Emekçilerin 
Kurtuluşu
Kendi
Eserleri
Olacaktır.

                 K.MARKS

 


''11.09.01'' 

NİLGÜN CERRAHOĞLU 

Amerikalı iki turist, yan masada 11 Eylül'ü tartışıyor. ''Adını koyalım'' diyor biri: ''Polis devleti olduk!'' ''Alçak sesle konuş öyleyse'' diye uyarıyor öteki: ''Arkamızda Amerikalı bir aile var...'' 

Görmesem, inanmam. Düşünebiliyor musunuz? Ülkelerinden binlerce kilometre ötede, açık havada bir İtalyan restoranında, ''liberal iki Amerikalı'' , 11 Eylül'ü özgürce tartışamıyor. Konuşurken sağı solu kolluyorlar. Yan, arka masaları tarıyorlar. Ürküyor, çekiniyorlar. McCarthy yılları gibi... ''11.09.01'' filmini ''olay'' yapan işte bu ortam. ''Sağnak'' ta geçen hafta anlattığım ''Magdelena Rahibeleri'' ile birlikte, bu yüzden festivalin yaygara koparan ''en tartışmalı'' filmi oldu ''11.09.01'' . 
Tarih, malum. Film ama tarihe gönderme yapmanın ötesinde farklı kültürlerden ''11 yönetmence'' çevrilmiş. Yönetmenlerin her birine trajediyi anlatması için ''11 dakika, dokuz saniye, 1 imaj'' verilmiş. Farklı gözlerle çevrilen bir 11 Eylül mozaiği... 
Fransız yapımı film, her yönetmene 400 bin Euro tahsis etmiş. Yönetmenlerin yapım aşamasında konuyu tartışmaları ve bir araya gelmeleri engellenmiş. Her biri projeyi özgürce gerçekleştirmiş. Sözünü özgürce söylemiş. ''Ortak bir projenin ortak yapımcıları'' olarak değil, kişisel ve ''özgün bir yapıtın'', ''özgün sahipleri'' olarak imza atmışlar. 11.09.01 bu bakımdan çok ilginç. 
İlginç.. çünkü CNN propagandasına taviz vermeyen bir film çıkmış ortaya. Kimlerin imzası var derseniz, kimin yok ki... Fransa'dan Claude Lelouch , Hindistan'dan (geçen yılın ''Altın Arslan'' ı) Mira Nair , ABD'den Sean Penn . İngiltere'den Ken Loach , İran'dan Samira Makhmalbaf , Mısır'dan Yusuf Şahin , Bosna'dan ( ''No Man's Land'' in yönetmeni) Danis Tanovic , İsrail'den Amos Gitai , Meksika'dan Innarritu , Japonya'dan Imamura , Afrika'dan İdris Ouedraoga ... 

Beş kıtadan gelen yönetmenler bunlar... Peki ne diyorlar? ''ABD siyaseti ile Amerikan halkı arasına biz mesafe koyuyoruz. Kurbanların anısı ile Amerikan halkının matemine dayanışma verirken, başkalarının 11 Eylül'ünden sorumlu ABD siyasetini mahkûm ediyor ve kınıyoruz!'' Ana fikir bu. 
Sen misin başkalarının 11 Eylül'ü ile Amerikan 11 Eylül'ünü bir tutan? Yer yerinden oynadı. ''RAI 3'' radyosuna salya sümük gözyaşları arasında demeç veren bir Amerikalı gazeteci mesela: ''Bu filmin gösterimi bize hakaret!'' dedi ve ekledi: ''Fransız sermayesi ile yapılan film, ABD'ye nefret kusuyor. 'Amerika bunu hak etti' diyor. Bu anamın cenazesinde birinin kalkıp 'O, bir fahişeydi. Ölümü hak etti' demesi gibi bir şey. Asla kabul edilemez bir rezalet...'' 
Benzer gerekçelerle ABD ''mainstream'' (klasik) basını da; ''Variety'' , ''New York Times'' . Venedik'in seçimini kınıyor. İtalyan sağını da ''şoke'' eden film ne var ki ''Magdelena Rahibeleri'' ile birlikte festivalin ''en çok alkış alan filmi'' oldu. Berlusconi hükümetinin ''muhafazakâr'' diye Venedik'in başına getirdiği festival yönetmeni Moritz de Hadeln eleştirilere şu yanıtı verdi: ''Venedik Festivali gibi bir festival için bu filmi göstermek zorunluluktur. '11.09.01' , 11 Eylül'ün nedenini sorguluyor. Taleban'ın ABD icadı olduğu, Bin Ladin 'in CIA eğitimi aldığı yalan mı? Afganistan'da savaş yalnız Bin Ladin için mi yapıldı? Cevaplanmayan soru çok. Bu hikâyede iç içe geçen çok fazla çıkar var...'' 
''11.09.01'' yönetmenleri böyle derin siyasi analizlere girmemiş halbuki. ''Hepimizin 11 Eylül'ü farklı'' demişler sadece: ''ABD halkına saygımız var. ABD de bize saygı göstersin!'' 

En çok alkış alan bölüme imza atan Ken Loach örneğin, ''11 Eylül 1973'' ü, yani 30 bin Şililinin yaşamına mal olan Pinochet darbesini anlatmış. '' Allende' yi seçen bir halk komünistlerin eline bırakılamaz!'' diyen; Pinochet ve Nixon 'u tebrik eden Kissenger 'i perdeye taşınmış Loach. Bosnalı Tanovic ise ''11 Temmuz 1995, Srebrenica katliamını'' göstermiş. O gün bugün her ayın 11'inde Bosnalı analar meğer Srebrenica kurbanlarını anarmış. Kimin haberi var? İsrailli Amos Gitai da: ''Deliye her gün bayram'' misali ''Tel Aviv'de her gün 11 Eylül'' deyip çıkıvermiş işin içinden... 

Gerçeği teslim etmek lazım. Sağcı Berlusconi hükümeti bile, çok uğraşsa da hakkından gelemedi Venedik Festivali'nin. Kültür, bu ülkede her şeye rağmen çünkü öteden beri ''solun egemenliğinde'' . ''Sol'' derken, kalıpsal bir ideolijiyi değil, ''alternatif ve özgür düşünceyi'' kastediyorum. Bu İtalya için büyük bir zenginlik. ''11.09.01'' nitekim, 11 Eylül günü tüm sinemalarda vizyona girecek.. 

cumhuriyetten alınmıştır

 
sayfa başına dön