Emekçilerin 
Kurtuluşu
Kendi
Eserleri
Olacaktır.

                 K.MARKS

 


  
Apaçık

Erol TOY

   Bak Sen !..

Hiç karşılaştırmalı baktınız mı, bilemem.

BM Güvenlik Konseyi, siyasal anlamda geleneksel düzenimizin büyük divânına benzer. Üyesi devletler de, divanlara.

Gene buldu bir kulp, diyen, şu benzerliklere bir bakar mı ?

Büyük divan, değişmeyen, değiştirilemeyen beş kişiden oluşur.

BM Güvenlik Konseyi de...

Büyük Divân üyelerinden birinin katılmadığı karar geçersizdir.

BM Güvenlik Konseyi’nin de...

Siz dilerseniz buna, çağdaş anlamıyla veto deyin. Ama lütfen büyük divânı Fatih’in ‘Divân-ı Hümâyûn’uyla karıştırmayın.

Çünkü büyük divân geleneksel fedaratif demokratik toplumun sınıflar dengesidir. Hakan ya da Kagan egemen soydan seçilen üyedir. Birinci vezir han, hakan divanlarının seçtiği kişi. İkinci vezir o dönem sanayi üretimini sağlayan esnafın Ahi Babası. Üçüncü vezir bilgi ve yargının oylarıyla Kazasker. Dördüncü vezir, tımar ve zeamet sahibi... Aynı zamanda gönüllü orduyu oluşturan köylülerin temsilcisi. İslâm öncesi dönemde, en ceberrut kaganların, oluru olmadan bir kuruşluk harcama yapamadığı hatun ya da ece de altıncı üyeyi oluşturduğu bütün sınıfları veto hakkına sahip bir organ yâni.

BM Güvenlik Konseyi, Büyük Divân’dan orada ayrılıyor.

Çünkü orada yalnız ve yalnız ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin’in borusu ötüyor. Yalnız onlar değişmez ve değiştirilemez üye... Ve sadece onların veto hakkı var.

Bunun anlamı açık.

Yalnız öteki dört üyenin uzlaşmasına birinin vetosu değil ha !..

Öteki üye devletlerin tümü, Genel Kurulda herhangi bir konuda oybirliğiyle bir karar oluştursa. Bu beş üyeden biri ı’ıh dedi mi, yok !.. 

Artık dilerseniz bu durumu da ister pâdişahımız efendimizin, diler majestelerinin atanmış hükümetine benzetebilirsiniz.

Sadrazam, Kazasker vızıltı.

Tıpkı ceberrut hükümetler gibi zayıfa zulmedebilir.

Çünkü efendisi tarafından değiştirilen üyelerden oluşur.

İyi de, dünyanın yüreği Amerikan kovboyuyla, İngiliz aslanı... Veya adı sanıyla düpedüz Anglo-Amerikan emperyalizminin meydan okumasıyla tıp tıp ederken... Uzak geçmişin derinliklerinde kalmış bir oluşumla, insanlığın geleceğini düzenleyecek bir kuruluşu karşılaştırıp ahlat ağacında asma budamanın sırası mı ?

Bence Irak savaşı yattı ama, yine de sırası.

Çünkü salt ormanı görmek ağaçlar... Tek ağacı görmek orman üzerinde fikir cimnastiğini şaşırtır.

İyisi mi, şu Irak savaşı bağlamında, hem orman, hem ağacı aynı aynanın içine sığdırmaya çalışmak.

Haksız mıyım ?

Değilsem şimdi bir de ağaçlara bakalım.

BM Güvenlik Konseyinin veto hakkına sahip 5 daimi üyesinden Çin, kirli Irak savaşına kesinkes karşı.

Ama hem derya-deniz uzak... Hem hazırlığı yok.

Rusya açıktan istemiyor.

Ama arada hem İran ve Türkiye dağları var... Hem sırtında nice torba... Hem de yumuşak karnında pek çok hançer.

Petrol Konsorsiyumunun Amerika ve İngiltere’den sonraki üçüncü büyük ortağı... Veto hakkına sahip 5 daimi üyenin üçüncüsü Fransa mızıklanırken, kesinlikle karşı Almanya, kuyruğuna takılmış.

Ama Güvenlik Konseyinde Almanya’nın esamisi okunmaz. BM genel kurulunda tıpkı Patagonya gibi bir oyu var.

AB’deki gücüyse parasıyla, entrikası kadar.

Ama çok, demeyin.

Kötüsünde hiçbir kaymet-i harbiyesi yok.

Olsa topraklarındaki yabancı üsleri kapatır... Oralardaki 3-5 bin değil, yüzbinlerce Amerikan, İngiliz, Fransız, Rus askerini kovalar.

Sıkmayınca neylesin ?

Dünyanın dört bir yanında parayla itibar avına çıkar.

Satılıkları alır... Lobileri besler... Balkanlardaki gibi zalimleri mazlumlar üstüne kışkırtır. Kasasındaki kan yüzüne gözüne bulaşıp da höst, dendiğinde iktidarını değiştirir. Savaş karşıtı gösteriler yapa yapa suçüstü ortağı Fransanın, sütresi ardına çekilir. Haksız ve kirli savaşa, topraklarından aktarılan Anglo-Amerikan askerlerini seyreyler !..

Mızıkçı Fransa’nın konumu, daha da renkli.

BM Güvenlik Konseyinin veto sahibi 5 daimi üyesinden biridir. Ama, aynı zamanda petrol konsorsiyumunun da üçüncü ortağıdır.

Ve yüzde 20’lik payının ya zarar göreceğini... Ya daha çok gelir sağlayacağını anladığı an, müttefiklerinin yanında silâha sarılır.

Anglo-Amerikan külhanisi bunu bilmez mi ?

Kaç kez sınamış... Kaç kez doğrulanmıştır.

Arabın Arap, Acemin Şeri’at, Benî İsrail-Benî Filistî muhabbeti belki dünyanın umurunda değil. Ama Ortadoğu’da herkesçe malûm.

Geriye kala kala ne kalıyor ?

Gözünü sevdiğimin Türkiye’si he mi ?

O karşı ki !..

Ama geçen hafta kulağı tersten gösteren karşıt-karşı anlamında karşı ki, yandaşlığında çoktan olup bitecek çok şey, çıkmaz ayın son çarşambasına kalmak üzere.

Nerden mi çıkardım ?

İlk o engelle birlikte yükselmeye başlayan seslerden.

İkincisi Çin’le Rusya bulaşmayıverirse, üçüncü ortak Fransa’nın veto hazırlığından.

Yine isteyen, Türkiye’yi küçümsemeyi sürdürsün.

Türkiye katılmazsa savaş çıkmaz diyenler, haklı çıkmak üzere.



 
sayfa başına dön