Emekçilerin 
Kurtuluşu
Kendi
Eserleri
Olacaktır.

                 K.MARKS

 


Alavere Dalavere

Erol TOY

Başbakanımız yatakta...
Başbakan yardımcılarımızdan biri yağıp gürlüyor.
Bir diğeri AB rondunu Karadeniz halayıyla harmanlamakta.
Üçüncüsünün sesi soluğu zaten çıkmıyordu.
Dışişleri Bakanımız sirtaki niyetine zeybek mi? Zeybek niyetine sirtaki mi oynar belirsiz.
Ekonomiden sorumlu devlet Bakanımızın sabah söylediğiyle öğlen döktürdüğü birbirini tutmamakta.
Merkez Bankamız, enflâsyonu üretim-tüketim dengesiyle değil.. Finans musluklarıyla kısmakta çok başarılı.
Ekonomiyi beceremeyecekleri ortaya dökülen işadamlarımız işi gücü terkeylemiş, politikaya soyunmuşlar. Seçim kazanmayı banka hortumlamakla bir sandıklarından, hükümetçilik oynuyor... Zılgıtı yiyince AB şemsiyesinin altına tüyüyorlar.
Başbakan hastalanınca, bürokrasi toptan yoğun bakımda. 
Saygıdeğer muhalefetimiz tele-vole mankenlerinden beter.
Bankalarımız kendi muhtac-ı himmet dede.
Spekülâtörlerin hırslarıyla kurnazlıklarına maşaallah !.. Ahmak ürkütüp kâr çıkarmakta üstlerine yok. 
Oysa hazine, bir yıllık ulusal gelirin (Bunalımlı 2001 yılında bile 217 milyar dolar.) tamamını bulmayan kısa, uzun vadeli borçları çevirmekte zorlanmıyor. 
Çünkü ihracat son beş yıldır, aksamasız her ay bir öncekinden fazla sıcak para getiriyor.
Sınır ve bavul ticaretinin hesabını bilen yok.
Silâh ve uyuşturucununkini verene rastlamak olasız.
Öyleyse bayram, seyran değilken, bütün şu yukarıdaki enişteler niye bizi öpüp durmaktalar mı, dediniz ?
Şaşıp durmaktansa, gelin biraz kuramsal takılalım.
Bilmem şöyle bir sava ne buyurursunuz ?
Türkiye dinamiğini başka türlü denetlemek olası değil.
Olabilir, diyen gerisini öğrenmese de olur.
O da ne ? Diyense sonuna kadar okumazsa hep sormaya koşulu.
Devam mı ?
Öyleyse bir sav daha !..
Dış yardım, yatırım, sermaye desteği hava civa...
Libor + bilmem kaç faizle kredi, ibadullah !..
İşin anhası minhası şu ;
Türkiye toplumu kendi etini kesip yağında kavurarak büyümeye koşulu. Et yetmezse kasaptan alacak... Yağ yetmezse bakkaldan. Veresiye bile alınsa sonunda verilecek.
Ekonomi-politik bilgeleri anında ; 
"Her toplum için öyledir, " derse başımla beraber.
Bunların en haslarından biri de kuşkusuz Marx.
Dönmekten başıyla birlikte gözü de dönmüş olanların "modası geçti," ucuzlamasına aldırmayın... Kapital'de kırktan fazla yinelediği, " her özel kapitalist... Her ülke kendi özel koşullarında bu evrelerden geçer..." lâfını kulağınıza küpe ederek şu saptamasına bir bakın. 
"Belli bir sanayi kolunda, fabrika sisteminin, eski el zenaatları ile manifaktür aleyhine genişlemesi halinde, sonucun ateşli silâhlar ile donanmış bir ordunun, ok ve yayla donanmış bir orduyla karşılaşması kadar kesin olacağı apaçıktır.
Makinenin hareket alanını ele geçirdiği bu ilk dönem, elde edilmesine yardımcı olduğu büyük kârlar nedeniyle çok önemlidir. Bu kârlar hızı git gide artan bir sermaye birikiminin kaynağı olmakla kalmazlar. Devamlı olarak üretilen imtiyazlı ve yeni yatırım alanları arayan tek toplumsal sermayeyi imtiyazlı üretim alanlarına çekerler.
Bu hızlı ve ateşli ilk faaliyet döneminin özel avantajları, makinenin istilâ ettiği bütün üretim kollarında kendini duyurur.
Bununla birlikte fabrika eylemi belli bir büyüme ve olgunluk derecesine ulaşır ulaşmaz... Ve özellikle teknik temeli olan makinenin kendisi makine ile üretilmeye başlar başlamaz... Kömür ve demir madenciliği ile metal sanayileri ve ulaştırma araçlarında köklü bir devrim olur olmaz ; Kısacası modern sanayi sistemi için gerekli koşullar kurulur kurulmaz, bu üretim biçimi bir esneklik kazanır. Ve sadece hammadde ve sürüm pazarları bulunması dışında hiçbir engel tanımayan ani sıçramalı bir gelişme olasılığına kavuşur."
İnanmayan açar Kapital'i. Baştan sona hatmetmesine de gerek yok. Birinci cildin, 478. Sayfasına bakması yeter. 
Sonra da 20 yaşın üstündeyse yaşadıklarını... Altındaysa duyup işittiklerini altalta koyar. Hem modasının geçmediğini... Hem de daha ne çok modaya ne görkemli defileler sergilediğini güzelce anlar.
Anlayınca da, ona buna memleketin halini sorup durmaz.
Çünkü kesilecek etle, kızdırılacak yağ yoksulun canıdır.
Alavere dalavere olmasa, Kürt Memet girer mi hiç nöbete ?





 
sayfa başına dön