Emekçilerin 
Kurtuluşu
Kendi
Eserleri
Olacaktır.

                 K.MARKS

 

Sen Neymişsin Be Tarım - II -

Abdullah AYSU

Avrupa Birliği (AB) tarım rejimi ile ilgili reform tasarısı Avrupa Komisyonu tarafından onaylandı.
Reform;
-Doğrudan desteğin üretimden ayrılması,
-Sübvansiyonların çevresel ve kalite standartlarına bağlanması,
-Çiftçilere doğrudan yapılan ödemelerin yüzde 20 oranında azaltılması ve artırılan paranın zirai gelişim projesine yönlendirilmesi,
-Bireysel çiftçilere yapılan devlet yardımının yılda 300 bin Euro ile sınırlandırılması,
-Tahıl fiyatlarında yüzde 5 kısıntıya gidilmesini kapsamaktadır. 

Evet, yine tarım yapacağını yaptı. Şimdi de AB'yi içeriden bölüyor... 

Bu reforma başından beri Fransa karşıydı. Buna rağmen onaylandı, ama tartışma bitmedi.

Fransa, onay sonrasında da eski tavrını sürdürmeye devam ediyor. İspanya, İtalya, Yunanistan, Portekiz ve İrlanda'dan da kendilerine destek vermelerini bekliyorlar. 

Karşı cephenin başını çeken Almanya'nın (reform yanlısının) arkasında ise İngiltere, Hollanda ve İsveç diziliyor.

Fransa'nın başını çektiği gruptaki İspanya'nın tarım sektöründe çalışan işgücü oranı yüzde 7,4; İtalya'nın yüzde 5,4; Yunanistan'ın yüzde 17; Portekiz'in yüzde 12,7; İrlanda'nın ise yüzde 8,6'dır. Yine aynı gruptaki İspanya'da tarım sektörünün Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH)'ya katkısı yüzde 4,1; İtalya'da yüzde 2,6; Yunanistan'da yüzde 7,1; Portekiz'de yüzde 3,3; İrlanda'da yüzde 2,9'dur.

Almanya'nın başını çektiği gruptaki İngiltere'nin tarım sektöründe çalışan işgücü oranı yüzde 3,0'dır. Yine aynı gruptaki İngiltere'de tarım sektörünün GSYH' ya katkısı yüzde 0,9; Hollanda'da yüzde 2,4; İsveç'te yüzde 0,7'dir. 

Rakamlara bakınca Fransa'nın başını çektiği reforma karşı olanların tarımda çalışanlar ve GSYH bakımından oranlarının yüksek, Almanya'nın başını çektiği reform yanlılarının ise tarım kesiminde çalışanları ile GSYH bakıldığında oranları daha düşük gözükmektedir.

AB ülkeleri arasındaki kavga tarıma ayrılan 40 milyar Euro'luk bütçenin azlığı yada çokluğu değil, nasıl kullanılacağı ile ilgilidir. Çünkü bu bütçe daha önceden onaylandı ve 2006 yılına kadar da değiştirilemez. Bu tartışmalar ve reform onaylanması sonrası tartışmasının sürmesi AB ülkelerinin de kendi içlerinde zenginler ve yoksullar olarak kalma eğilimi taşıdığı işaretlerini vermektedir.

Kendi içinde böylesi ayrıntıları büyüterek tartışan mevcut AB gerçekliği ile Türkiye ne oranda sahici eşit koşullarda buluşabilecektir? Türkiye'yi bir an için bu fotoğraf karesinde düşündüğümüzde ise, tarımda çalışanlar ve GSYH'sı ile neredeyse bir grubun tek başına rakamlarının toplamını aşmaktadır. Bu durumda da AB'ye dahil olacak yeni aday ülkelerle birlikte Türkiye, bir üçüncü cephe açmak durumunda mı kalacak? Yeri de AB'ye girmek için müzakereleri başlatmış olan ve tarımı desteklenmeyecek bu ülkelerin (kunta-kintelerin) yanı olacak. Çünkü; Türkiye nüfusunun yüzde 45'i tarımla uğraşmaktadır. Yine, GSYH'ya katkısı yüzde 15'dir.

Türkiye siyasi ortamının bugünlerde AB'ye girme üzerinden sürüklendiği girdapta çırpınırken AB'de kendi içinde böylesi çalkantılardan geçiyor. 

Bu üçüncü cepheye reva görülen ise tarımlarının desteklenmemesi olduğuna göre Türkiye nereye koşuyor?...

Türkiye'de AB'ye karşı olanlarla, AB'ye girmeye taraftar olanlar arasında bir yarılma yaşanmaktadır. AB tarım konusunda Fransa saflarında ya da Almanya saflarında yer alma biçiminde bir kamplaşmaya yönelmiş durumda. Türkiye'nin ise neyin kavgasını verdiği/vereceği bilinmemektedir.



 
sayfa başına dön