Emekçilerin 
Kurtuluşu
Kendi
Eserleri
Olacaktır.

                 K.MARKS

 


Patronlar muradına eriyor 

Sultan Özer 

Her fırsatta "İş Yasası'nın katılığından" söz ederek, "esneklik" isteyen patronlar, yeni hazırlanan İş Yasası Tasarı Taslağı ile bu emellerine kavuşuyorlar. 1475 sayılı İş Yasası'nı yeni baştan düzenleyen taslak, iş güvencesini içeriyor gibi gözükse de çalışma saatlerinin esnekleştirilmesi, ödünç işçi verme gibi uygulamaları da içererek patronların isteklerini karşılıyor. 
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından, "Bilim Kurulu" adı altında 9 öğretim üyesine hazırlatılan taslak, 122 asıl, üç geçici maddeden oluşuyor. İş güvencesi adına kısmi bir sendikal güvence sağlayan taslak, baştan sona patronların istediği gibi biçimlendirilmiş durumda. 

Ödünç işçi! 
"İş Kanunu Ön Tasarısı" adı altında düzenlenen taslak, bir 'ilk'e de imza atarak, "ödünç işçi" kavramını getiriyor. "Ödünç iş ilişkisi" başlığı altında 8'inci maddede yapılan düzenlemeye göre, bir patron çalıştırdığı işçiyi başka bir patrona ödünç verebilecek. Yasanın çıkması halinde bir patron işlerinin çok yoğun olduğu dönemlerde, yeni işçi almak yerine işleri durgun olan başka bir patronun işçilerini geçici olarak çalıştırabilecek. Her ne kadar "işçinin rızasıyla" olacağı belirtilse de işini ve ekmeğini kaybetmek istemeyen hiçbir işçinin "Ben seni şu işverene ödünç gönderiyorum" diyen patronuna karşı çıkamayacağı ortada. 
Taslak ile sözleşmeler de esnekleştiriliyor. "Türü belirleme serbestisi" adı altında 10'uncu maddede yapılan düzenlemede, tarafların iş sözleşmelerini kanun hükümleriyle getirilen sınırlamalar saklı kalmak koşuluyla, ihtiyaçlarına uygun türde düzenleyebilecekleri belirtiliyor. Taslağa göre iş sözleşmeleri, "belirli veya belirsiz süreli, tam süreli veya kısmi süreli, yahut deneme süreli ya da diğer türde oluşturulabilecek." 

Emsal işçi! 
Belirli ve belirsiz iş sözleşmesinde "emsal işçi" hükmü de getiriliyor. Emsal işçinin, "işyerinde aynı veya benzeri işte belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan işçi" olduğu tanımı yapılan taslağa göre, işyerinde böyle bir işçi bulunmadığı takdirde, o işkolunda şartlara uygun bir işyerinde aynı veya benzer işi üstlenen belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan işçi dikkate alınacak. Bu, bir sendikanın toplu iş sözleşmesiyle kendi işyerinde daha iyi şartlarda ücret belirlemesinin de önüne geçmek anlamına geliyor. Sözleşmeleri esnekleştiren tasarı, bu haliyle bile tüm sözleşmelerde "emsal işçi"yi kıstas alıyor. 
"Kısmi süreli ve tam süreli iş sözleşmesi" adı altındaki 14'üncü maddede de, "İşçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşme kısmi iş sözleşmesidir" deniyor. 
Çalışma süreleri 
Haftalık en çok 45 saat olarak belirlenen çalışma süresinin, haftanın çalışılan günlerine eşit dağıtılacağı hükmü yer almakla birlikte, "İşin düzenlenmesi" başlığı altındaki dördüncü bölüm çalışma sürelerinin esnekleştirilmesini getiriyor. "Tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi, işyerinde haftanın çalışılan günlerine, günde 12 saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabilir" de deniyor. 
Taslak "telafi çalışması" adı altında 66'ıncı madde ile yeni bir düzenleme getirirken, madde metninde "Zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile kendisine izin verilmesi hallerinde, işveren iki ay içinde çalışılmayan süreler için telafi çalışması yaptırabilir. Bu çalışmalar fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sayılmaz" deniyor ve günde 3 saatten fazla olmayacağı hükmü getiriliyor. 
Kısa çalışma
"Kısa çalışma" başlığıyla düzenlenen 67'inci madde, halen var olan "ücretsiz izin" uygulamasına denk geliyor. İşverene, "genel ekonomik kriz ve zorlayıcı sebeplerle haftalık çalışma sürelerini önemli ölçüde azaltmak veya faaliyeti tamamen veya kısmen geçici durdurma" hakkı veriliyor. Ayrıca bu nedenlerle geçici olarak en az dört hafta işin durması veya kısa çalışma sonucu, işçilere, çalıştırılmadıkları süre için İşsizlik Sigortası'ndan "kısa çalışma ödeneği" verileceği hükmü getirilerek, patronlar bir yükten daha kurtarılıyor. 
Meclis'te aylardır komisyon gündemine bile gelmeyen İş Güvencesi Yasa Tasarısı'na karşı başta TİSK olmak üzere büyük patron örgütlerinin lobi faaliyetleri böylece sonuç veriyor. 2002 yılını "esneklik yılı" ilan eden TİSK'in istediği doğrultuda hazırlanan 1475 sayılı İş Kanunu Tasarı Taslağı, kıdem tazminatlarını yok edeceği gibi, esnekliği de getirerek milyonlarca işçinin daha fazla hak kayıbına yol açacak şekilde düzenlenmiş oluyor. 


Evrensel'den alınmıştır

 
sayfa başına dön