Yayın Yönetmeni'nden
3 Kasım 2002 günü Türkiye'de seçim var.
Seçime tam 23 parti katılıyor. İMF
iktidara gelme ihtimali olan partilere programı uygulayacaklarına
dair bir senedi seçimden önce imzalatacakmış. Dışarıya bağlılığı
tescilli partilerimiz, kopradorlarımız ve de onların borozanı
medyamız yaklaşık iki yıldır bir Avrupa Birliği lafıdır
tutturdular. Halkımızı yoğun bir laf bombardımanına tuttular.
Öyle ki, AB konusunda aleyhte olabilecek en küçük bir itiraz
gerilikle, demokrat olmamakla suçlanır oldu. AB'ye girince ertesi
sabah her şey güllük gülistanlık olacak diye propaganda edildi.
Öyle ki, geçmişte sosyalist solda mücadele vermiş yazar çizerlerin
biri 'Türkiye AB devletinin bir eyaleti olacak, ben de bu devletin
bir yurttaşı olacağım. Ben buna hazırım, siz hazır mısınız'
diye sorarken ötekisi Türkiye de kişi başına düşen
milli gelirin 2000 dolar civarında olduğunu, AB'ye girince bunun
25000 dolar olacağını yazdı. Kürt aydınları ise AB'ye girip
azınlık olmaya razılar. Birinci sınıf yurttaşlıktan 5. sınıf
azınlığa geçmek ne işlerine yarayacaksa... Evet,
Türkiye de tozdan dumandan ferman okunmuyor. Seçimlerde
40 milyondan fazla vatandaş oy kullanacak. Bunların taş çatlasa
5-6 milyonu yukarıda sözünü ettiğimiz AB'ci takımına dahil.
Bu da seçim hesaplarına göre seçim barajının sınırı
demektir. Geri
kalan emekçi halkımızdır.
Onları da tütün ekemez, şeker ekemez, hayvancılık yapamaz
duruma getiren, küreselleşmenin, yani AB'nin yaptırımcısı
İMF politikaları sonucu yüz binlerce işsiz yaratan son TBMM'nin
550 milletvekilini mi ya ad onların mensup olduğu partilere mi
yoksa tıpkı onlara benzeyen yeni kurulmuş, adı "yeni"
olan partilere mi emekçi halkımız oy verecek? Daha çok yoksullaşsın,
işsiz sayısı daha çok artsın diye mi bunlara oy
verecekler. Seçime
giren 23 partiden sadece ikisi TKP ve EMEP anti kapitalist ve o
nedenle de AB'ye karşı partilerdir. Diğerlerinin tamamı AB yanlısı
yani emekçi halkın karşısında olan partilerdir. Gerçek
bu olmasına rağmen seçim sonucunda ortaya çıkacak olan TMBB
maalesef AB yanlılarından oluşacaktır. Bu da Türkiye deki
demokrasinin açmazıdır.
|