Emekçilerin 
Kurtuluşu
Kendi
Eserleri
Olacaktır. K.MARKS

 

KAOSA DOĞRU

Ergin YILDIZOĞLU

Irak'la ilgili tartışmaların ana ekseni çoktan savaş sonrası oluşumlara kaydı. Çünkü aslında bir savaş olmayacak. Olay tek yanlı bir saldırıyla başlayacak ve bir katliamla sonuçlanacak! Öyleyse, en rahat olanı, katliam gibi ağrılı konunun üzerinden atlayıp, doğrudan sonrasını tartışmak. Ne de olsa ''postmodern sinizm'' günün egemen bilinç biçimi. Ama ''olay'' ortadan kaybolmayacak, vicdanımızın içinde ''siyah bir leke'' olarak bize bakmaya devam edecek. İstesek de istemesek de. 
Siyah leke 
ABD kaynaklarının küstah bir edayla aktardıklarına göre ''savaş'' , hızlı ve çok yoğun bir bombardımanın arkasından Irak'a girecek işgal güçlerinin bir iki gün içinde Bağdat'a ulaşmasıyla bitecek. ABD yönetiminin Bağdat'a girmemeyi düşündüğünü, kentin ulaşım, elektrik ve su bağlantılarını kesip bu arada petrol kuyularını ele geçirmeyi de ihmal etmeden, rejimin düşmesini beklemeyi planladığına ilişkin senaryolar da var ama bunlar da şu soruyu ortadan kaldırmıyor: Nasıl oluyor da, basına sızan bir BM araştırması ve Oxfam gibi uluslararası yardım kuruluşları, bu kadar hızlı ve kısa sürecek bir ''savaşın'' 900 bine yakın sığınmacı üretmesini bekliyorlar? 900 bin kişi kimden kaçacak? ABD onları kurtarmaya gelmiyor mu? 
Londra merkezli CASI 
(Irak'ta Yaptırımlara Karşı Kampanya) adlı sivil toplum örgütünün WEB sitesinde (www.casi.org.uk/info/ undocs/war021210.html) yayımlanan, BBC tarafından da doğrulanan 
Birleşmiş Milletler raporuna göre hava bombardımanı Irak'ta altyapıyı, ulaşım, su, sağlık, enerji sistemlerini hemen çökertecek. Dünya Sağlık Örgütü'nün hesaplarına dayanarak rapor, ''savaşın'' Irak'ta, 100 bini ölü ya da ağır yaralı en az 400 bin zayiat yaratacağını ileri sürüyor. Rapora göre yardım kuruluşları yaklaşık 5.4 milyon insanı beslemek, 2 milyon insanı barındırmak zorunda kalacaklar. 
Bağımsız, akademisyen, araştırmacı, doktor ve çocuk psikologlarından oluşan bir uluslararası grubun hazırladığı ''Yeni Savaşın Çocuklar Üzerindeki Etkileri'' (The Impact of a New War on Irak Children) başlıklı rapor da (AP 28/01) çok karanlık bir manzara çiziyor. Halen 500 bin çocuk besin yetersizliğinden sıkıntı çekiyor. Buna karşılık Irak'ta en fazla bir aylık gıda , merkezi hastanelerde de en fazla 3 aylık ilaç stoku var. Irak'ta çocuklar çok büyük bir tehlikeyle karşı karşıya. BBC de, Oxfam , BM Gıda ve Kırsal Örgütlenme gibi yardım kuruluşlarıyla konuştuktan sonra hazırladığı araştırmasında, ikinci Irak ''savaşının'' çok büyük bir insani felakete yol açacağını vurguladı. Şimdi iki katliam olasılığı var karşımızda. Biri ''savaş'' sırasında yaşanacak hızlı bir katliam, diğeri de, bunu izleyecek yavaş bir katliam. Üç gösterge trajedinin öngörülen boyutları çok aşabileceğini düşündürüyor. Birincisi, Afganistan deneyimi . Bu hafta Paul Krugman 'ın New York Times 'ta hatırlattığı gibi, Bush yönetimi Afganistan'ı yeniden inşa edeceğine söz vermişti. Ama 2004 bütçesine, buna yönelik bir kalem koymayı unutmuş. Sonra telaşla 300 bin dolar gibi komik bir fon eklemiş (21/02). Savaştan önce verilen sözler savaştan sonra unutuluyor! İkincisi, ABD Irak'ta sivil bir yönetim oluşturma projesinden vazgeçti, askeri bir yönetim kurmayı planlıyor. Üçüncüsü, ABD yönetimi sözcüsü Ari Fleischer Irak'ın yeniden inşasının Irak petrolleriyle finanse edileceğini söylüyor. Afganistan başka bir yazının konusu. Irak'ın inşasının Irak petrolleriyle finanse edilmesinin nasıl maddi temelden yoksun bir iddia olduğunu daha önce tartışmıştım. Burada Irak'ta kurulacak rejim üzerinde durmak istiyorum. 
Sömürge ve valisi 
Cuma günü Washington Post 'un aktardığına göre ABD yönetimi, Irak'ta General Tommy Frank yönetiminde askeri bir yönetim oluşturmaya karar vermiş. Bu yönetim, Saddam 'ı devirecek ama Baas Partisi bürokrasisini koruyacak. Böylece de The Guardian 'ın deyimiyle bir ''kafa nakli'' (rejim değişikliği yerine) yaparak yönetecek. Daha sonra da Tomy Frank görevi bir ''sivile'' , emekli General J.M. Garner 'e devredecek. Bu II. Dünya Savaşı'ndan sonra, Japonya'da kurulan McArthur yönetimini örnek alan bir proje. Ancak, 26 Amerikalı ve Japon tarihçinin yayımladıkları ortak bildiride vurgulandığı gibi, Irak'la Japonya arasında en ufak bir benzerlik yok ( Le Monde 21/02). Üstelik, bu model Şii çoğunluğu yine Sünni azınlığa yönettirmeyi amaçlıyor. Irak muhalefetinin liderleriyle konuşan The Guardian , bu proje yüzünden ABD'yle Irak Ulusal Kongresi 'nin arasının açıldığını, hatta Şii asılı Ahmet Çalabi 'nin aybaşında yapılan Ankara topantısında, bu koşullarda işgalci ABD güçlerine karşı bir ayaklanma olasılığından söz ettiğini aktardı(21/02). Foreign Policy in Focus adlı stratejik araştırma kuruluşunun 18 Şubat tarihli bilgi notu da Barzani ve Talabani klanlarının Kerkük'ün kendilerine verileceğinden emin olduğuna ve bu beklentinin yaratacağı devasa sorunlara değiniyordu. 
Pepe Escobar 'ın, Asia Times 'taki, Saddam rejiminin yapısını inceleyen yazısının (21/02) ayrıntılı biçimde sergilediği gibi, Irak'ın karmaşık aşiret yapısıyla devlet arasında çok girift ilişkiler var. Irak'ta gelirlerinin büyük bir kısmını devlete borçlu olan orta sınıf eliti de bu klan ilişkileri ağının parçası. Londra Üniversitesi 'nden Prof. Falih Caber , 1990'larda aşiret devlet ilişkilerinin, aşiretleri parti yerel örgütlerinin yerine ikame edecek bir biçimde yeniden düzenlediğini ve rejime daha sıkı entegre edildiklerini söylüyor. 
Toparlarsak, ABD sömürge valisi, Sünni Baas bürokrasisi aracılığıyla, ekonomik toplumsal altyapısı büyük çapta tahrip olmuş bir toplumu yönetmeye çalışacak. ABD'nin bu siyasi bombanın fünyesini çıkarmak için ne gerekli mali kaynaklara da planlara da sahip olduğu şüpheli. Bu konuya bakacak büro daha geçen ay kurulmuş ( The Nation ). Irak petrollerine gelince, ABD'nin saygın Petrol analisti Henry Groppe ve Goldman Sachs'tan Steve Strongin 'in dikkati çektiği gibi en erken savaştan 6-9 ay sonra başlayacak 6 aylık yoğun bir yatırım programından sonra, belki günlük 700 bin varil ek kapasite yaratmak mümkün ( Prudentbear 5/11/02). Wall Street Journal 'da kapasitenin 1990 düzeyinin iki katına ulaşması için 40 milyar dolar ek yatırım gerektiğini söylüyor(30/01/03). Bu denklem kolay kolay çözülmez! 
Bana, Irak'ta ''olay'' hızlı bir katliamla başlayacak, yavaş bir katliamla devam edecek ve giderek bir kaosa dönüşecek gibi geliyor... 

 

 

 
sayfa başına dön