Emekçilerin 
Kurtuluşu
Kendi
Eserleri
Olacaktır.

                 
K. MARKS

 


Yayın Yönetmeni'nden                                


Türkiye yine kritik günler yaşıyor. Aslında Türkiye, neredeyse, her zaman kritik günler yaşıyor.Bir türlü bitmeyen günler...

Önümüzde seçim var; Yeni Oluşum var; Irak savaşı var; Işsizlerin iş bulma umudunun yok olması var; Yeni işsizlerin (Derviş'e göre kamuda hala 12 bin fazla işçi varmış ve programa göre işten çıkartılmaları gerekliymiş) işsizler kervanına katılma gerçeği var; Tütün, pancar, buğday üreticilerinin-yani köylümüzün %60'dan fazlasının- perişanlığı var...

Bütün bu VAR' ların tuzu biberi de Avrupa Birliği toplumsal bir histeri havası yaratma çabaları süregeliyor, Anlı şanlı medyamız her türlü "görsel-işitsel-okusal" ne kadar silahı varsa, hepsini Avrupa Birliği'ne katılma uğruna kullanıp, beyin yıkamaya devam ediyor.

Doğrusu, bu amansız saldırı boşa da gitmiyor. Eski sosyalistleri, devrimcileri, "aman demokrasi düşmanı olarak görülürüz." korkusu sardı, demokratiklik uğruna AB ve şimdilik HAVET diyorlar. Ne demek mi havet? Hem hayır hem evet demek. Ya da ne evet ne hayır demek. Yani "benim lehime ayrıcalık gelse" gibi birşey... "AB'ye karşı çıkanlar MHP ile birlikte hareket ediyorlar demektir." saldırısı da bu şaşkınlıkta önemli bir etken.

Bir kez daha yineyelim: MHP Avrupa Birliği'ne Türkiye'nin üye olmasına karşı falan değildir. Hatta, gösterişçi ANAP'tan bile çok daha fazla AB yanlısıdır. AB'ye uyum yasası için en canla başla uğraşan bu yolda kavga veren partidir. Küreselleşmeye enternasyon toplantılarında Türkiye'yi temsil eden bakan MHP'li Tunca Toskoy'dur. Avrupa Birliği'nin APO'nun asılmaması ya da Kürtçe yayın hakkı demek olmadığını en iyi bilen MHP'dir.

Avrupa Birliği'nin de idam cezası ve ayrıcalık hakları konularını "olmazsa olmaz koşul" olarak dayatıp dayatılmadığına biraz dikkat etmek MHP'nin manevrasının iç yüzünü ortaya çıkartmaktır. Hele erken seçim isteğinin MHP'den geldiğini unutmadan ve hesaba katarak... Bireysel politika bilen biri Avrupa Birliği'ne Türkiye'yi üye yapmaya en çok çalışan partinin MHP olduğunu hemen anlar; Avrupa Birliği'nin "demokrasi" anlayışına MHP'nin hiç de ters düşmediğini görebilir...
***
ABD, Irak'a saldıracağını bir kez de, savunma bakanının ağzından, Türkiye'den tüm dünyaya duyurdu. Bu savaş ilanının Türkiye'den yapılmasının önemi açıktır. ABD Savunma Bakanı Ankara'da, Başbakan ve koalisyon ortaklarının katıldığı bir toplantıda ABD'nin Irak'a saldırısına Türkiye'nin de katılması karşılığında Türkiye'nin ABD'den neler istediğini öğrenmek istemiş ve bunları "not edip" gitmiştir. Dikkat edin "not etmiştir" hiç bir söz vermemiştir. Türkiye'nin Başbakanının ağzından iletilen, istekleri tüm yurtseverlerin canını acıtan, onurunu zedeleyen şeylerdir.

Dünyanın en ünlü spekülatörü Saros'un "Türkiye'nin tek ihraç malı vardır:Mehmetçik" sözü bir tokat gibi koalisyonun suratında patlamıştır. Ama ne fayda, onlara eğer istedikleri paralar verilecekse, öteki yanaklarını da çevirmeye hazırlar...


 
sayfa başına dön