Emekçilerin 
Kurtuluşu
Kendi
Eserleri
Olacaktır.

                 K.MARKS

 


BÖLGE İÇİN ÖRNEK ÜLKE : TÜRKİYE 

A.Ateş 

Tanrının dünyayı tüm kötülerden temizlemek üzere görevlendirdiği generallerden birisi "AB üyesi olmasak da, Türkiye Laik, Cumhuriyetçi yapısıyla kendine saygın bir yer bulabilir ve örnek ülke olarak bu seçeneklerini kullanabilir" diye buyurmuş. Ülkesine bağlı insanlar olarak bizi ikide bir de kurtarmalarını anlayışla karşılıyoruz.  Kurtarıcılarımızın bize şimdilerde önerdiği, ve belli kesimlerden büyük destek gören "örnek ülke" olarak dünyanın Asya'sında bir yerlerde kendimize yer edinmemiz doğrultusunda "yol haritası" çizmeye kalkmaları. Belki bu "yol haritası" biraz ABD 'nin AB' ye aba altından sopa gösterme politikası ile çizilmişe benzemese üzerinde düşünülebilirdi. Ama tarih dersini iyi çalışmamış bir yetkilinin (yetkililerin) bu ülkenin başına onulmaz dertler açmasından elbette haklı olarak çok korkmaktayız. 

Asya ve Orta-Doğu' ya örnek ülke aramak sevdası, Vietnam' da yenilginini belli olmasına yakın geliştirilen domino teorisi gereği ABD 'nin, İngilizlerin 2. Dünya savaşı sonrası geliştirmeye çalıştıkları politikaya karşı  emperyalizmin ikame ettiği bir yapıdır. İlk ayağı SSCB 'nin karşıtlığına dayandığı için şimdilerde modası geçmiş görünse de gelişmeler hiçte böyle olmadığını göstermektedir. 

Önceleri 1960 lı yılların kapitalist yapılanmasına eşdeğer gelişmelere bağlı olarak, Keynesçi tüm eğilimleri silmek, katı bir liberalizm politikasına geçebilmek için dünya pazarlarının yeniden örgütlenmesi söz konusudur. 2. Dünya savaşından sonra zorunlu uygulanan ve gerçek anlamı ile Avrupa'nın yeniden ayağa kalkmasını sağlayan bu ekonomi-politik yönelimler beraberinde teoriye uygun olarak sosyal devlet anlayışını da getirmiş, geliştirmiş ve kitlelerin hoşnutsuzluğu tüm demokratik eğilimlerin etkisiyle adım adım yontularak, devletin ekonomik baskı aracı olurken yaratmak zorunda olduğu baskıcı terörün önüne geçilmiş, SSCB 'nin kabalaştırılmış yönetimi de karşı tez olamadığından işlemler başarıyla gerçekleştirilmiştir. İşte Kapitalizmin bu aşamasında uyguladığı tüketilecek olanı arz etme ekonomi-politiği renk değiştirmeye ve gittikçe genişleyen kapitalizmin arz ettiğini tükettirme ekonomi-politiğine (bizce emperyalizmin ikinci aşamasına) geçmesine neden olmuştur. 

İşin bu karışık kısmını, Nobel ödüllü ekonomistlerin TV'lerdeki çıkıntılarına bırakıp, bize yansımasına bakalım. Örnek ülkelerin yaratılması artık, komüniz ile açıklanmayacak boyutlara gelmiştir. Elbette kullanılan temel kışkırtıcı argüman budur ama zaten "Birlikte bir arada yaşama" realitesini keşfetmiş SSC'nin de artık "süper güç" olmaktan öte bir anlamı kalmamıştır. (Hani her "süper güç" insanlık için seçenek değildir demeye getiriyorum müsadenizle). 

Bu karışık ekonomik ilişkiler içinde emperyalizm tarafından örnek ülke olarak önce İRAN seçilmiştir. İran Güney Batı Asya'nın Şerif'i  yapılmaya çalışırken çevresine örnek ülke olması da temel alınmıştır. "Emirliklerde örnek okullar açılacak, Afrika'nın çeşitli ülkelerinde örnek hastaneler kurulacak, Afganistan, Pakistan gibi ülkelerle örnek ilişkiler geliştirilecektir, subaylar İran Genelkurmayı tarafından eğitilecektir" Ruhr üzerinden Alman teknolojisi İran'ın parası ile Brezilya' ucuz işgücü ile birleştirilerek yeni ekonomik boyut yaratılmış olacaktır. Bu örnek gelişmenin sağlanabilmesinin yolunda ki birkaç engel, örneğin Musaddık öldürülecek, İRAN Kürtleri kesilecek (en az 20 bin Kürt'ten söz ediyoruz, kesilen) Irak ve Suriye içindekiler ise sürekli kışkırtılacak vs, vs...ve yol açılacaktır. Alman teknolojisi tercih edilirken elbette ABD 'nin CENTO üyesi 1000 aşkın subayı Almanya'da eğitmesinin önemli rolü olruğunu belirtmek gerekir. Gene o dönemlerde açıklanan sayılara göre 1500' e yakın İran'lı general 11 bin daha alt rütbeli subay ABD'nin eğitim tezgahında dokunmuştur. İran polisi de elbette bu eğitimden payını almış ve İran'dan ABD 'ye bilgi ve görgüsü arttırmak ve örnek ülkenin örnek polisi olmak üzere yüzlerce polis şefi gönderilmiştir. LeMonde gazetesinin o yıllırda yazdığı rakamlara göre 6000 uzman (!) ABD eğitiminden sonra İrüan'da görevlendirilmiştir. SAVAK' ta 60 bin ajan çalışmaktadır. ÖLÜMSÜZLER denilen doğrudan Şaha bağlı CIA eğitimli İmp.Muhafız Kıtaları sürekli el altındadır. Varoşlarda örgütlenmiş (Ülkü Ocakları benzeri) lumpen gençlik örgütleri sürekli terör uygulamaktadır. Örneğin Musaddık karşıtı provakasyonların başını bu örgüt çekmektedir. Örnek ülke olduğu için Hindistan'a karşı Pakistan'a savaş uçakları İran eliyle verilmektedir. ABD kongresi Vietnam'a ambargo koymuş fakat ABD'li generaller İran'lı meslektaşları eliyle F-5 uçaklarını, gerici Thieu rejimine göndermeye devam etmişlerdir. Etiyopya, Ürdün gibi ülkeler   ABD silahlarını örnek ülke İran üzerinden temin ediyorlardı. Irkçı Güney Afrika Rejimi tüm silahlarını İran-Ürdün üzerinden geçiren Pentagon'dan temin ediyordu, tüm ambargo kararlarına karşın. Ve elbette örnek ülke olmanın en önemli koşulu, olmazsa olmaz koşulu İsrail ile her alanda ittifak kuruluyordu.

İşte yakın, çok yakın tarihin daha tozlanmamış sayfaları böyle yazıyor. Eh bu örnek Ülke İRAN 'nın bugünkü durumunu ise anlatmaya gerek yok. 

Ancak dersine iyi çalışmamış hızlı "Atatürk milliyetçileri"nin en azından bizi örnek yapmak sevdalarından vazgeçmeleri gerek. Öyle Orta-Asya ülkelerine "ağabeylik" yapmak, islam ülkelerine "örnek" ülke olmak gibi sevdaların sonu pek parlak değildir. Yukarıdaki İran örneğinden verdiğimiz parçalar bizden bu gün AB 'ye karşı yönelimlere yol arayanlar, örnek ülke olarak böyle yollarla daha sağlıklı kalacağımıza inananlara, sanırım bir şeyler ifade eder. Çühkü bu önce pahalı bir iştir. Her adımı ABD'ye bağımlılığı arttırır. Örnek ülke olmaya çalışmak, sağda solda bayrak göstermek merakı "vizyon" falan da değil, düpedüz akılsızlıktır.

İttire kaktıra gerçekten "bağımsızlık" için zorla da olsa biraz daha "demokrasi" demek en iyisi galiba. 

 
sayfa başına dön