Emekçılerın 
Kurtuluşu
Kendı
Eserlerı
Olacaktır.

                 K.MARKS

 

CHP Nasıl İktidar Olur

Ergun Göknel

CHP nasıl iktidar olur? Kasım 2002 Milletvekili seçimlerinden sonra herhalde her CHP'li ve her sosyal demokrat düşünceye gönül vermiş seçmen bu sorunun cevabını arıyordur. Yönetici kadrosu ne kadar zaferden söz etse de, ciddi düşünebilen her kişi, seçimlerin CHP ve sosyal demokrasi için zaferden çok bir yenilgi olduğunu görebiliyor.

Yüzde yirmiye yaklaşan bir fakirleşme süreci yaşayan ülkemiz seçmeni oy verdiği ilk seçimde parlamentosundaki tüm siyasi partileri siyasetten silmiştir. Milletvekillerinin yüzde doksanı değişmiştir. En çok oy alan iki partiden birincisi on dört ay önce kurulan AKP, diğeri ise yaklaşık 80 yıllık tarihinde ilk defa bir dönem TBMM dışında kalmış olan CHP'dir.

Siyaset biliminin bilinen kurallarına göre, genel fakirleşmenin, giderek artan işsizliğin hüküm sürdüğü ve çok sayıda iş yerinin kapandığı bir ekonomik ortamda, sosyal demokrasiyi temsil eden bir siyasi partinin ezici çoğunlukla iktidara gelmesi gerekirdi. Hiç olmazsa parlamentoya en fazla milletvekili sokan parti olması düşünülürdü. CHP ancak %19.5 oy alarak, genel olarak kabul edilen %35 sosyal demokrat oyu dahi alamamıştır.

Bu yenilginin nedenini düşünelim. Önce kısa bir hatırlatma yapmak istiyoruz.

1973 ve 1977 yıllarında yapılan Milletvekili seçimlerinde CHP en fazla oy alan ve dolayısıyla meclise en fazla milletvekili gönderen siyasi parti olmuştur. 1965 yılında oluşmaya başlayan "ortanın solu" hareketi ile geleneksel devlet partisi CHP ciddi bir sosyal demokrat partinin özelliklerini benimseme yoluna girmiştir. 12 Mart cuntasına karşı çıkan yönetim kadrosu ile de gerçek bir "halk" partisi olma yolunda adım atılmıştır. 1973 genel ve yerel seçimlerinde CHP oyları kayda değer artış göstermiştir. İlk kez İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde CHP'li belediye başkanları seçilmiştir. "Ortanın solu" politikası sekiz yıl sonra meyvelerini vermiştir. Yıllardır DP ve AP çizgisine oy veren "kasketliler" CHP'ye oy vermişlerdir.

Aynı eğilim 1977 genel ve yerel seçimlerinde de devam etmiştir. "Kasketliler" daha yüksek oranda CHP'ye oy vererek "ortanın solu" politikalarını benimsediklerini göstermişlerdir. Ta ki 1979 ara seçimlerine kadar. Başarısız uygulamalar, parti içi hizip kavgaları, slogan siyasetinin halka bir fayda getirmediği gerçeğinin görülmesi yenilgiyle sonuçlanmıştır.

12 Eylül 1980 hareketiyle darmadağın edilen Türkiye siyaset yaşamı, 1983'de yapılan genel seçimlerle yeniden oluşmaya başlamıştır. Halkçı Parti - SODEP - SHP -CHP çizgisi devamlı oy kaybetmiştir. Şimdi bu oy kaybının sebeplerini inceleyelim ve iktidar olmak için ne yapılması gerektiğini irdelemeye çalışalım.

* Kişiler ve kişisel değerler üzerine kurulmuş bir siyaset başta başarılı olsa dahi, ilerleyen yıllarda başarısız olmaya mahkumdur. Dolayısıyla kişisel hizipleşmeler ve siyasal kavgalar bir siyasal partiyi ancak zayıflatır. Siyasetin kişiler üzerine değil, düşünceler ve sağlıklı politikalar temeli üzerinde yükseltilmesi gerekir.
* Mezhepçilik, hemşerilik ve feodal ilişkiler ile yönetilen bir siyasi partinin geleceği yoktur. Ancak tüm halkı olabildiğince kucaklayan düşünceler üreten bir parti başarıya ulaşabilir.
* Siyaset sloganlarla yapılmaz. Her sabah basında çıkan manşetler üzerindeki yorumlarla yapılmaya çalışan siyaset ergeç ölmeye mahkumdur. Temelleri sağlam, demokratik tartışmaya açılarak oluşturulmuş bir programın varlığı partiye geniş bir ufuk sağlar. Bu yolla şeklenmiş ve genelde kabullenilmiş bir programın halk tarafından da kabul göreceği kesindir.
* Siyaset bir maraton koşusu gibidir. Kısa vadeli hedefler esas alınarak yapılan çalışmalar her zaman başarısızlıkla sonuçlanır. Başarıya ulaşmak için inanarak ve engelleri ortadan kaldırarak usanmadan çalışmak ve tekrar çalışmak ön koşuldur.
* Dört veya beş yılda bir yapılan genel veya yerel seçimler için, seçim tarihinden iki ay önce çalışmaya başlamak yeterli değildir. Bu çalışmaya ancak, "dostlar alışverişte görsün" deyimi yaraşır. Gelecekteki bir seçimin çalışması, yapılan bir seçimin ardından hemen başlamalıdır. İşte o zaman başarı yakalanacaktır.
* Seçim öncesi, seçim sonrası, kısacası her dakika ve her konuda parti içinde, demokratik ortamda danışma işlevi yerine getirilmelidir. Bugüne kadar yapıldığı gibi dar bir kadro ile verilecek siyasi kararlarda büyük yanlışlar olasılığından kaçınılamaz. Yalnızca parti içi değil, aynı zamanda çeşitli sınıfların ve gurupların örgüt temsilcileri ile de yapılacak danışma toplantıları, düşüncelerin gelişmesine, kararların sağlıklı olmasına yardımcı olur. 
* Parti içi demokrasiye saygı göstermeyen bir sosyal demokrat partinin ülke çapında kabul görmesi beklenemez. Parti içinde katışımcı bir demokratik örgüt yapısının kurulması ve çağdaş sosyal demokrasinin gereği olan bu örgüt yapısının ürettiği politikaların uygulanması saygınlığı arttıracaktır.
* Son olarak inanç, başarıya inanma ve sabır, sonucu başarıya götüren ve istenen hedefe vardıran unsurlardır. Doğru politikalar başarıyı zaman içerisinde kesin olarak getirecektir.

Bu ana unsurlara daha fazlaları da eklenebilir. Ayrıntılarla daha fazla açıklık kazandırılabilir. Önümüzdeki aylarda CHP'nin izlediği yol daha fazla açıklığa kavuştukça bu konuda daha fazla yazacağız.



 
sayfa başına dön