Emekçılerın 
Kurtuluşu
Kendı
Eserlerı
Olacaktır.

                 K.MARKS

 


AB, Örümcek ağı 
ve Tarımsal Kırsal Politikalar... 


Abdullah AYSU

"Türkiye'nin Avrupa Birliği ile İlişkileri ve Bu süreçte Tarım Sektörünün Yeri ve Önemi"nin kamuoyunun gündemine taşınması amacına özgülenen 2003 yılı etkinlikleri kapsamında Bu yıl Ziraat mühendisleri Odası AB GENİŞLEME SÜRECİNDE TÜRKİYE "Tarımsal ve Kırsal Politikalar Sempozyumu" nu düzenledi. 

Beş oturum iki "çağrılı bildiri" olarak düzenlenen sempozyumun;

Oturumlar:

1. Oturum: AB' ye Üyelik Koşulları ve AB- Türkiye Değerlendirmeleri
Yard. Doç. Dr. Çağrı Erhan / (A.Ü.ATAUM)
Ali Urkan/ABGS
Doç. Dr. Cemil Ertuğrul/ ZMO
Ali Ekber Yıldırım/ Dünya Gazetesi

2. Oturum : AB Ortak Tarım Politikası ve Değişim
Sinan Varol/TKB DİATK
Prof. Dr. Ahmet Şahinöz/ H.Ü. İ.İ.B.F.
Gökhan Güder /DPT
Prof. Dr. Gülcan Eraktan /A.Ü.Z.F
Sadi Ulusoy/ DTM 

3.Oturum : AB-Türkiye Tarım Politikaları: Benzerlikler ve Farklılıklar
Gökhan Günaydın /ZMO
Dr.Apti Yaltırık/ TARMAKBİR
Prof. Dr. Erkan Benli/ SET-BİR
Faruk Gülpınar/ Tütün Eksperleri Derneği
Taylan Kıymaz /DPT
Tanfer Dinler/ Tarım Sigortaları Vakfı

4.Oturum : Siyasi Partilerin Gümrük Birliği ve AB üyeliği Bağlamında Tarım Sektörü Değerlendirmeleri
5. Oturum : AB Tartışmaları: Eklemlenme mi,Üyelik mi?
Metin Aydoğan/ Yazar
Prof. Dr. Türkel Minibaş/ İ.Ü.Z.F.
Prof. Dr. Tayfun Özkaya/ E.Ü.Z.F.

Çağrılı Bildiriler:

Çağrılı Bildiri I
Jery GLUCKSMAN/ European Commission Directorate- General for Agriculture/ İnformation Policy Unit

Çağrılı Bildiri II
Karol Bujoczek/Gazeteci- Polonya "Top Agrar Polska"

Experiences with Regard to the Negotiations Process of the Candidate Countries: Polish Examples

Olarak gerçekleştirildi. 

Ziraat Mühendisleri Odası'nın davetiyesinin üzerindeki örümcek ağı resmi her şeyi zaten tek başına anlatmaya yetiyordu.


Avrupa Birliğinin Türkiye için ne ifade ettiğini 14 tarım örgütü sempozyum sonucunda ortak bir sonuç bildirgesine attıkları ortak imza ile kamuoyunun görüşüne sundular.

14 Tarım Örgütünün ortak Sonuç Bildirgesi:


AB GENİŞLEME SÜRECİNDE TÜRKİYE
"TARIMSAL VE KIRSAL POLİTİKALAR"
SEMPOZYUMU SONUÇ BİLDİRGESİ

TÜRKİYE - AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİNDE 
TARIM SEKTÖRÜNÜN YERİ VE ÖNEMİ


Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne olası üyeliğine ilişkin tartışmalar, uzun süredir kamuoyunun gündeminde önemli bir yer tutmaktadır. Buna karşılık sözü edilen tartışmalarda, tarım sektöründen hemen hiç söz edilmemesi dikkat çekicidir. Oysa, farklı nitelik ve niceliklerde olmakla birlikte, kırsal yaşam ve tarım, hem Avrupa Birliği'nin hem de Türkiye'nin sosyo-ekonomik ve siyasal bütününün önemli bir parçasını oluşturmaktadır. 

Bu alanda yaşanan bilgi eksikliği, ülkemiz siyasal zemininde yönlendirmelere açık bir yapı oluşturmuştur. Bu yapı içerisinde çok farklı kesimler, kendi çıkarları doğrultusunda çeşitli faaliyetler gerçekleştirmektedirler. 

Türk çiftçisinin hak ve çıkarlarını korumakla görevli olan ve bu amaçla tarım alanında faaliyet gösteren demokratik kitle örgütleri, üretici birlikleri, dernekler ve vakıflar olarak bizler, ortak tutumumuzu yansıtmak üzere, aşağıdaki açıklamayı yapmayı gerekli görüyoruz. 

Avrupa Birliği, 1960'lı yılların başından beri tarımına ve kırsal yaşamına büyük önem vermiş, her türlü mekanizmayı kullanarak sektörü desteklemiştir. Günümüzde halen, Avrupa Birliği bütçesinin yarıya yakını tarım için harcanmakta, 80.000 sayfalık AB mevzuatının yine yarısı tarım ile ilgili bulunmaktadır. 

Buna karşılık, AB'nin 40 yıllık Ortak Tarım Politikası uygulamaları sonucunda elde ettiği başarılar, AB'nin hedef ve politikalarında çeşitli değişiklikler meydana getirmiştir. Ekolojisinin Birlik içerisinde üretilmesine izin verdiği hemen tüm ürünlerde kendine yeterliliği yakalayıp stok fazlası için dış pazar arayışında bulunan AB, sosyolojisi içinde tarım ile uğraşanların oranını % 5 düzeyine indirgemiştir. Aynı şekilde, tarımsal altyapı sorunlarını çözen AB, düşük maliyet - yüksek verimlilik temelinde, tarım-sanayi entegrasyonunu da kurmuştur. Bu bağlamda, AB tarım politikaları artık yukarıda sözü edilen yapının gereksinimlerine uygun olarak kurgulanmaktadır. 

Oysa Türk tarımı, henüz temel altyapı sorunlarını çözememiş durumdadır. İşletmeleri parçalı, başta su ve gübre olmak üzere girdi kullanımı sorunlu, tarımına mekanizasyonu ve teknolojiyi yeterli derecede sokamamış olan Türkiye'de, halkın % 39'u tarım alanında istihdam edilmektedir. Kırsal alanında yoksulluğun egemen olduğu ülkemiz, üretim cephesinde yaşanan sorunlar nedeniyle, başta hayvancılık olmak üzere tarımın birçok alt sektöründe kendine yeterlik durumunu yitirmektedir. 

AB ve Türkiye'nin tarımsal yapılarının ve kırsal sosyolojisinin bu kadar farklı oluşu, aynı politikaların taraflardan birisi için olumlu, diğeri için ise olumsuz sonuçlar üretmesi durumunu ortaya çıkarmaktadır. Nitekim olası AB üyeliğine ilişkin yapılan projeksiyonlar, Türkiye'nin hayvansal ve bitkisel üretim deseninin önemli bir bölümünün, üyelik sonrası ortak pazarda rekabet edemeyerek çökeceğine işaret etmektedir. 


Tarımsal ve kırsal sosyolojisi geri kalmış özellikler gösteren İrlanda'nın 1973, Yunanistan'ın 1981 ve Portekiz'in 1986 yıllarında gerçekleşen üyelikleri sonrası, önemli gelişmeler gösterdikleri doğrudur. Ancak AB'nin müzakere tarihi almış 12 aday ülke ile yürüttüğü genişleme görüşmeleri süreci, AB'nin bu alandaki politikalarını değiştirdiği ve aday ülkelere kaynak aktarmaya hevesli olmadığını ortaya koymaktadır. O halde şu soru, yaşamsal bir önem kazanmaktadır: AB genişleme süreci halen ekonomik ağırlığını korumakta mıdır, yoksa artık merkez - çekirdek yapı etrafında siyasi bir genişlemeye mi odaklanmaktadır ? 

Bilindiği üzere, tam üyelik için, genişleme sürecinde aday ülkelerden 10'una 2004, Bulgaristan ve Romanya'ya ise 2007 tarihi verilmektedir. Henüz müzakere tarihi bile alamamış ve bunun için 2005 yılından söz edilen ülkemizin olası üyeliği için, bu çerçevede, önünde en az 10 yıla yakın bir sürenin bulunduğunu tahmin etmek zor değildir. 

Aşağıda imzaları olan bizler, Türkiye'nin yükünü çeken ancak giderek yoksulluğu derinleşen Türkiye çiftçisinin, AB üyeliği ile bir ağır darbe daha almasına karşı duruyoruz. Bu nedenle Hükümetten, olası üyelik tarihinden önce, Türk tarımını AB ile rekabet edebilir bir yapıya ulaştırmak için hangi plan ve programa sahip olduğunu soruyoruz. 

Acil Eylem Planı ve Hükümet Programı'nda öngörülen politikaların, bırakın sektörü geliştirmeyi, mevcut yapıyı da geriye götüreceği endişesini taşıyoruz. Dünyanın "en liberal" ülkesi olan ABD bile çıkarttığı Tarım Yasası ile gelecek 10 yıl içinde tarımına ilave 70 milyar dolar kaynak aktarma kararı alırken; Avrupa Birliği müdahaleci tarım politikalarını, kaydettiği tüm gelişmelere rağmen korurken, Türk tarımını liberalize edeceğini, tüm tarımsal KİT'leri özelleştireceğini söyleyen Hükümet Programı'nın tarımla ilgili bölümleri, gelecek için duyduğumuz kaygıların temelini oluşturmaktadır. 

Bu nedenle, AB mevzuat uyum çalışmaları ile Dünya Bankası-IMF politikaları arasında sıkışmış Türkiye'nin, ulusal çıkarlarını koruyucu düzenlemelere bir an evvel geçmesini bekliyoruz. "Uyum Yasaları" adı altında kamuoyuna sunulan Şeker ve Tütün Yasalarının, AB mevzuatı ile uyumlu olmadığını Brüksel bile söylemektedir. O halde Türk çiftçisinin yaşamını çokuluslu şirketlerin insafına terk eden bu yasaların bir an evvel değiştirilmesi gerekmektedir. Hayvansal ve bitkisel üretim yapılarının verimlilik ve rekabet düzeyini radikal bir şekilde yükseltecek politikalar, ancak kamu karışmacılığı temelinde yürütülebilir. Bu yapının gecikmeksizin kurulması gerekir. 

Bunlar yapılmadan gerçekleştirilecek bir AB üyeliği, Türk tarımı ve çiftçisi için bir yıkıma dönüşebilecektir. Tarım örgütleri olarak bizler, bu sürecin ülkemiz çıkarları doğrultusunda geliştirilmesi için her türlü ortak çalışmayı yapma ve tüm yönlendirme girişimlerine karşın uzmanlık alanlarımızda kamuoyunu aydınlatma kararlılığında olduğumuzu duyururuz. 

ZMO / TZOB / Köy-Koop / Tek Gıda-İş Sendikası / TARIM ORKAM SEN / Tarım Ekonomisi Derneği / Türkiye Ziraatçılar Derneği / Tütün Eksperleri Derneği / Veteriner Sağlık Teknisyenleri Derneği / TARGEV Vakfı / Türkiye Tarımcılar Vakfı / SETBİR / TARMAKBİR / Ege Çiftçiler Birliği

 
sayfa başına dön