ÇİMDİK
Karakter...
Karakter.
Altemur
Kılıç, uzun ömrünü solla savaşıma adamış biridir.
Çimdikçiyle
bağdaşması mümkün değil.
Ama
hem Kuvvayı Milli'nin, hem Kurtuluş Savaşı'nın efsanelerinden Kılıç
Ali'nin oğludur. Yunus ; "Yaratılanı severiz, yaratandan ötürü,"
der.
Bunlara
bir de, insan ve yaşam hakkına duyulan saygı... Bilgi birikimine
verilen değer... Demokratik tartışma alışkanlığı eklenirse,
bağdaşılmasa da barış içinde bir arada yaşamak mümkün olur.
Bunun
kendi doğrusunu, kendi bildiğince savunurken, dayatma ve baskıyı
kapsamadığı açık.
Daha
da önemlisi, her yele yelken açıp... Her çanağa kaşık
sallamak da sözkonusu değil.
Yâni
sağcı da, solcu da karekter sınavını başarmaya koşulu.
Kim
ne derse desin, Altemur Kılıç iyi bir örnektir.
Sağcıdır.
Kendince doğru saydığını, kendince savunur.
Yâni
bazen pek bir şiddetli, pek bir celâllidir.
Ama
iş karakter sınavına dayandığında, aşar geçer.
Son
örnek, cin mollasının yüzde 35'i fırsat bilmesidir.
İnadına'da
inadına girişimleri kınamak haddimiz değil.
Bülent
Arınç, olası ki, partisindeki bir takım ipe un serme
heveslerinin inadına Meclis başkanı olmuş... İlk fırsatı da
pek güzel değerlendirip eşi hanımefendinin başörtüsünü
devlet protokolünün üstüne örtmeyi becermiştir.
Dün
başörtüsünden tüyleri diken diken olan pek çok yalaka, binbir
dereden binbir su akıtmaya uğraşır.
Onları
geçelim. Bu fotoğrafta yerleri olamaz.
Çünkü
böyle anlar, insan için karakter sınavıdır.
Ve
karakter sahibi gerekeni yaptığında, yitirdiğinden çoğunu
kazanır.
Altemur
Kılıç sağcıdır.
Sağcılığı
ünlü bir holdingin gazetesinde yazmaktadır.
Ama
onca sağ da, geleneksel değerler de, Cumhuriyetin kuralları içinde
anlam taşımaktadır. Cin mollasının fırsat düşkünlüğüne
anında karşı çıkar.
Ve
o daha canlı yayındayken, gazetesinin yayın yönetmeni yazılarına
bir süre ara vereceğini patron ağzıyla duyurur.
Altemur
Kılıç sağcıdır. Ama para değil, karakter sahibidir.
Anında
istifa eder.
Bize
de karakter sahibiyle, para sahibi farkını çimdiklemek düşer.
Basında
Çiftetelli
Hürriyet'in
anlı şanlı düşünürü Serdar Turgut, Akşama geçti.
Her
iki tarafın çabaları transferi bulandırdı.
Sayfa
sayfa basın ilkeleri yayınlayan... Yazarlarının fikrine dokunmayı
özgürlüğe aykırı bulan... Patronlarının bu özelliğine
bizzat Serdar Turgut'un kendisi de tanıklık ettiğinin ertesi günü,
yazısına dokunuldu.
Hem
de Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök tarafından.
Serdar
Turgut'un yalancısıyız.
Yazıyı
kendi çekmiş.
Besbelli
bunu açıkladığı an Akşam'ın uyanık yöneticilerinden
transfer teklifi almış. Artık akşamın yazarı.
İyi
de, bu işte çimdiklik bir iş var.
Bu
olaydan bir hafta önce Yalçın Doğan Cumhuriyet'teki köşesinde
bir veda yazısı yayınladı.
Genel
Yayın Yönetmenliği de yaptığı Milliyet'ten yaklaşık iki yıl
önce kovulmuş... Yazgısını paylaştığı diğerleri gibi,
Cumhuriyet'te bir köşeye kurulmuştu. Birden bir veda yazısıyla
diğerleri gibi kendini de kovan Milliyet patronunun Hürriyet
gazetesine geçivermesi ilginç değil mi ?
Bu
Serdar Turgut'un köşesini doldurma operasyonu olsa, transferin
patlak veren olaydan sonra gerçekleşmesi gerekirdi.
Yalçın
Doğan'ın mazereti geçerli.
Cumhuriyet
az, Hürriyet çok ücret ödüyor. Onun da masrafı çok.
Nasılsa
Turgay Ciner, Mehmet Emin Karamehmet ortaklı Cumhuriyet, Akşam ya
da Sabah'la, Aydın Doğan ve belirsiz ortaklı Hürriyet'le
Milliyet'in fazla farkı yok.
İyi
de, soru askıda.
Yeni
dönemde Tele-Vole'nin yerini Başörtüsü aldı.
Çimdikçi'nin
belleği yanılmıyorsa, Aydın Doğan, Yalçın Doğan'ı, kendi
transferi Mehmet Yılmaz'a kovdurmuştu.
Ertuğrul
Özkök'ün başına Demokles Kılıcı asılmış olmasın ?
Tayyip'in
İşleri
AKP
Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ne yapsın ?
Genç...
Dinamik... Hem akıllı, hem güçlü.
3
Kasıma kadar pek bir iyiydi.
Heseidos'un
"İşler ve Günler"ini kıskandıracak kadar işi vardı.
Genel
Başkan olarak, sabahtan akşama dopdoluydu.
Hepsi
de kendine bağlı, kurullar yönetiyor... Hepsi de gözünün içine
bakan il, ilçe örgütleri kuruyor. Meydan meydan dolaşıyor.. Başını
kaşıyacak zaman bulamıyordu.
3
Kasımda seçimi kazandı.
Hem
de hiç dahli olmayan seçim yasası bağışıyla Meclis'in üçte
ikisini kaplayacak kadar iyi kazandı. Gel gör ki, aday olamamış...
Milletvekili seçilememiş... Başbakan atanamamıştı.
Hükümet
kurulacak... Kader arkadaşlarından biri atandı.
Meclis
Divanı oluşacak... Bir başka kader arkadaşı seçildi.
Recep
Tayyip Erdoğan Genel Başkan kaldı ama, yürütmenin başı başka...
Yasamanın başı başka.
Ne
yapsın yâni ?
Bomboş...
Ununu elemiş eleğini duvara asmış... Ya da eli kolu bağlı,
biri gibi bomboş mu beklesin ?
Başını
kaşıyacak zamanı olmamasına alışmış birine zûlüm değil mi
?
O
da madem dolaşa dolaşa Türkiye'yi fethetti... AB'ni de fethederim
diye yekinir. Başlar Avrupa başkentlerini gezmeye.
Ne
zamana kadar mı ?
12
Aralığa ne kaldı ?
Dinime
Bühtan Eden
Nijerya'da
olup biteni izliyor musunuz ?
Sağolsun
magazin medyamız.
Zina
davasında recm hükmü giydi diye Emine Lawal'la pek ilgilenmezdi
ya !.. Dünya güzellik yarışması orada yapılacaktı.
İlgilenmezse,
kendini inkâr eder.
Üstelik
güzellerin birkaçı da recmden ötürü yarışmayı boykota
kalkmaz mı ? Artık her bir şeyin ayrıntısı, görev haline
geldi.
Hükümet
recmi uygulamayacağını söylese de, salt yarışmadan ötürü
Nijerya pek bir ilgi çekmişti.
O
sırada Hristiyan Nijeryalıların çıkardığı bir gazete ;
"Hz. Muhammed sağ olsaydı, bu güzelleri haremine katardı,"
demez mi ?
Haydi
!..
Bırakın
başörtüsünü, göğüsleri dışarda kızlarının meydanlarda
şıkır şıkır dansettiği... Ama zinayı Şafii şeri'atıyla
recmeden Nijerya'da din savaşı başladı. Yaklaşın 100 ölü, yüzlerce
yaralıyla, yarışma Londra'ya kaydırıldı. Gazete kapandı.
Yazar tutuklandı.
Magazin
medyasının Nijerya'ya ilgisi bitti.
Yağın
Hası
Yalakaların
yeni kırallara çektiği yağları beğeniyor musunuz ?
Yalakalığın
neresi beğenilir demeyin.
Her
işin sanatlısı, özenilmese de beğenilebilir.
İnanmayan
birazcık daha sabretsin.
Ve
Osmanlı dalkavuğunun Cumhuriyet yalakasına kaç bastığını şu
aşağıdaki "tabasbus" örneğini okuduktan sonra karar
versin.
"Menhus
hastalık, efendimiz hazretlerinin mûbârek bedenlerine temas şerefiyle
yetinmedi. Dârûl bekâya teşriflerinin de sebebi oldu."
Nasıl
?
Bunca
aklı eren, eli kalem ya da mikrofon tutan yalakanın hiç biri, bu
incelikte dalkavukluk yapamadı değil mi ?
Çekiverin
kuyruğunu.
Kaba
kuvvet göstericisinin, alkışçısı da kendi gibi olur.
|