Buğday
ve un sorunu çözülemiyor!...
Abdullah
AYSU
Buğdayın
hasadının yapıldığı mevsimde (2002 Haziran-Temmuz) 57 Hükümet
IMF’ in direktifiyle hububat fiyatlarını maliyetlerin altında
belirledi. Yine aynı hükümet IMF’ in dayatmasıyla piyasayı üretici
ve tüketici lehine düzenlemekten alıkoymak için Toprak Mahsuller
Ofisi’ni (TMO) destekleme alımlarından çektirdi. Bu politikalar
gereği TMO; 2001 yılında 2 milyon 444 bin ton, 2002 yılında 876
bin ton buğday alacak şekilde çalıştırıldı.
Bunun
anlamı da; hasat sonrası ürününü bekletebilecek güce sahip
olmayan çiftçiler buğdayını 180-190 bin TL/kg dan satmak
zorunda kaldı. Şimdilik kaydıyla – çünkü; buğday fiyatlarının
yükselişi durdurulamıyor- fabrikalar buğdayı 450-460 bin TL/kg
olarak satın almaktadırlar.
Peki
Türkiye’deki hububat üretim ve tüketim potansiyeli yetersiz mi
?
Hayır...
Türkiye’nin
aylık buğday ihtiyacı yaklaşık bir milyon tondur. 2002 yılında
Türkiye’de üretilen buğdayın miktarı yaklaşık 19 milyon
tondur.
Demek
ki buğday var... Ama nerede?
Tabii
ki bazı depolarda. Kamuoyundaki yaygın kanıya göre, üretilen buğdayın
13-14 milyon tonun beş tüccar tarafından alındığı ve stoklandığı
şeklindedir.
O
zaman niye bu durumdayız?
Ne
yazık ki, ülkeyi 3-4 ayda bir IMF’den gelecek olan 1-1,5 milyar
dolar kredi ile yaşayabilecek duruma sokanlar elbette ki tarım örgütlerinin
erken uyarı ve önerilerini değil, IMF ve Dünya Bankası’nın isteklerini
yapacaklardı. Öyle de yaptılar.
Peki;
tarım örgütlerinin erken uyarı ve önerileri nelerdi?
Buğday
fiyatları, IMF’nin isteğiyle düşük belirlenmesinin ve
TMO’nun destekleme alımını kısıtlamasını istemesi ile
birlikte çiftçi örgütleri ve diğer tarımsal örgütler: “ Buğday;
insanlar için temel besin maddesidir, bu anlamda stratejik bir üründür.
Buğday alım fiyatları maliyetlerin altında değil, üreticiyi üretmesi
için özendirecek düzeyde belirlenmelidir, kredi faizleri düşük
tutulmalıdır ve TMO piyasayı düzenleyebilecek kadar hububat alımı
yapmalıdır!” diye uyarılarını her fırsat ve ortamda yaptılar.
Aksi durumda aynı örgütler: “ Çiftçiler üretimden cayar. Türkiye
buğday ithal etmek zorunda kalır. TMO yeterli alımı yapmazsa buğday
piyasası spekülatörlerin eline geçer, kartel oluşur. Tüketici
ekmeği pahalı tüketir. Sosyal dengeler bozulur. Açlık, kıtlık
baş gösterir. Fırsatçılar, stokçular haksız kazançlar
edinir. Beş on spekülatör ve yabancı ülke çiftçileri için
kendi ülkemiz insanlarını -üreticilerini ve tüketicilerini-
heba etmeyin” dediler.
Evet....
Burası
bağımsız Türkiye!...
Burası
buğday ambarı Türkiye!...
İçim
sızlıyor!....
|