...

......

Ana Sayfa

Arşiv Katkıda Bulunanlar Yararlı Linkler E-Mail
..

Faşistler 1 Eylül 1939'dan 1942'ye kadar Avrupa'nın neredeyse tümüyle Kuzey Afrika'nın bir bölümünü işgal etmişler, SSCB sınırına dayanmışlardı.

1 EYLÜL 1939

Tayfun MATER

Alman Ordularının 1 Eylül 1939'da Polonya'ya girmesiyle başlayan 2. Dünya Savaşı, insanlık tarihinin en büyük yıkımlarına sahne oldu.

Ağustos 1945'te Atom bombası kullanılıp savaş sona erdirildikten sonra, Müttefikler düşman kamplarda yer aldılar ve "SOĞUK SAVAŞ" başladı.

Sovyet Blok'u "1Eylül" ü ,savaşın başlangıcını, "DÜNYA BARIŞ GÜNÜ" olarak anmaya başladı.

"BARIŞ"söylemi, özellikle 70'li ve 80'li yıllarda ideolojik mücadelenin önemli bir figürü oldu.

70'li yıllarda Türkiye 'de de bu konuda ciddi tartışmalar yaşandı.

90'ların başında Sovyet Blok'unun dağılmasıyla "DÜNYA BARIŞ GÜNÜ"nün etkinliği de çok azaldı ve günümüzde pek hatırlanmıyor.

1Eylül'ü, korkunç yıkımın başlangıcını, bir Barış simgesine dönüştürüp, sürekli hatırlatmak doğru bir tavırdı, ama 1 Eylül'de gerçekte ne olduğu üzerinde pek durulmadı geçmişte.

Faşist şefler Mussolini ve Hitler savaşın ilk günlerinde keyifliler(!)


Hitler, 1933'de Almanya'da iktidarı ele geçirince, yasak olmasına rağmen hemen silahlanmaya başladı.Amaç Alman sanayiini güçlendirmek ve Lebensraum (Doğu'ya yayılma) politikasını gerçekleştirmek için Sovyetler Birliği'ne karşı saldırıya hazırlanmaktı.

Hitler 1935-39 arasında adım adım Ren bölgesini , Avusturya'yı ,Südetleri ve Çekoslovakya'yı işgal etti. İspanya iç savaşı'na askeri müdahalede bulunarak faşistlerin kazanmasını sağladı.Batı demokrasileri cılız itirazlar dışında, sessiz kaldılar.

Sovyetler Birliği ise diplomasi yolunu seçerek zaman kazanmaya çalışıyordu.Nazi Almanyası ile iyi ilişkiler sürdürülürken, Batı demokrasileri ile askeri pakt kurma görüşmeleri yapılmaktaydı.

Ağustos 1939'da düşük düzeyde bir İngiliz- Fransız askeri heyeti Moskova'da vakit geçirirken dünya sarsıldı.Almanya ve Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanları Ribbentrop ile Molotov, 27 Ağustos 1939'da Moskova'da saldırmazlık paktını imzaladılar.Masanın gerisinde mütebessim bir şekilde Stalin ayakta durmaktaydı.

Nazi Almanyası'nın önünde artık hiçbir engel yoktu ve ilk ezilecek olan Polonya idi . Anlaşmanın gizli maddeleri uyarınca Sovyetler Birliği de doğudan Polonya topraklarına girdi.

Polonya 30 gün içinde düştü, 3 Eylül'de İngiltere ve Fransa Almanya'ya savaş ilan etti ve bekleyiş başladı. 1,5 yıl boyunca "TUHAF SAVAŞ" sürecekti. 

Avrupa Nazi saldırısına karşı koymaya hazırlanırken, Sovyetler Birliği Saldırmazlık anlaşmasına sadık kalıyor, Almanya'yı ürkütmemek için, yapması gereken bir çok hazırlığı ve eylemi erteliyordu.

Mayıs 1940'da başlayan Almanların "YILDIRIM SAVAŞI" Belçika ,Hollanda ve Fransa'yı 1.5 ay içinde düşürdü. İngiltere'yi koruyan artık sadece Manş Deniziydi ve Başbakanlık görevine gelen Winston Churchill, halkına "Size ancak kan ve göz yaşı vaad edebilirim." diyordu. 

Nazi hava saldırısı Londra'lıları ünlü Londra metrosunu sığınak olarak kullanmak zorunda bıraktı.

Eylül 40'daki İngiltere savaşını, Kraliyet Hava Kuvvetleri'nin kazanması,Hitler'in ilk yenilgisiydi ve İngiltere'yi bırakıp, esas hedefine , Sovyetler Birliği'ne yöneldi.

Sovyetler Birliği'ne saldırı planı, "Barbarossa Harekatı" için 1941 başında düğmeye basıldı. Önce Yugoslavya ve Yunanistan işgal edildi. Romanya ve Bulgaristan tarafsızlaştırılıp Alman hakimiyetine sokuldu ve artık 2000 km boyunca sadece Alman-Rus sınırı vardı.

Kızıl Ordu 30'lardaki tasfiye yüzünden Komuta kademesi olarak yetersizdi. Askeri alt yapı güçlü olmakla birlikte , yönetim zaafı savaşın ilk aşamasında Sovyetler Birliğine büyük zarar verdi. 

22 Haziran 1941'de Sovyet sınırını geçen 3000 tank, 1500 uçak ve 1 milyonu aşkın Alman askeri hızla ilerlemeye başladı. Hitler 4 ay içinde Sovyetler Birliği'nin teslim olacağını öngörmüştü.

İlk aylarda durum Sovyetler açısından tam bir felaketti. Binlerce tank , uçak ve top daha savaşa girmeden yok edildi. Ölü,yaralı ve esir sayısı 5 milyonu geçiyordu.

Nazi ablukası altında Leningrad'da Sovyet yurttaşlarının bir günlük yiyecek payı.

Tüm dünya Hitler'in öngörüsünün doğru çıkacağını ve Sovyetlerin teslim olacağını düşünmeye başlamıştı.Binlerce kızılordu General ve Subayı hapishanelerden serbest bırakılıp cepheye yollandılar. Bu taze kan durumunun değişmesinin belirleyici nedenlerinden biri olacaktı. Churchill, Sovyetler Birliği'ne tam desteğini sundu ve bir tarafta batı demokrasileriyle Sosyalizmin oluşturduğu Müttefik Cephesi ; diğer yanda ise Almanya, Japonya ve İtalya'nın oluşturduğu Nazi-Faşist Mihver Cephesi ortaya çıktı. 2. Emperyalist Paylaşım Savaşı , Sovyet resmi literatüründe artık anti-faşist Büyük Anavatan Savaşı olarak geçecekti.

Stalin 22 aylık saldırmazlık paktı sürecinden bir ölçüde faydalanmıştı..Binlerce fabrika Urallar ötesine taşındı. Saldırı ile beraber, Sovyet halkına direniş emri verildi. Hiçbir şey düşmana sağ ve sağlam bırakılmayacaktı . "YANMIŞ TOPRAK"politikası özellikle savaşın başında çok iyi işledi. Sovyet Orduları ve halkı geri çekilirken düşmana sadece , gerçekten yanmış toprak bırakıyorlardı.Çekilme Moskova önlerine kadar sürdü. Stalin istihbaratı sayesinde , Japonların ABD'ye saldırı hazırlığını öğrendi ve uzakdoğudaki taze ve güçlü tümenler Batıya doğru yola çıktı. Aralık 1941 başında Moskova'ya ulaştılar ve şehrin eteklerindeki Alman panzerlerini durdurdular. Yıldızın parladığı an gelmişti. Savaşın ilk dönüm noktası kazanıldı.Hitler'in yenilmezliği efsanesi bitmişti.

Savaş artık ağırlıkla Alman-Rus savaşı haline dönmüş ve savaşın geleceğinin o cephede belirleneceği ortaya çıkmıştı.

İkinci dönüm noktası Stalingrad oldu. 1943 başında 91.000 Alman askeri, komutanlarıyla birlikte teslim oldu ve Alman orduları geri çekilmeye başladı. Ödenen bedel ise çok ağırdı.Sadece Stalingrad savaş'ındaki Sovyet zayiatı , ABD'nin tüm savaş boyunca verdiği toplam zayiattan daha fazlaydı. 1943 ortalarındaki Kursk Savaş'ında ise tarihin en büyük askeri güçleri karşı karşıya geldi ve Sovyet zaferi , artık sonun yaklaştığını gösterdi.

Sovyetler Birliği bir dünya gücü olmuştu ve bu durum , Müttefikler arası ilişkide sorunlar yaratmaya başladı.Savaşın esas yükünü Sovyetler Birliği çekmekteydi ve Avrupa'da acilen bir 2. cephe açılması gerekiyordu.

Tahran Konferansı'nda Stalin, Roosvelt, Churchil bir arada. 


1943 Tahran Konferansında bir araya gelen Roosevelt , Churchill ve Stalin bu konuyu tartıştılar ama 2.cephe ancak Haziran 44'te açılabilecekti. Gecikmenin kim bilir kaç milyon Sovyet insanının yaşamına mal olduğunu ise kimse bilmiyor. 

Minsk, Dinyeper, Vistül saldırıları ile Kızılordu ilerlemesini sürdürdü. Ukrayna , Beyaz Rusya , Romanya , Bulgaristan , Polonya , Yugoslavya , Macaristan kurtarıldı. Nisan 45'te Berlin'e yaklaşan Kızılordu , uzun çatışmalardan sonra Mayıs 45 başında kenti ele geçirdi. Reichtag'da Kızıl Bayrak dalgalanıyordu.

Hitler intihar etmişti. 1000 yıl yaşayacağı varsayılan Nazi imparatorluğunun sancakları Moskova'da Kızıl Meydanda Stalin'in ayakları dibine atıldı.

44 Ekimde YALTA'da 45 Temmuz'unda POTSDAM'da toplanan Müttefik liderler dünyanın yeni bölüşümünü onayladılar.

Kısa bir süre sonra ise "SOĞUK SAVAŞ" başlayacaktı .