|
|
Kapitalizmin özü yolsuzluk
ERGİN YILDIZOĞLU
Milyarder yatırımcı ve spekülatör George Soros 'a göre ABD'yi sarsan şirket yolsuzluklarının ve mali skandalların sorumlusu üç beş aç gözlü ahlaksız değil.. mali sistemin ta kendisi.
Mali piyasaların işleyişini Soros'tan daha iyi bilen az bulunur. Bu bilgilerin sonucunda mali sistemin gittikçe, tüm toplumsal ilişkileri ve demokrasiyi daha da tehdit eden bir yapıya evrilmek olduğu sonucuna ulaşan Soros, son yıllarda bu korkusunu, ''piyasa köktenciliğini'' eleştiren bir seri makale ve kitapla dile getirdi. Amerikan muhafazakâr elitinin düşünce dergisi The New Republic 'te bu hafta yayımlanan ''Piyasalar neden kendi kendilerini tamir edemez?'' (Why the markets can't fix themselves?) yazısı bu uyarıcı makaleler dizisinin en son örneği.
Soros, mali skandallar ve yolsuzluklara şaşırmamak gerektiğini, bunların aslında tarihsel olarak mali piyasaların kendini tekrarlayan bir özelliği olduğunu, her spekülasyon ve hızlı yükseliş dönemini bir çöküş ve reform dalgası izlediğini vurguladıktan sonra, esas, bu deneylerden hâlâ bir şeyler öğrenilmemiş olmasının hayret verici olduğunu söylüyor. Soros'a göre bugün ''piyasaların dengeye eğilimli olduğunu, diğer bir deyişle arz ve talebin birbirini dengeleyeceğini'' savunan egemen görüş yanlıştır. Bundan vazgeçilmediği takdirde bu skandalların, mali yolsuzlukların sonu gelmez. Soros ''Belki mal piyasalarında bir denge eğilimi olabilir ama, mali piyasalarda yoktur'' dedikten sonra, mali piyasaların, ''günü değil geleceği'' alıp satmakta olduğunu, bunun ise bir öngörüde bulunmayı imkânsız kıldığını savunuyor. Üstelik mali piyasalarda arz ve talep arasında, mal piyasalarından farklı olarak, tek yönlü değil ama iki yönlü bir hareket var: ''Fiyatlar da arz ve talebi değiştiriyorlar'' , bu özellik istikrarsızlıkları güçlendiriyor.. Soros'a göre ''reflexivity'' (geri yansıma) dediği bu gerçek kavranmadan, piyasalarda gelişmeye başlayan yanlış kavrayışları fark etmek, mali krizlere ve skandallara karşı tedbir almak olanaksız. Çünkü bu yanlış kavrayışlar piyasalardaki dengesizlikleri daha da şiddetlendiriyor.
Soros'a göre yakın zamanda yaşanan ''boom'' sırasında şirketler, gittikçe yükselen hisse senedi fiyatlarını destekleyen, gittikçe artan beklentileri tatmin edebilmek amacıyla gelirlerini sürekli arttırmak için yalnızca ellerindeki her türlü aracı kullanmakla kalmadılar, bu araçlar bitince yeni ve çoğu zaman da yasalara aykırı araçlar geliştirdiler. Borsalar gerilemeye başlayınca bu şirketler çökmeye, yolsuzluklar ortaya dökülmeye başladı.
Bugün yaşananlar daha önce de örneğin 1960'lardaki şirket birleşmeleri dalgasında da yaşanmış. ''Bugün mahkûm edilen bir sürü uygulama daha dün ortalıkta gerçekleşiyordu, herkes, General Electric ve Microsoft gibi kuruluşların hesaplarına makyaj yaptığını biliyordu.. hatta bunları en iyi yapan yöneticilere ek primler veriliyordu'' diyor Soros. Bir farkla ki, 1960'lardaki dalga piyasanın yalnızca bir kesimini kapsıyordu, geneli tehdit etmeye başlayınca, tüm yapı ona karşı tutum aldı. Bugün yoksulluk, mali skandal dalgası piyasaların hepsini kapsamakla kalmıyor, siyasi yapıyı da içine çekmiş durumda. ''Bu yüzden 'boom' un bu kadar uzun sürmesine izin verildi.''
Bugün yaşananların temelinde ''Toplumsal çıkara hizmet etmenin en iyi yolu, bireylerin kendi dar çıkarlarının peşinde koşmasıdır anlayışı yatıyor'' dedikten sonra Soros hatırlatıyor, ''19. yüzyılda bunun adı 'laissez faire' idi... Bugün ben buna piyasa köktenciliği diyorum'' . Soros'a göre kökünde ''Piyasaların kendiliğinden dengeye geleceği inancı yatan bu anlayış yanlış ve tehlikeli bir ideolojidir'' . Bu yaklaşım çok hatalı bir biçimde, piyasa ilişkilerinde ahlaki bir boyut varmış gibi davranır. Halbuki, fiyatların oluşmasında ahlaki değerler bir rol oynamaz. Soros, mali piyasalardaki skandallarda kendini gösteren bu ahlak yokluğu ve piyasa köktenciliğinin uluslararası piyasalarda, 1980'lerden bu yana yaşadığımız krizlerde gördüğümüz gibi çok daha tehlikeli bir özellik kazandığını düşünüyor. Örneğin bu süreçte Arjantin, Brezilya, Meksika, Tayland, Endonezya, Kore ve Rusya gibi birçok ülke IMF politikaları ve kurtarma paketlerine katılan mali kuruluşların dayattıkları yüksek risk primleri yüzünden perişan oldular.
Soros, bugün artık piyasaların kendiliğinden dengelenemeyeceğini, mali piyasaların istikrarsızlık eğilimini kabul ederek bunları düzenlemeye başlamak gerektiğini vurguladıktan sonra, yasal değişikliklerin ancak kısmi çözümler getireceğini hatırlatıyor ve uyarıyor: Birincisi, düzenleme mekanizmaları da eksiklikler taşırlar, istismara yatkındırlar. Bu yüzden bunları uygulayacak hükümetlerin demokratik süreçler içinde denetlenmesi gerekir. İkincisi de davranışların değişmesi, ''Kendi bencil çıkarının peşinde koşan insan gruplarıyla, toplumun genel çıkarı tarafından yönlendirilen insanların arasındaki farkın öğrenilmesi gerekiyor.''
* Soros, dev şirketlerin yükselen hisse senedi fiyatlarını desteklemek ve gittikçe artan beklentileri tatmin etmek için yasalara aykırı araçlar geliştirdiklerini belirtti.
Soros, " Borsalar gerilemeye başlayınca bu şirketler çökmeye, yolsuzluklar ortaya dökülmeye başladı" dedi.
|
|
|