Emekçilerin 
Kurtuluşu
Kendi
Eserleri
Olacaktır.

                 K.MARKS

 


KİBİRİN KAYNAĞI GÜÇ OLURSA

Dr. Ergun GÖKNEL

Güç sahibi olmak gerçekten güzel bir özellik. Gücü dengeli kullanabilirseniz, elinizdeki güç ile yeni mutlulukların kaynağı olursanız, kendinizi dev aynasında görmezseniz.

Gücün yaşamda yaratacağı güzellikler sonsuzdur. Beceri odur ki, güç ile mutluluk ve güzelliklere yaklaşılabilsin. Mutluluğun sürekli olmasını sağlamak ve bu amaçla ileriye dönük, sonsuzluğa varacak düzenlemeleri yerine getirebilmek, gücün tek kulamım alanı olmalıdır.

İnsanlar, kuruluşlar ve devletler güçlerini kullanırken düşünce dengelerini kolayca kaybedebilirler. İşte o zaman güç mutluluk değil felaket kaynağı olmaya başlar.

Güçlünün ilk karşılaştığı dengesizlik “güç sarhoşluğu”dur. Gücün sahibi artık her şeyi yapabilecekmiş duygusuna kapılır. Kendi gücünün esiri olur ve herkesin bildiği, her yerde tanınan özelliklerinin aksine hareketlerde bulunmaya başlar. Onun için hiçbir engel yoktur, olamaz. O her şeye muktedirdir. Yaptıkları normal bir kişiliğin göstergeleri değildir. Bu dengesizlik sonunda er geç güç sahibine zarar verir. Her şey olağana döndüğünde artık çok geçtir.

Güç sarhoşluğunun bir yan etkisi de dünyaya neler yapabileceğini gösterme isteğidir.  Gücünü, en olmayacak şeyleri yaparak ispatlamak, dünyaya göstermek ve kabul ettirmek ister. Bir süre için de başarılı olur. Fakat sonunda gene her şey olağana döner ve gereksiz harcanan güç yok olur. Yapılmaya çalışılanlar bir balon gibi söner.

Gene de gücün getireceği en büyük olumsuzluk, güçten kaynaklanan kibirdir. Bu kibirle yapılanlar güç sahibine zarar verdiği kadar onun çevresine de zarar verir. Güçten kaynaklanan kibir yıkıcıdır, yok edicidir. Güç sahibini yok etmekle kalmaz, onun kibirle saldırdığı çevresini de yok eder. Onun yakınlarını, dostlarını da felakete sürükler.

Güçten kaynaklanan kibir, güç sarhoşluğu gibi, yalnızca gücün kendi sahibine zarar vermekle kalmaz, neredeyse evrensel kayıpları doğurur.

Dünyamızın gördüğü ve karşılaştığı en büyük felaketler işte kendilerini güçlerinden kaynaklanan kibire kaptıran insanlardan veya bu insanların yönettiği ülkelerden gelmiştir. Özellikle teknolojinin büyük bir hızla geliştiği çağımızda kontrolsüz güç insanlığın felaketi olma yolundadır.

Dünyamızın çok yakın tarihinde karşılaştığımız felaketlerin temel unsurunu güçten kaynaklanan kibirde görmek gerekir. Çeşitli siyasi kuramlar, değişik ve inandırıcı gerekçeler ileri sürebilirler. Sonuçta gücün dengesizce, kontrolsüz ve kibirle kullanılması çağımızda karşılaştığımız felaketlerin temel unsuru olarak kalmaktadır

Güçlerinin sonsuz ve yenilmez olduğunu kabul eden insanlar ve yönetimlerin sonu her zaman olumsuz sonuçlanmıştır. Bu güç sahipleri kendilerine sonsuz zarar vermekle kalmamışlardır. Tüm insanlık ve sayısız insan de onların kibirlerinden zarar görmüşlerdir. Bu zararlar zaman içerisinde giderilmiş fakat yeni güç sahipleri aynı hastalığa kapılmışlardır.

Birkaç örnek verelim. 1933’de başlayan Nasyonal Sosyalizm fırtınası, İkinci dünya Savaşı ile sonuçlanmıştır. Yalnızca tüm Almanya ve Alman halkı değil, bütün dünya, bütün insanlık sonsuz felaketlerle karşılaşmıştır. Milyonlarca insan hayatını kaybetmiş, milyonlarca insan yurdundan sürülmüş, dünya fakirleşmiştir. İnsanların mutluluğu için gösterilecek gayretler, insanların birbirini yok etmesi için sarf edilmiştir. Yaşam kalitesini yükseltmek için geliştirilecek teknoloji, yaşamı yok etmek için kullanılmıştır.

Sonunda bu fırtına sona ermiştir. Kayıpların ortadan kaldırılması, dünyanın yenilenmesi onlarca yılı kapsamıştır.

İkinci dünya Savaşı sonunda Nagasaki ve Hiroşima’da patlatılan atom bombalarının kullanılma sebebi olarak pek çok haklı görülen gerekçe gösterilebilir. Gerçek olan ABD’nin gücünü göstermek için yüz binlerce insanın ölümüne ve yüz binlerce insanın yaşam boyu sakat kalmasına  sebep olduğudur.

 

Atom bombasının kullanılması sadece İkinci Dünya Savaşının son günlerine damgasını vurmamıştır. Bombanın atılmasını izleyen onlarca yıl boyunca tüm insanlık nükleer tehdit altında yaşamıştır ve bugün de yaşamaktadır. Bu tehdidi kanıksadığımız, bu tehdide alıştığımız için artık üzerinde fazla durulmamaktadır. Ancak bilinmelidir ki, dünyamız için devam edegelen en büyük tehdit budur, bir gün kibrine yenik düşebilecek dengesiz bir kişinin veya bir yönetimin nükleer bomba kullanmasıdır.

 

1960’lı yıllarda ABD Vietnam’da bir savaşı başlatmıştır.

 

ABD en güçlüdür…. Onunla boy ölçüşebilecek bir güç yoktur, olamaz…. Hele üç beş baldırı çıplak Asyalı bu işi hiç beceremez…. ABD’nin gücü karşısında tüm insanlık boyun eğmek zorundadır….

İşte bu anlayış, gücü göstermek için yapılan bir güç gösterisinden başka bir şey değildir.

 Sonunda milyonlarca insan ölmüş, insanların mutluluğu için kullanılabilecek olanaklar insanları yok etmek, onların ilerideki yaşamlarını zorlaştırmak için kullanılmıştır.

 ABD de başarısız olmuş, evrensel doğrulara yenilmiştir.

 Bugün de Irak da benzeri bir olayla karşı karşıyayız. Saddam gibi bir tiranı savaşsız yok etme yolları henüz tüketilmemiştir. Tüm dünya savaşa karşıdır. Savaş karşıtlığı giderek yayılmaktadır. ABD giderek yalnız kalmaktadır, ve de kalacaktır.

 Kendinde büyük güçler vehmeden Saddam savaşsız da yok edilebilecektir.

 

Fakat ABD yönetimi ve etkilediği amerikan kamuoyu hızla savaşa doğru gitmektedir. Gerçek şudur ki, savaşın tek sebebi de Irak’taki Saddam rejimi değildir. ABD dünyaya gücünü ispat etmek dileğindedir. Gücünü kabul ettirdikten sonra da, dünya egemenliğini perçinleyecek adımları  atacaktır.

ABD en güçlüdür!.... Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği gibi kuruluşlar da kim oluyor!... Çağımızda bunların işlevi var mı?.... ABD gücü her şeyin üzerindedir…. Tüm insanlık bu gerçeği kabullenmelidir….

Güçten kaynaklanan kibir, ABD yönetimini ve ABD halkını körleştirmektedir. İşte en büyük felaket budur. Vietnam savaşı sonunda amerikan halkı nasıl kendine geldiyse, Irak konusunda da gerçekleri görecektir. Umarız ki bu uyanma çok geç olmaz. Milyonlarca insan ölmez, milyonlarca kişi sakat kalmaz ve insanlık tamir edilemeyecek zararlarla karşılaşmaz.

 


 
sayfa başına dön