CHP
ve AB Görüşmelerine Katkısı - 1-
Dr.
Ergun GÖKNEL
Avrupa Birliği’nin 12
Aralık 2002 Kopenhag zirvesi Türkiye Cumhuriyeti tarihinin
çağdaşlaşma yolundaki en önemli basamaklarından bir tanesi
olacaktı ve öyle de oldu. Birliğe üye kabul edilmek için yapılacak
müzakerelerin başlangıç tarihi bu toplantıda tespit edilecekti.
Veya edilmeyecek ve Türkiye dışlanacaktı.
İktidar
partisi AKP, görünür şekilde ve kamuoyunun beğenisini
kazanarak, tüm gayreti ile gerekli görüşmeleri yaptı.
Milletvekili olmayan genel başkanları, Birleşmiş Milletler Genel
Sekreterinden, ABD Cumhurbaşkanı’na ve tüm AB üyesi
devletlerin hükümet başkanlarına kadar sayısız kişiyle konuştu.
Türkiye’nin tezlerini ve neden AB üyesi olması gerektiğini
anlatmaya çalıştı. Bu konuşmalarında, belki acemilikten belki
de doğası dolayısıyla uluslararası müzakerelerde geçerli üslubun
ötesinde görüşler açıkladı.
Diğer
taraftan da, Kopenhag kriterleri ile ilgili son engelleri kaldıracak,
yeni anayasa ve yasa değişiklikleri meclise sunuldu. Ve
muhalefetle uzlaşı içerisinde kabul edildi. Amaç 12 Aralık 2002
Kopenhag zirvesinde geciken bir müzakere tarihi verilmesi için gösterilebilecek
dayanaksız mazeretleri, bahaneleri en aza indirmekti.
Türkiye’deki
hemen hemen tüm sivil toplum örgütleri aynı gayret içerisinde,
AB bürokrasisini ikna etmek, AB ülkelerindeki sivil toplum örgütlerini
yandaş olarak çalışmalara dahil etmek için çalıştı. Bu
arada AB içerisinde saygınlığı kabul edilmiş Vural Öger gibi
kişiler, Birliğin en güçlü iki devleti Fransa ve Almanya’nın
başkanlarına açıklamalarda bulunarak, onları Türkiye lehine
hareket etmeleri için iknaya çalıştı.
TBMM’de
ikinci güçlü parti, ana muhalefet partisi CHP ve genel başkanı
bu çalışmalara ne katkıda bulundu?
- Önce
Varşova’da yapılan Avrupa Sosyalistleri Partisi (PES)
toplantısına katıldığı Varşova’da 13-16 Kasım 2002
tarihleri arasında iktidarda olan sosyal demokrat parti
liderleriyle ve AB’nin genişlemeden sorumlu komiseri
Verheugen ile görüşerek,
Türkiye’nin AB’ye niçin girmesi gerektiği anlatıldı.
- 22 Kasım
2002 tarihinde, İngiltere Büyükelçiliğinde düzenlenen, AB
üyesi ülkelerin büyükelçilerinin katılımıyla gerçekleşen
yemek davetine katılınarak, herhalde burada da gerekli açıklamalar
yapıldı.
- 6 Aralık
2002 tarihinde Fransa cumhurbaşkanı Chirac ve Almanya Başbakanı
Schröder’in Berlin buluşmalarında, Türkiye’ye 1 Temmuz
2002 tarihinde müzakere tarihi verilmesi konusunda karar
vermelerinin açıklanması üzerine tepki gösterildi.
Antalya’da geçirdiği bayram tatilinde verdiği
beyanatta bu karar çıkarsa Türkiye’ye haksızlık yapılmış
olacağını söylerken, son yorumu da şöyle oldu: “Bize ölümü
gösterip, sıtmaya razı etmeye çalışıyorlar. Yazıktır,
ayıptır…”
- Son yapılan
da Dışişleri Bakanı’nın isteği üzerine Kemal Derviş’in
Avrupa Birliği gezisinde bakana refakat etmesiydi.
Sonra
ne oluyor?... Hiçbir şey….
CHP
genel başkanı ne için AB sosyal demokrat parti liderlerini tek
tek ziyaret etmemiştir?
Ne
için milletvekili olan eski diplomatların ve Kemal Derviş’in AB
içerisindeki çevresinden faydalanmak düşünülmedi? Derviş,
ancak Dışişleri Bakanı’nın daveti üzerine çalışmalara katılmıştır.
CHP
kolayca yapabileceği bu
çalışmalarını hükümet ile ve hatta AKP genel başkanı ile
koordine edemez miydi? İki partinin bilgisini deneyimini hatta
ideolojik çeşitliliğini birleştirerek, yapılan yanlışları
engelleyemez miydi? Daha etkin bir AB politikası üretemez miydi?
Çağdaş
çalıştığını düşünen CHP’nin bir web sitesi var. Fakat
sadece Türkçe. Bu site en azından İngilizce olarak da yayınlanamaz
mı? Fransızca ve Almanca da tabii eklenebilir. Ve burada CHP’nin
AB konusundaki tezleri görüşleri AB üyesi ülkelerin kardeş
partilerine, kolay anlayabilecekleri bir lisanda, tanıtılamaz mı?
AB
içerisindeki Hıristiyan Demokrat ve diğer sağ partilerin Türkiye’nin
Birliğe üye olarak kabul edilmesine gösterdikleri direnç
biliniyor. CHP bu partilerin görüşlerini izleyerek ne cevap
verilebileceğini neden düşünmüyor? Neden bu olumsuz görüşlere,
Türkiye’nin ana muhalefetteki sosyal demokrat partisi olarak, karşı
tezler üretmiyor?
Bu
konuda daha pek çok soru sıralanabilir.
Şimdi
lütfen düşünür müsünüz?… CHP neden iktidar olamıyor?….
İktidar
olmasından vazgeçtik, muhalefet bile olamıyor. AKP’nin dizinin
dibinde, dümen suyunda yapabileceklerini bile beceremiyor.
Bu
mu Türkiye Cumhuriyetini kuran CHP?... İleriye dönük düşünceleri
nerede?…..
Ülkesinin
geleceğini hayal edemeyen, gelecek için düşünceler üretemeyen
bir siyasi parti Türkiye de ne yapabilir?...
İşte
böyle, muhalefet dahi yapamaz!...
Bu
yönetim kadrosuyla bu kadarını bile yapması başarı sayılır.
|