Mustafa
SÖNMEZ
Başbakan
Gül'ün okuduğu Hükümet Programı, en çok IMF bürokratlarını
rahatlatmış olmalı. Şu ifadeleri duymak onlar açısından
yeterlidir:
"Hükümetimizin
uygulayacağı maliye politikasının temel önceliği, mali
disiplini sağlayarak, borç stokunu sürdürülebilir
seviyeye indirmek ve makro ekonomik istikrarı koruyacak faiz
dışı fazlalığı vermektir. Faiz dışı fazlanın büyüklüğü,
borç stokunun sürdürülebilir bir yapıda gelişmesine
imkan verecek düzeyde belirlenirken, bileşimi, ekonomik
verimlilik, büyüme ve sosyal politikalar dikkate alınarak
şekillendirilecektir. Bu kapsamda, faiz dışı fazla hedefi
içinde kalmak şartıyla, verimsiz harcamalar kısılarak üretken
harcamaların artırılması veya ekonomik aktiviteyi canlandıracak
vergi indirimlerine gidilmesi gibi önlemler dikkatle değerlendirilecektir."
Yukarıda
yer alan, faiz dışı fazla hedefi içinde kalmak şartıyla...
ifadesi şu anlama gelir: IMF'ye verilen GSMH'nin yüzde 6.5'u
oranında faiz dışı fazla oluşturmak, yani faiz hariç,
gelirleri giderlerin üstünde tutmak, hem de milli gelirin yüzde
6.5'u oranında tutmak. Bu hedefe sadık kalınacağı sözü
tekrarlandıktan sonra IMF'ciler rahat uyuyabilirler. Hükümet
diyor ki, bu hedefe sadık kalarak gelirleri artırır
giderleri azaltır, bu hedef için arta kalanla da çok şey
yaparım. Gelirleri nasıl artırırsın? Vergi affına
giderek mi? Harcamaları ne kadar kısabilirsin ki? Yoksulluğu
azaltma diyorsun, bütçenin yüzde 55'ini faize vermeyi kabul
ettikten ve borçlara zinhar dokunmadıktan sonra, o kaynağı
nerelerden bulacaksın ? Milletvekili lojmanı satmak, vakıflardan
kaynak bulmak benzeri, Erbakan mirası hokkabazlıklarla ne
kadar mesafe alındığını tarih bize gösteriyor.
Bu
programla da artık ilan edilmiştir ki, AKP'nin misyonu IMF
programına İslamcı kalfalıktır. Bu da IMF'nin istediği
taze kandır. Bu programla, ancak dış talebe dönük
yoksullaştıran bir büyüme yaşanır ki, bu büyümenin
sacayakları da düşük reel ücretler, dalgalı kur ve iç
talebin sıkılı tutulmasıdır. Bu insafsız sacayağına
bekçilik sırası AKP'nindir. Bu yoksullaştıran büyüme süreci
ne 3,5 milyonun beklediği istihdama cevap verir, ne yoksullaşmayı
frenlemeye.
Borçların
sürdürülebilirliğini masaya yatırıp orada herhangi bir
operasyon yapmadan, vergide varlıklıya yüklenen bir
operasyona gitmeden , kambiyo rejiminide haddinizi bilecek bir
korumaya gitmeden, yapacak fazla birşeyiniz olmaz. Olsa olsa,
tarihin en büyük yoksullaşmasını yaratmış 57. hükümetin
izinde yeni yoksullaşmaları getirecek bir heyet olursunuz ve
yeni bir hayal kırıklığına tahammülü olmayan bu
toplumun cinnet boyutunda tepkilerine maruz kalırsınız.
Abdullah
Gül'ün program sunuşundaki son cümlesi ile noktalayalım..
Allah
yardımcımız olsun...
eko haber.net'ten alınmıştır