Emekçilerin 
Kurtuluşu
Kendi
Eserleri
Olacaktır.

                 K.MARKS

 


  
Apaçık

Pişman Değilim !..

 Çimdik yerden göğe haklı !..

Oh olsun bana !..

Koskoca bir ömrü, devlet dayağına... Seçkin alayına... Çıkar yalanına... Hüner dolanına aldırmadan emekçi halkın kayıtsız koşulsuz egemenliğini tanıtlamaya harcadıktan... Yıllardır yerli yersiz, halkın sağ ve sol kanatları kurma kararını yineleyip durduktan... Gücünün her oyunu bozup her hileyi aşacağına inandıktan... Hatta bunu her seçimde kanıtladığını... Ama adına davrananların kandırdığını sandıklarını savladıktan... Türkiye insanının elinin endazesinin olmadığını sakız eyleyip gelen şamarın 8 rihter ölçeğinden bile şiddetli olabileceğini... Bunun da kuru yanında yaşı yakıp... Cin yelinde safı sürükleyeceğini, sağır sultana duyurduktan sonra seçim tufasına gelir... AKP-CHP tahmininin diyalektiğini, şamarı en az haketti diye inat ve ısrarla DSP-MHP ekseninde kurar mıyım ?

Oh olsun ki, oh olsun !..

İşte böyle seçim tüm turfa tahminleri doğrular.

Diyalektiğimin ayakları yerden kesilir.

Eşekten düşmüş karpuza dönerim.

Lâmı cimi yok !..

Sopayı DSP ile MHP yedi.

O tarakta bezim olmadığının tanığısınız !..

Ama, yalvaçlığın da, falcılıkla büyücülüğün de içine ettim.

4 Kasımdan beri bütün karizmam yerle bir. 

Tıpkı tahmin doğrultusunda oy verip sevinemeyen... Vermeyip hüzünlenen.. Katılmayıp burulan yurttaşın, sıradanlığına yuvarlandım.

İyi de !..

Biraz akıllı... Biraz kurnaz.. Ya da en azından temkinli olsaydım arada yel yönünde yelken açar... Seçim sonrası da "bildim !.." Âyetleri döktürme fırsatı hazırlamaz mıydım ?

I'ıh !..

Çünkü yine tanığım sizsiniz. Benim baraj yüzde 50 artı 1.

Ve son 35 yıldır onu hiçbir parti aşamadı.

AKP'nin oyu yüzde 35. Meclis'teki parmağı yüzde 65.

Tamam !..

Ama toplumun üçte birinin oyuyla, Meclis'in tamamı kaplansa bile, üçte ikiye hiçbir şey dayatılmayacağını... Dayatılmaya kalkınca da, süngüyle sandığın arasına sıkışıp kalınacağını herkes biliyor.

Bu yüzden hiç pişman değilim.

Çünkü dört nedenim var.

Birincisi, diyalektiğin yasası... Sav karşıtını gerektirir.

İkincisi daha açık ve kesin.

Çığırtkanların tahminleriyle seçimin sonucu uyumlu.

Kayıtsız koşulsuz egemen halk, inatla uyarıma aldırmamış.

AKP yine birinci... CHP yine ikinci...

DSP'yle MHP yine yüzde 10 barajın altında.

Yâni vicdanım rahat.

Ücüncüsü savunma sayılabilir.

İnadına bir haber portalı... Ben kazanç çığırtkanı değilim.

Tam tersine !..

Yayın adıyla sanıyla tam bir toplumsal yorum haftalığı.

Bu yapısıyla o... Ve her yazıcısı gibi  bendeniz de olanı değil, olması gerekeni anlatmaya... Ve yeri gelmişse devleti... Gerekiyorsa halkı uyarmaya koşulu... Yâni her hal-û kârda yolu, araba devrilmeden göstermek yükümündeyiz.

Dördüncüsü biraz daha karmaşık.

Bilmem, şu son iki haftadır genel haksızlığa yakılan ağıtlarla... Kazanç hırsının döktüğü timsah gözyaşlarını izliyor musunuz ?

İyiniyetlisinin de kötüniyetlisinin de, ortak paydası aynı.

DSP'yle MHP'nin yediği şamarın haksızlığı !..

Benbildimci siyaset mühendisi... Her gücün ilk yalakası... Her sopanın dar falakası... Her partinin saf militanı meclisimizden dışarı !..

Kazanan, kazanamayan... Altta kalana oy veren, vermeyen... Sandığa gidip geçersiz atan, gitmeyen... Yaklaşık yüzde 60'lık bir kitlenin öyle düşündüğünü varsayabilir miyiz ?

Öyleyse o yüzde 60'ın, seçim sonu duyduğu burukluk, kırıklık, pişmanlık ve içsızısını seçim öncesi duymaktan neden pişman olayım?

Seçim öncesinin tahmini de, tahlili de sanaldır.

Bire bir gerçekleşse bile, sandıklar açılıp sayılmadan sanaldır.

En az yüzde 96 oy alacağı varsayılan Saddam'ın yüzde 100'lük sevinci unutulur gibi mi ?

Değilse, bütün çığırtkanların kazanacağını ilân eylediklerinin karşısına, şamarı en az haketmişleri koymak yanlış mı ?

Toplumculuk... Yâni insanlık, hesapsız çıkarsız güçlüye karşı zayıfın yanında olmak... Ve doğacak haksızlığı önlemek değil midir ?

Öyleyse canıma değsin !..

İroni... Parodi... Uyarmaya çalışmışım.

Sevgili solcular ve pek sayın kendini sol sayanlar !..

Yanlış... Yanılgı... Yenilgi ve pişmanlık yine boynuma olsun.

Övünmeyi beceremem de, özeleştiriden sakınırsam mânerdim!..

Bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir.

Öyleyse eteğinizdeki taşların tamamı başıma !..

Siz yine gelin, beni dinleyin !..

Sağda kanadı kaptırmanın üstüne postu da yitirenler al takke ver külâh hesabındayken... Siz derlenip toparlanın... Seçim öncesi vekillik uğruna gösterdiğiniz özveriye, sonrasının asilliğini ekleyin.

Ve mutlaka, ama mutlaka birleşin.

Şurda yerel seçimlere 17 ay... Genel seçime 4 yıldan az kaldı.

Göreceksiniz !..

El, dil ve kafa birliğiyle dokunan kilim Türkiye'yi kaplayacak.

Ve hiçbirimiz, gelecek seçimlerin hiçbirinde yanılmayacağız.

Var mısınız ?

 

 

 

 
sayfa başına dön