Emekçilerin 
Kurtuluşu
Kendi
Eserleri
Olacaktır.

                 K.MARKS

 
 

ŞİMDİ NE OLACAK ?

Alev ATEŞ 

Seçimler bitti ve beklediğimiz sonuçları aldık.

Her birimiz küçük küçük "Lenin" ler olduğumuz için neler döktürüp ne bildik sakızları yeniden çiğnemenin iğrençliğine bile kapılacağız. Birimizin yazdığı bir yazıyı okurken kendi kendimize "ben bu yazıyı hatırlıyorum" diyeceğiz. Doğrudur sizin birkaç yıl önce yazdığınız bir yazının aynı olabilir. Sizin yazınızı okuyan bir diğer minik "Lenin"  de aynı duygulara kapılacak. Korkuya gerek yok ne siz onun, ne de o sizin yazınızı çalmadı. Sadece herkes her zaman o kadar çok şey konuştu, yazdı ki artık bıktırıcı tekrarlar kaçınılmaz oldu. Ayrıca minik "Lenin" lerin temel özelliği bel kemiksiz oldukları için dün söylediklerini bugün yadsımaları olağan olduğundan herkes aynı duraklardan geçerken aynı lafları  yeni keşif sanıp söyleyiveriyor. Ağarmadık kılı kalmamış birisi I.TİP 'in tam 40 yıl önceki "Kuvvayi milliye" "2. Kurtuluş Savaşı" söylemini iyice yozlaştırıp tedavüle sürmeye kalkıyor ve hiç sıkılmadan bunu ırkçı-milliyetçi bir söylem haline sokuyor ve 40 yıl boyunca kundakladığı sosyalist hareketten özür dilemek gereğini bile duymuyor.  Bir diğeri  SSCB 'deki yıkım ideolojik sağlamlığın yitmesinden kaynaklanmıştır diyerek en Stalin suratını takınıp kongresine Stalin posterleri asıyor ve "ah nostalji - ne güzel de meydanlarda haykırıyoruz" diyerek  akıllara çılgınlık veren bir siyaset yapıyor. Bir diğeri güzelim ulusların kaderini tayin hakkı ilkesini milliyetçi-şoven bir söyleme sokarak  çağdışı yapılarlarla (aynı Çeçenistan gibi) organize olmayı sosyalizmden vazgeçmek  pahasına gündeme oturtuyor. Bir grup ağarmadık kılı kalmamış eski sosyalistte bunu "sosyalist" mücadele yerine ikame ediyor.

..........................................................

 

ÖDP 'ye oy verdim.

..........................................................

 

Yukarıda anlatmaya çalıştığım adamların hepsiyle bir yerlerde bir biçimde yollarımız kesişti. Ya çalıştığımız partilerde ya yönettiğimiz sendikalarda. Ama en çok cezaevlerinde...

..........................................................

Sosyalist hareketi hep bir uzun mesafe koşusu olarak anlatarak, igneyle kuyu kazmak olarak tanimlayarak tam 100 yildir koşuyoruz. Kulvar bozuk dedik, rakiplerimiz hilebaz dedik, diger koşucular dopingli dedik,  yardim masalari bize su bile vermiyor dedik, ayakkabimiz bile yok dedik, kisaca boyuna   bahaneler (hepsi de geçerli) bulduk ama kendimizi hiç suçlamadik. Bu kadar çok bel kemiksiz aydin takimini bir "örgüt" eder sandik. "Sag duyulu" mu yoksa "aptal" mi  olduguna o gün aldigimiz "jakobenlik" dozumuza göre karar verdigimiz halk bir türlü bize yüz vermedi. Bir kez 1965 seçimlerinde yakaladik o şansi ve ötesine geçmeye çaliştik, belkemiksiz malumatfuruş aydinlarimiz ona da yol vermedi.

 

Bizim gibi   malul gazi kılıklı sosyalistlerle yola çıkan ÖDP 'nin son dönem bu belkemiksizlerden arınmasına umutla bakarak yolunu açacağını ve geride kalanların bu şansı yakaladığına ve bunu iyi kullanmaları gerektiğine inanıyorum.

 

Başta Inadina editörü olmak üzere tüm eski dostlarim  sosyalizmin "akil" işi oldugunu bilen insanlardir.  Yoksa "akil vermek" degil.

 

İrade-i Külliye inancının kazanmasında bizim kollektif aklı bir türlü oluşturamamamız yatmıyor mu ? Belki ÖDP bunu becerebilir.

 

 

 
sayfa başına dön