|
|
HER GEÇEN GÜN BÜYÜYEN UMUDUMUZUN
ENGELLENMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi
KESK Genel Başkanı Sami Evren
TMMOB Başkanı Kaya Güvenç
TTB II. Başkanı Metin Bakkalcı
1 Mart 2003 Cumartesi günü Ankara'da 100 bini aşkın aydınlık yüzlü insanın gerçekleştirdiği büyük eylem toplumun büyük kesimi için umutlarımızın ve hayallerimizin gerçekleşebileceği inancını açığa çıkardı. Son dönemde ülkemizin her yerinde, her kesimden insanın ( %94) savaşa karşı tek bir yürek olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Bu çoğunluğun kuşkusuz ülkemizdeki insanların mutluluğunu, ülkemizin güvenliğini, en azından, herkes kadar öncelediği çok açıktır.
Bu etkinliğin bir sonucu da TBMM'de gündeme getirilen tezkerenin reddi oldu.
Bu durumda sıradan akıl ve vicdan sahibi herkesin olmasını beklediği gelişmeler de çok açıktı;
- Irak'a saldırı için ülkemizde bulunan yabancı askerlerin derhal ülkeyi terketmesi ve ülkemiz askerlerinin Irak'a girme hazırlıklarına son verilmesi.
Hal böyle iken, son günlerde "toplumumuzla dalga geçer" gibi umutlarımızı etkisizleştirme çabalarına tanık olmaktayız. "Biz de savaşa karşıyız" diye başlayan cümlelerin, savaşa doğrudan dahil olmamız anlamına gelecek şekilde sürdürülme çabalarındaki akıl dışı kurguya kanılması mümkün değildir. Bu saldırı, işgal ve savaşın bölgemize demokrasi, özgürlük ve barış getirmeyeceği açıktır. Bu nedenle de, bu saldırıya katılmanın da, saldırgan ülkelere destek vermenin de bizler açısından olumlanacak hiçbir yanı bulunmamaktadır. Bu çerçevede siyasi sorumluluğu olmayan kurumların yaptığı, savaşın önünü açacak, ülkemizi savaşın tarafı yapacak tarzdaki açıklamaları doğru bulmuyoruz.
Hele de, bu denli çoğunluğun iradesini hiçe sayarak, insanlığın en büyük trajedisi olan, son derece yaşamsal bir konu olan savaşı "çocuk oyunu"na dönüştürürcesine "tezkereyi bir daha oylayalım" yaklaşımının kabul edilemezliğini bir kez daha belirtmek istiyoruz. Aynı tezkerenin ya da aynı amacı taşıyan ama başka biçimde ifade edilen başka bir tezkerenin hazırlanması da, gündeme alınması da düşünülemez. Böyle bir girişim hukuken geçersiz olacağı gibi, parlamenter sistemin meşruiyetini tartışmalı hale getirecek, parlamenter sisteme olan güveni sarsacaktır.
Biz inanıyoruz ki, siyasi iktidar ABD'nin baskısına boyun eğerek yeni bir tezkere girişiminde bulunursa, TBMM bu tezkereyi bir önceki oylamadan daha büyük bir çoğunlukla gündeme almayarak reddedecektir.
Tezkere reddinin doğal sonuçlarının yerine getirilmesi beklenirken, tam tersine üs ve liman modernizasyonları ile hiçbir ilgisi olmadığı açık olan ABD'li askerlerin zafer işaretleri ile ülkemiz topraklarında dolaşması, konuşlandırılmasının onur kırıcılığını kimse bize yaşatamaz. Her gün basından izlediğimiz bu görüntüler, TBMM'yi işlevsizleştirmekte, tezkere tartışmalarını anlamsızlaştırmaktadır. Meşruiyeti zaten olmayan bu durumun önlenmemesi anayasal bir sorun hatta suçtur. Konuya ilişkin yapılan ve çelişkili olan açıklamalar, hükümetin ABD ile yapılan ikili anlaşmaları kamuoyuna açıklaması gereğini ortaya koymaktadır.
Öte yandan, tezkere reddinden sonra "bu barışın bedelidir" gerekçesi ile 2003 Bütçesini sunan Maliye Bakanı toplumumuzun bu gerekçeye kanacağını herhalde düşünmüyordur. Sunduğu bütçe bir önceki hükümetin TBMM'ye sunduğu ancak parlamento değiştiği için kadük kalan 2003 bütçesinin esas olarak aynısıdır.(EK:1) Bu bütçe yeni durum ile ilgili olmayıp, uygulanan İMF politikalarının doğrudan ifadesidir.
Bunlar yetmezmiş gibi, hükümetin aylardır taraflar arasındaki görüşmelere hiçbir şeklide hürmet etmeyerek, yüzyıllar öncesinde olduğu gibi çalışanların mal gibi devredilmesine yol açan, yılların birikimi olan kıdem tazminatlarını kaldıran "İş Kanunu" gibi tasarıları hızla TBMM gündemine getirme çabalarından ülkemiz çalışanları adına büyük kaygı duymaktayız.
Bu açık tablo karşısında;
Umutlarımızın yokedilmesini önlemek, savaşı durdurmak, insanı yok sayan 2003 Bütçesinin reddini sağlamak için tüm vicdan sahibi insanları, toplumun tüm kesimlerini "demokratik direnme hakkını" kullanmaya çağırıyoruz.
Bunun için;
1- Tezkere TBMM gündemine yeniden getirilirse, oylama günü tüm ülkede, tüm yerleşim ve çalışma birimlerinde demokratik-meşru direnme biçimleri hayata geçirilecektir.
2- İnsanı yok sayan 2003 Bütçesi bu biçimi ile TBMM Genel Kurulu'nda oylanacağı gün tüm ülkede "üretimden gelen güç" kullanılacaktır.
Ayrıca, savaşa karşı uluslar arası hareketin takvimi olan 15 Mart ve 21 Mart tarihlerinde
dayanışma ortamının gereği yapılacaktır. Bu çerçevede 14 Mart'ta Silopi'den İskenderun'a "İpek Yolu Barış Yolu Olsun" programı gerçekleştirilecek, 15 Mart 2003 Cumartesi günü ise İskenderun'da bölgesel bir miting gerçekleştirilecektir.
Her geçen gün daha da büyüyen, savaşı durdurma, adil, özgür, demokratik ve barış içinde bir ülke olabileceğimiz, barış ve refah içinde bir bölgede yaşayabileceğimiz umudunun gerçekleşmesi için herkesle beraber gereğini yapacağımız kuşkusuzdur.
|
|
|
|
|