SAVAŞ KİME NE KAZANDIRIR?
Dr.
Ergun GÖKNEL
Bir
ülke, bir halk savaşa neden girer? Neden savaşır?
Ülkesini
korumak, halkını korumak, özgürlüğünü korumak için savaşılır.
Ülkesine,
halkına yapılan saldırıyı defetmek için savaşılır.
İç
barışı korumak için savaşılır.
Hatta
dünya barışının korunması için savaşılabilinir.
Başka
bir ülkenin çıkarlarını korumak için savaşılır mı?
Hayır!....
Ülkedeki
belli bir zümrenin çıkarları uğruna savaşılır mı? Hayır!....
Diğer
bir ülkeye egemen olmak için savaşılır mı? Hayır!....
Başka
halkları egemenlik altına almak için savaşılır mı? Hayır!...
Düşünceleri,
ideolojileri zorla kabul ettirmek için savaşılır mı? Hayır…
Zenginlikleri
arttırmak, sömürü düzenini kurmak için savaşılır mı?
Hayır!...
Bu
listeyi çok daha fazla uzatabiliriz. Şimdi Irak savaşına Türkiye
ne için girecektir? Tartışılan, savaşa şu şekilde girersek ne
kadar, veya bu şekilde girersek ne kadar zarar veya fayda göreceğimizdir.
Hiç
girmezsek ne olur? Kısa vadede az veya çok zararımız olabilir.
Bu zarar peşinen kabul edilmeli ve savaş her haliyle
reddedilmelidir. Bu demek değildir ki, topraklarımızın korunması
için gerekli önlemler alınmasın. Bu önlemler doğal olarak alınacaktır.
Ancak savaşa girilmeden, caydırıcı bir yöntemle.
Olmaya
ki, maddi çıkarlar karşılığı savaş pazarlıkları yapılsın.
İşte ülkeye yapılacak en büyük kötülük budur. Sorumluluk
bilincine sahip bir hükümet ve muhalefetin yek vücut olarak savaşı
reddetmeleri gerekir. Bilinmelidir ki, Türk kamuoyu seksen yıldır
yaşanan barış dönemini bir hiç uğruna yıkmak, sona erdirmek
istememektedir. Seksen yıl önce yaşanmış olsa bile, savaşın
olumsuzluğunu halkımız çok iyi bilmektedir. Özellikle son on beş
yılda, bölgesel de olsa yaşadığımız , teröre karşı mücadelenin
izleri henüz silinememiştir.
Irak’ta
bir savaş olacaktır. Kurt, suyu bulandırsa da bulandırmasa da
kuzuyu yemek niyetindedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin komşularında
ortaya çıkan bir savaş durumuna katkıda bulunması tarihi bir
yanlış olacaktır.
Kaçınılmaz
kabul edilen bu savaşa katılmayan bir Türkiye kısa vadede çok
şey kaybedebilir. Fakat, barışçı bir ülke olarak tanınması
uzun vadede çok şey kazandıracaktır. Savaş yerine barışın
tercih edilmesi, belki de halkımıza büyük sıkıntıları da
birlikte getirecektir.
Ne
olursa olsun!... Tarih önünde saygı ve sevgiyle anılacak, beğeni
görecek, barışçı bir ülke olduğumuz kesin olarak
bilinecektir.
Büyük
bir savaş gücüne sahip olan Türk Silahlı Kuvvetleri, bu gücünü
ancak ve ancak barış için kullanacağını yeniden ilan etmiş
olacaktır.
Yaşadığımız
dünyada zorbalıkla kazanmak, istediğini yaptırmak, düşüncelerini
kabul ettirmek için savaş kabul edilemez.
Çıkarlar
uğruna binlerce kişinin
ölümü veya yaralanması kabul edilemez.
Kentlerin,
köylerin yıkılması, insanların aç kalması yoluyla diğer bir
ülkenin veya bir avuç insanın zenginleşmesi, yaşanan sistemden
kaynaklanan ekonomik krizi alt etmek için savaş kabul edilemez.
Dünya
kesinlikle bir barış ve özgürlük dünyası
olmalıdır, ve olacaktır….
|