Emekçilerin 
Kurtuluşu
Kendi
Eserleri
Olacaktır.

                 K.MARKS

 


Şahinler Ve KARGALAR

Orhan ERİNÇ

Türkiye'nin içte ve dışta pek çok sorunu var.

Kimi sorunların çözümünde bir arpa boyu bile yol alınamıyor.

Kimi sorunlar için uygulanmak istenen yöntem ise, gündüz tırmandığı direkten gece uyurken aynı uzunluk kadar kayan sümüklüböcek hikâyesine benzer sonuçlar yaratıyor.

En büyük sorunumuzsa, her şeyi bildiğine inanan insanlarımızın sayısının, dünyanın diğer ülkelerine oranla bir hayli kabarık olması.

İşin kötüsü, bu insanların yalnızca kendilerini değil, çevrelerindeki insanları da eskilerin ''allame'' dedikleri bilgin tavırlarına inandırmış olmaları.

****

Annan Planı konusunda ''Aman fırsatı kaçırmayalım'' aceleciliğiyle yapılan değerlendirmeleri okuyup izleyince bu yargımı yansıtmak ihtiyacını duydum.

Kimi çevrelerde, yalnız Kıbrıs Rumlarının yerlerinden yurtlarından kovulmuş olduğu, kayboldukları, Türklerin onların mal ve mülklerine el koyduğu görüşünü neredeyse savunan yaklaşımlar var.

Annan Planı, bu durumu düzeltecek ve iki toplum yeniden iç içe yaşayacak varsayımıyla, planın ayrıntılarını yok sayarak yapılan değerlendirmeler birbirini izliyor. Doğal olarak Sayın Denktaş da günah keçisi imişçisine yerden yere vuruluyor.

Kimi yetkin uzmanların, televizyonlarda verdikleri ayrıntılar ise buz üzerine yazılmış yazılar gibi kaynayıp gidiyor. Gazetelere dahi yansımıyor.

***

Temmuz 1964'te hazırlanan ve Birleşmiş Milletler'e sunulan Ortega Raporu, Kıbrıs Türk halkının Rum saldırılarından uğradığı zararı şöyle yansıtıyor:

* 109 kasaba ve köyde tahrip edilen ev sayısı: 557

* 109 kasaba ve köyde hasar gören ev sayısı: 2000

* Kamu ve özel sektördeki işi ile maaşından olan insan sayısı: 4000

* Çökertilen Türk ekonomisi nedeniyle işsiz kalan insan sayısı: 23.500

* Saldırılar sonucu göç etmek zorunda kalan Türkler: 25.000

* Başkasının desteğine muhtaçlar, yaralı ve sakat kalmışlar: 7.500 kişi

* Rum işgali altına giren köy sayısı: 103

* Şehit düşen Türk sayısı: 500

* Kayıp Türkler: 203.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin, S/5950 sayılı ve 10 Eylül 1964 günlü raporunda ''56 bin Türk'ün Kızılay'dan yardım alarak yaşamak zorunda kaldığı'' gerçeğini vurgulamak zorunda kalışı da, sorunun unutulan bir yanına parmak basıyor.

1974'teki Kıbrıs Barış Harekâtı öncesindeki saldırılar sonucunda verilen kayıpların bilançosu ise şöyle özetleniyor:

''504 şehit, 1008 yaralı ve 100'ü toplu mezarlarda bulunan 600 kayıp.''

Kıbrıs'ta Rumlar bir kere göç etmişlerse Türklerden üç kez göçe zorlanmış olanlardan hâlâ hayatta olanlar var.

Annan Planı, özellikle toprak konusunda 1974 Harekâtı sonrasında hazırlanan Gali ( Butros Gali BM Genel Sekreteri) haritası ile büyük ölçüde örtüşüyor. Onda da Güzelyurt ve Maraş bölgeleri başta olmak üzere en verimli toprakların Rumlara bırakılması, Türk bölgesinde Rum kantonlarının oluşturulması önerisi var.

Fikirler Dizisi olarak anılan maddelerde ise ''Türk halkının egemenliğinin ve self determinasyon hakkının bulunmayacağı, cumhurbaşkanının hep Rum kalacağı, 7 Rum bakana karşılık 3 Türk bakan bulunacağı ve kararların oyçokluğu ile alınacağı, 100 bin Rum'un kuzeye döneceği ve 80 bin Türk'ün göçe zorlanacağı'' ilkeleri var.

Annan Planı, daha kurnazca bir yaklaşımla Gali Haritası ve Fikirler Dizisi'nin gerçekleşmesini, yıllara yayan bir yaklaşımı yansıtıyor.

Gali Planı hem Türkiye hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (o dönemde Kıbrıs Türk Federe Devleti) tarafından reddedilmiş ve kimse ağzını açıp eleştirmemişken, Annan Planı'nı değiştirmeye çalışmak niçin oyunbozanlık, barışı istememek sayılıyor?

Bir ''şahin'' lafı tutturmuşuz gidiyoruz. Siz hiç, yuvada yavrularının bulunduğu ağacın altından elinizi kolunuzu sallayarak ana karganın hoşgörüsüne sığınıp geçebilir misiniz? Bir deneyin bakalım.

Kaynak: Kıbrıs Üzerine Bildiriler, Sabahattin İsmail , Lefkoşa, Ocak 1998.

Cumhuriyet 'ten alınmıştır.

 

 
sayfa başına dön