ABD’nin Irak saldırısı ne Saddam rejimini devirmek,ne kitle imha silahlarını yok etmek ve hatta ne de Amerikanın orta doğu petrollerine el koyması içindir.Bu saldırının bir tek nedeni vardır:Küreselleşme ideolojisini tüm dünyaya dayatmak.
Küreselleşmenin kapitalizmin vahşi saldırısı olduğu İNADINA sayfalarında kerelerce ve tüm ayrıntılarıyla anlatılmıştı hatırlayacaksınız.Ta 1944 yılında Breton Woods anlaşmasıyla başlayıp ve yıllar içinde ince ince dokunan bir örümcek ağı gibi,raundlarıyla,GATS’larıyla,Avrupa Birliği gibi bölgesel birlikleriyle nasıl dünyanın çok büyük bir bölümünü sardığını ayrıntılarıyla inceleyen bilimsel makaleler yayınlamıştık.
Küreselleşme ideologlarının küreselleşmenin bilgiyi tüm insanlığın emrine bedava sunacağı yalanını,insan haklarını ve demokrasiyi yaygınlaştıracağı yalanını boşa çıkaran birçok makale İnadına’nın sayfalarında yer almıştı.
Ancak Tanzimat kafalı okur-yazarlarımız batıdan gelen her şey iyidir mantığıyla küreselleşmenin Türkiye şubesi oluverdiler,bir çoğu da bedava hiçbir çıkarı olmadan,pek azı da kişisel ve hatta şirketsel ve derneksel çıkarlarını batının emrine bedel karşılığı sunarak...Ve düşmanlarını açıkladılar:Bir ulus devlet olan Türkiye Cumhuriyeti.Çünkü ulus devletin modası geçmişti, şimdi küreselleşme(!) zamanıydı.
.
Bu koroya sosyalistlerimizin dangalak kesimi de acele katıldı.O saflar da küreselleşmeyi enternasyonel olarak algılamışlardı... İnsan hakları ve demokrasi konularında sabıkası çok olan TC elbette son bulmalı onun yerine AB’nin bir eyaleti olmalıydık.Kendileri AB Eyaletinin bir yurttaşı olmaya hazırdılar ve soruyorlardı:Siz de hazır mısınız ? diye.AB’nin (aslında Küreselleşmenin)dayattığı bir takım yasalar TBMM nden süresi içinde geçmeyince AB karşıtlarına şimdi kına yakın diyerek saldırıyorlardı.
Hem Tanzimat kafalı post modernlerin hem de sosyalistlerin dangalak kesimi Bağımsız Türkiye kavramına karşıydılar,onların eyaleti sivil toplum kuruluşları,vakıflar,dernekler,dini ve etnik cemaatlar şeklinde örgütlenecek ve hepsinin ayrı hukuku,ayrı yönetimi olacaktı.Tabii eyaletin nereye bağlı olduğu ve orada nasıl bir yönetim olduğu bir türlü netlik kazanmıyordu.AB’yi savunuyorlardı ama onun yönetiminden hiç haberleri yoktu.
Sosyalistlerin dangalak kesimi eşitsiz büyümeyi, emek-sermaye çelişkisini,sömürüyü,sınıf kavgasını,hatta sınıfların varlığını bile unutarak hatta onları yadsıyarak emek eksenli,yüzü emeğe dönük gibi saçma sapan kavramlarla uğraşıyorlardı.
Ve ABD Irak’a saldırdı.Bu öyle bir saldırı oldu ki Birleşmiş Milletler de tarihe karıştı.Küreselleşmenin en ufak bir engele bile tahammülü olmadığı böylece ortaya çıktı.
Saldırıdan önce hem küreselleşmenin ideologları hem de ABD yetkilileri net bir biçimde dünya haritasının yeniden çizilmesi gerektiğini ısrarla vurguladılar.
Şimdi ABD küreselleşmenin sopası olarak dünya haritasını yeniden çizmeye Irak’tan başladı.
Başarabilecek mi ? HAYIR.
Hitler’in Yeni Nizamı gerçekleşmiş miydi ki küreselleşme dünyaya hükümran
olsun.
Neredeyse dünyada yaşayan tüm insanlar-ABD yurttaşların bir kısmı bile-küreselleşmenin savaş,ölüm açlık,sömürü olduğunu anladı,sokaklara çıktı.Bu çığ büyüyecek,küreselleşme belasından insanlık kurtulacaktır.