıza göre tarım ürünlerinin üstünlüğünü,egemenliğini savunmalıyız. Tarım ürünleri işlenmeden önce tarım ürünüdür. İşlendikten sonra sanayi ürünüdür. Tarım bu nedenle,besleyen,giydiren ve istihdam yaratan en önemli sektördür. İşsizliğe karşı mücadelede de en önemli damardır. Türkiye'de tarımın sorunlarını çözmek aynı zamanda işsizliğe çare üretmektir. 



 
sayfa başına dön